Bölüm: 18 "Sessiz Şeytanlar"

69 17 38
                                    

Herkese merhaba ve keyifli okumalar....

OY VERMEYİ VE BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN! ! . . .

Bölüm: 18 "Sessiz Şeytanlar"

'Haksızlığa karşı susmak sessiz birer şeytan olmaktır...'

Can korkutucu ve karanlık sokakta yürürken Javier'ın yüzündeki dehşet ifadesini anımsadı. Javier aniden ayağa kalkmış ve sadece acil bir işi olduğunu söyleyip gitmişti. Can , Javier'ın aceleci tavrından acil bir işi olduğunu anlamıştı zaten. Onu merak ettiren şey o acil işin ne olduğuydu. Fakat Javier acil işten daha fazlasını söylememişti.

Javier gidince yemeğini bitirmemiş ve hesabı ödeyip çıkmıştı. Acaba hesabı ödememek için numara mı çekti düşündü bir an. Ama bu düşüncesi saniyeler içinde yok oldu. Eğer gerçekten hesabı ödememek için numara çekseydi bu gerçekten komik olurdu. Aynı zamanda çok saçma da olurdu. Zaten Can böyle bir şey olduğunu da düşünmüyordu. Sadece yaşadıkları yüzünden saçmalıyordu.

Belki de yaşlı adamı ve kayıp eşya dükkanındaki yaşlı kadını düşünmemek için beynini oyalamaya çalışıyordu. Evet bunu yapıyordu. Çünkü yaşlı adamın katilin yaşayan tek kurbanı olması ihtimali ve yaşlı kadının olanlarla bağlantısı olma ihtimali beynini fazlasıyla kurcalıyordu. Çzellikle de yaşlı adam. Eğer tahmin ettiği gibi katili tanıyorsa tüm bu kabus sona erecekti.

Mavi evin olduğu sokağa girince durdu. Bu sokağa bilerek girmemişti. Fakat ayakları ve beyni onu buraya getirmişti. Yaşlı adamın yüzündeki korku ve kesilen parmağı ona o kadar çok şey anlatmıştı ki genç çocuk bunların gerçek mi yoksa saçma bir teori mi olduğunu anlamamıştı.

Başını kaldırıp mavi eve baktı. Sokaktaki iki üç katlı evlerin aksine burası tek katlı ve bahçeli bir evdi. Bahçe duvarları çok yüksek değildi. Uzun boylu bir insan rahatlıkla içeriyi görebilirdi. 

Can başını yukarıya kaldırıp eve bakmaya çalıştı. Evin camlarını bu mesafeden görebiliyordu. Tüm ışıklar kapalıydı. Yaşlı adam uyuyor olmalıydı.

Genç çocuk başını çevireceği sırada perdenin hareket ettiğini fark etti. Çok hızlı olmuştu. Fakat perdenin hareket ettiğine emindi. Yaşlı adam ordaydı. 

Can daha net görmek için başını yukarıya kaldırdı. Fakat bir hareketlilik yoktu. Yaşlı adam gecenin bu saatinde neden uyumamıştı?

Uyumamış olması normalş olabilirdi. Fakat tüm ışıkları kapatıp camdan dışarıyı izlemek...

Genç çocuk içinin ürperdiğini hissetti. Ahh işte yine oluyordu. O berbat his damarlarında geziniyordu. İzlenme hissi...

Rahatsızlıkla etrafına bakındı. Sokakta kimse yoktu. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Bu saatte birkaç sarhoş dışında kimse böyle bir sokakta gezmezdi. Özellikle de seri katilin ilk kurbanlarını avladığı sokakata.

Can yine de yanlız olmadığını hissediyordu. 

Huzursuzlukla arkasına döndü. Onu izleyen bir çift gözden habersiz yürümeye başladı...

                               &&&

"Ceset alındı mı?"

"Siz görmeden almalarına izin vermedim Başkomiserim." dedi Jaques. Sarı şeritlerin altından geçip cesetin olduğu tarafa  doğru ilerledi. "Bunu görmeniz gerekiyor."

Başkomiser sessizce Jacques'ı takip etti. Jacques onu arayıp kuaförde ki kadının öldüğünü söyleyince kelimenin tam anlamıyla şok olmuştu.  Chris Hill'in ölümünden sonra bu ölüm fazla erkendi. Çok fazla erken...

Cehenneme HoşgeldinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin