...
"anlat bakalım kim bu Park Jimin?"
Oturduğum yerde biraz yerleştim. Dudaklarımı ısırırken burnumdan derin nefesler alıyordum. Ellerimle oynarken bir yandan da nereden başlasam diye düşünüyordum.
"bir konser çıkışında sakatlanmamı kurtardı ve kendisi zarar gördü biliyorsunuz"
"evet Seokjin den ben istemiştim ilgilenmenizi"
"ah evet o zaman tanıştık, ben özel olarak ilgilendim onunla, işten kaçıp sürekli onun yanına gittim, o zamanlar neden bilmiyorum ama çok yardımsever birisi olmuştum"
"vaov güzel bir hikaye"
Liseli ergenler gibi beni dinlemeye başladı. Değişik ama sempatik biriydi.
"işte bir şekilde sevgili olduk, idol hayran ilişkisi değil... Biz birbirimizi gerçekten seviyoruz"
"Yoongi seni anlıyorum ama sen ünlüsün ve sıradan biri ile birlikte olmak ikiniz içinde kötü olur, herkes para için birlikte olduğunuzu düşünecek"
Tabii ne düşünüyordum ki... Ne yapacaktım bilmiyordum. Çaresizce konuşmaya devam ettim.
"efendim o öyle biri değil ama her halinden belli oluyor fanlarımın beni anlayacağını düşünüyorum, olmazsa da bulurum bir çözüm yolu, biz birbirimizi seviyoruz şirket kuralları da umurumuzda değil"
Gözleri parlayarak beni dinleyen adam yerinde yerleşmiş ve biraz düşünmüştü. Elini çenesinde biraz gezdirdikten sonra kararsızca konuşmuştu.
"aslında aklımda bir şey var ama... Bunu kabul eder misiniz bilmiyorum"
"nedir o?"
Nefes aldı ve sandalyesini biraz yakınlaştırdı.
"eğer Park Jimin bir ünlü olursa aranızda bir engel olmaz"
Çok saçma gelmişti bana bu fikir. Anlayamamıştım tam olarak neyi kast ettiğini. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda biraz daha açtı konuyu. Söyledikleri mantıklı gelmeye başlamıştı.
Bu konu hakkında önce Jimin ile konuşmamı söylediğinde hiç gecikmeden ayrılmıştım oradan. Tekrar yanımdaki biten menajerim Somi benden açıklama bekler gibi bir havası vardı yine.
"Somi çıkıyorum işlerimi hallet"
"ama bay Min bugün-"
"alo Hoseok işin bitti mi?"
Şirketin kapısına kadar yürüdüm ve Hoseok la konuşmaya devam ettim.
"Namjoon u şimdi arıyorum bay Min hala ortalıkta yoklar da ben bay Jeon ile birlikteyim"
"tamam ben Seokjin i ararım sen işine bak"
Tam zamanını buluyordu bu ikisi de kaybolmak için. Seokjin in ismine tıklayıp aradım onu. Baya bir süre çaldıktan sonra açtı. Hızlı nefesleri beni şaşırtmıştı.
"alo hyung?"
"a-alo Yoon ne oldu?"
"Namjoon nerede? Neden nefes nefesesin? Neredesiniz?"
"çok soru soruyorsun, ne işin var Namjoon ile?"
"şirketteyim Hoseok un işi var Jimin in yanına gitmem gerek"
"tamam bekle sen"
Cevap vermeme izin vermeden kapanmıştı telefon suratıma.
Hızlıca gelmeyeceklerini bildiğim için kafeteryaya geçtim. Bir kahve alıp bir şeyler düşündüm. Yaklaşık yarım saat sonra içeriye giren ikili ile ayağa kalktım. Kollarımı bağlayıp iki tedirgin bedene baktım.
"hiç gelmeseydiniz?"
"geldik işte"
Telefonumu masadan alıp kapıya doğru yürüdüm. Onlar da arkamdan geliyordu. Arabaya hayranlarımıza el sallayarak bindim ve yanımda oturan Jin hyung a döndüm.
"neredesin sen hm?"
"h-hiç alışveriş falan"
Göz ucuyla şoförün yanında oturan Namjoon a baktım. Elleriyle oynuyor ve aynadan ikimize göz gezdiriyordu ara sıra.
"çıkar yakında kokusu"
"sen nereye gidiyorsun, bugün kayıt var saat 1 de unutma"
"Jimin in yanına gidiyorum, haberleri gördün değil mi?"
"evet, ayrılacak mısınız?"
"hayır başka bir planım var, ve bunu patron kendisi sundu"
Şaşırmıştı Seokjin.
...
💌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alone | Yoonmin
FanfictionJimin arkadaşının önerisi ile Bangthree grubunu dinlemeye başlar. Üç üyesinden ortanca olanı Min Yoongi ona çok çekici geliyordur. Bir gün bu grubun konserine gider ve olanlar olur... Yoonmin [devam ediyor...]