16🍁

19 2 0
                                    

~Yoongi~

Bazen hayatınıza birisi girer ve o düzeninizi alt üst eder. Ya iyi olur, mutlu olursunuz bu kişinin varlığından, ya da keşke hiç karşılaşmasaydım dersiniz. Ben karar veremiyordum artık. O bana iyi gelecek mi? Yoksa bana zarar mı verecek? Algılayamıyordum. Bunun sebebi 3 yıl önceki olanlardı.

O zamanlar yeni çıkış yapmıştık. İlk şarkımız çok beğenilmişti. Grup arkadaşlarım ile çok mutluyduk. Çabamızın boşuna olmadığını görmüştük. Ama bu mutluluk, yani benim mutluluğum birisi yüzünden, bir aşk yüzünden yok olmuştu. Sanırım ilk defa aşık oldum, sanırım ilk defa böylesine yoğun bir aşk yaşadım.

Geceleri yatmadan önce onu düşünmekten uyuyamıyordum. Aşk şarkıları yazmaya başlamıştım. Şiir yazmıştım. O zamanlar tam bir aptaldım. İdol olduktan sonra ortaya çıkar 5. göbekten bir akrabamın kızına aşık olmuştum. Şuan düşününce hem gülüyordum bu aptallığıma, hem de o zamanlar çektiğim acıları düşünüp göz yaşı döküyordum.

İlk başlarda iyi anlaştık onunla. Uzaktan akraba olduğumuz için özgürce takılabiliyorduk. Haberciler bizi gördüğünde kuzenim olduğunu söylüyordum ve bizi rahatsız edemiyorlardı. Çok eğlendik, çok gezdik, çok güldük birlikte. Onun da benim gibi mutlu olduğunu düşünmeye başladım. İlk görüşte aşık olmuştum ona ve onun da bana karşı hisleri olduğunu düşündüm.

Bir gece şirketten izin almadan grup arkadaşlarım ile kaldığımız evden kaçtım. O zamanlar yeni yeni ünleniyorduk o yüzden şirket oldukça katıydı bu konularda. Bizim iyi dinlenebilmemiz için resmen anne-babamız gibi 'geceleri tek başına ve habersiz çıkmak yasak' demişti. Eğer onunla buluşmak için izin isteseydim vermezlerdi. Ben de kaçtım. Çok kolay oldu, hapishane değil sonuçta orası.

Birlikte içki aldık ve sahildeki en güzel manzaralı kayaları seçip oturduk. Onu buna zor ikna etmiştim. Onun tercihi lüks bir barda içmekti. Ben ise onunla baş başa olmak istiyordum. Sahile oturup şehrin ışıklarını seyrederek içkilerimizi içtik.

-

Ellerimle oynamaya başladım stresten. Artık söylemeliydim. Bunu yapabilirdim. Derin bir nefes aldım ve ona döndüm.

"bugün deniz çok güzel değil mi?"

"evet, ama bara gitmeyi tercih ederdim"

Yüzüm düşecek gibi olmuştu ama izin vermeden tekrar döndüm ona. Cesaretimi toplamıştım. Hazırdım!

"seni buraya getirdim çünkü baş başa olalım istedim"

"anlamadım?"

"Soohe seni ilk gördüğümde senden çok etkilendim. Saatlerce izleyebileceğim kadar güzel geldin gözüme. O an anlamamıştım ama şimdi anlıyorum"

Hafif çatık ve anlamaz gözlerle bakıyordu bana. Bu daha çok stres olmama sebep olsa da moralimi bozmadım.

"şimdi anlıyorum, günlerdir sana bunu söyleyebilmek için bir an arıyordum. Şuan o zaman olduğuna inanıyorum"

Ceketimin iç cebindeki küçük takı kutusunu çıkardım. Yumruğumda onu sıkarken tekrar baktım ona.

"Soohe benimle çıkar mısın?"

Kutuyu ona uzattım titreyen ellerim ile. Gözlerimi onun ellerine çevirdim alması için. Yüzüne bakmaya cesaretim yoktu. Çok korkuyordum. Ve iyiki korkmuşum. Korktuğum oldu. Kutuyu elimden sinirli bir şekilde aldı. Açıp içindeki bilekliği gördü. Altın ya da değerli bir şey değildi. Anlamı vardı sadece.

Benimle dalga geçer gibi bir ses tonu ile konuştu.

"ciddi misin sen?! Bu değersiz şeyi mi layık gördün bana!"

-

Öyleydi işte. Sonrasında bana sadece ileride çok daha zengin olabileceğim için katlanıyormuş. Benim gibi çirkin ve 'bisex' birisiyle çıkmazmış. Daha birçok saçma şey.

İşte bu olanlardan sonra Jimin e aşık olamıyorum. Onu sevemiyorum. Yine aynısı olacak diye korkuyorum.

O gün onun ucuz olduğu için beğenmediği bilekliğe bakıyorum. O kadar da kötü değildi bence. Eski olabilirdi. Demode görünebilirdi. Ama bu bileklik babamın anneme aldığı ilk hediyeydi. Annem bana vermek için uzun zaman saklamıştı. Benim sevgilime takmamı isterdi hep. Ama sanırım başaramamış, gülünç duruma düşmüştüm sadece.

💌

Alone | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin