Jimin arkadaşının önerisi ile Bangthree grubunu dinlemeye başlar. Üç üyesinden ortanca olanı Min Yoongi ona çok çekici geliyordur. Bir gün bu grubun konserine gider ve olanlar olur...
Yoonmin
[devam ediyor...]
İdolünüze hiç aşık oldunuz mu? Ben gerçekten oldum. Aslında çoğu fan, gruptaki herkese aşık olduğunu söyler yani öyle hisseder ama o his aşk değildir. Açıklanamayan bir duygu. Her fan idolü ile evlenmek, onunla öpüşmek, sarılmak ister ama yüz yüze gelince değişir herşey. Red etmek değil de genelde garip olur insan. Yalnızca ekrandan gördüğün birisi sonuçta?
Aynen ben de bu zamana kadar bunları düşünüyordum. Gülmek için 'Yoongi ile evleneceğim' derdim. Olaylar çok hızlı, bir o kadar da saçma gelişti.
İlk gördüğüm an büyülendim. Parlıyordu ışıl ışıl... Düşmesini nasıl bu kadar hızlı refleksler ile durduğumu anımsayamıyordum. Hastanede yaşananlar kalbimde ona ait bir kapı ve oda açtı. Eve döndüğümde bana olan ilgisi, şefkati ve gülümseyişi ile o kalbimdeki odaya yerleşip kapıyı da içeriden kilitledi sanki.
Sadece kalbimde değil beynimde de o vardı. En doğru geliyordu her zaman. Kalbim ve beynim aynı anda değil birlikte hareket ediyordu. İkisi de aynı fikirle, aynı sonuçla...
"Jimin-shi sana sesleniyorum, hey orada mısın?"
Oturduğum sandalyede tek bir noktaya bakarak bunları düşündüğümü fark edince kendime gelip bana seslenen Taehyung a döndüm.
"d-dalmışım ne oldu?"
Göz devirerek beni kısaca süzüp söze girdi.
"işin bittiyse birlikte yemeğe çıkalım diyecektim, uzun zamandır yapmıyoruz"
Bilgisayar ekranıma sonra ise plan defterime baktım. Gereken her şeyi yapmış bitirmiştim. Tekrar Taehyung a döndüm ve gülümseyerek konuştum.
"olur çıkalım"
Ayaklandığımızda mesai saatinin bittiğini belli eder gibi tekerli sandalyeleri sırt kısmına kadar masa altına ittik. Mor ve mavi arası tonlardaki paltomu giyerken Taehyung da siyah uzun paltosunu giyiyordu. Küçük kahverengi çantamı koluma asıp beni bekleyen Taehyung un kolu altına girdim. Önce asansöre, oradan da şirket çıkışına geldik. Hala omzuma atılmış kolun altındayken çıkmıştık dışarıya. Hava kar havası olmasa da soğuktu. Burnum hemen pembeleşmeye başlıyordu. Yakınımızda bir restorant vardı oraya yürüyerek gidecektik.
Sol taraftaki yolu seçerek döndüğümüzde yolun kenarına park edilmiş birkaç arabadan siyah ve büyük olanına yaslanmış birisi vardı. Biz yürümeye devam ederken şapkası ve maskesi olan adam bize baktı. Tanrım bu oydu... Gözlerinin küçüklüğünden o olduğunu düşündüm. Sonra emin olmak istercesine kıyafetlerini inceledim. Evet... Üstündeki ceket tanıdıktı. Daha önce giydiği bir şeydi. Cidden buradaydı.
Ne yapacağımı bilememiştim. Ayaklarım durduğunda Taehyung bana baktı.
"hey neden durdun?"
"t-tae karşımda Yoongi yi görüyor olamam değil mi?"
"ne diyorsun yüksek sesle konuş"
Adam, yani Yoongi maskesini çıkardığı gibi görmüştüm onu. O olduğu kanıtlanmıştı. Yüzüme bir gülümseme otururken onun yüzünün asık olduğunu fark ettim. Öne hızlı birkaç adım atıp Taehyung dan ayrıldım. Aramızda biraz mesafe bırakarak durdum karşısında.
"burada ne-"
"Taehyung ile sadece arkadaş olduğunu söylemiştin?"
Anlamaz gözlerle ona bakarken kafasındaki şapkayı çıkardı ve dağınık saçlarını parmakları ile biraz daha dağıttı. Şapkayı arabanın üstüne koyarken göz devirdiğini görmüştüm.
"nasıl bir arkadaşlık bu, ne düzey?"
"Taehyung ile yemek yemeye gidiyorduk sad- neden soruyorsun bunları bana"
"randevuya çıkıyordunuz demek, ben sizi bölmeyeyim o zaman iyi eğlenceler"
Tavrını takınıp aracın kapısına uzadığında kolunu tutup gücüm yettiğince kendime çektim onu. Yakınlığımız biraz fazla olunca yutkunmuştum. Utangaçlığı bir kenara bırakıp şu yanlış anlaşılmanın önüne geçmeliydim.
"randevu filan yok, sadece birlikte yemek yiyecektik anlıyor musun? Başka bir sorun var mı?"
Aramızdaki 2 cm i hatırlatmak ister gibi hafif eğildi yüzüme doğru.
"kim arkadaşı ile bu kadar yakın olur?"
"ben olurum, böyle olmayı seviyorum. Temastan hoşlanıyorum"
"demek temas seviyorsun...öyle mi?"
Kısık ve derin gelen sesi ile gözlerimi kırpıştırdım üst üste. Ardından belimde hissettiğim kol ile titredi tüm vücudum. Belimdeki kolun beni kendine yapıştırışı beni kötü etkiliyordu.
"ben temas etsem sadece, sana?"
Baştan aşağı yüzümü incelerken arkadan Taehyung u duydum.
"sokak ortasında öpüşmeyin lütfen, açık alandasınız ve BEN NEDEN BUNLARA ŞAHİT OLDUM!?"
Yoongi bakışlarını benden ayırıp ona çevirdiğinde ben de kafamı çevirdim arkaya. Arkasını dönmüş bağıran bedene gülmeden edemedim.
"Taehyung bir dahaki sefere yersiniz yemeği, arkadaşını çalmak durumundayım da!"
"al senin olsun, ama anlaşmamızı unutma, iki harf JK!"
💌
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
