15.Bölüm-İlk

3.1K 18 1
                                    


Mert dudaklarını bir anlığına Aslı'dan ayırdı.

İçindeki tüm şefkat ve arzuyla Aslı'nın gözlerine baktı. Karşısındaki bir çift gözde hem korkuyu hem heyecanı hem de arzuyu gördü. Aslı'nın bu düşüncelerden birine sarılıp çekip gitmesinden korktu. Tekrar onu belinden kavradı ve kendine doğru çekti.

Aslı, sonsuz bir teslimiyetle Mert'in her hareketine ayak uyduruyordu. Mert Aslı'nın dudakları dudaklarında geriye doğru bir adım attı. Aslı'nın da ona ayak uydurduğundan emin olunca bir adım daha geriye gitti. Sonra bir adım daha. Artık salonun ortasına kadar gelmişlerdi. Aslı'nın dudaklarını bir an olsun bırakmıyordu. Sanki bırakırsa kaçıp gidecekmiş gibi hissediyordu. Koltuğa oturdu. Aslı'yı kucağına çekti. Hiç itiraz gelmiyordu karşısındaki kadından. Mert biraz da bundan cesaret alarak Aslı'nın bedeninde ellerini gezdirdi. Omuzlarına dokundu. Kucağına oturunca sıyrılan eteğinin altındaki bacaklarına dokundu. Ellerini Aslı'nın kalçasına götürdü. Hiç bir geri çekilme olmayınca Mert iyice cesaretlendi ve Aslı'nın kalçalarının üzerindeki eteği sıyırdı.

Artık elbisesi iç çamaşırının üzerine kadar sıyrılan Aslı, içindeki korkuyu atmıştı. O artık içindeki boşlukta yarattığı bir evrendeydi. Yine 20li yaşlarında genç bir kadındı. Kapının ardında hiç bir sorumluluğu yoktu. Kalp atışlarının hızı dışında kafasında onu rahatsız eden hiç bir düşünce yoktu. Mert'in elbisesini çıkarmak için yaptığı hamleye karşılık vererek kollarını kaldırdı. Üzerinde sadece iç çamaşırları kalmıştı.

Mert kafasını biraz geri çekip onu izlemeye başladı. Dakikalar süren öpüşmedeki en uzun araydı bu. Aslı'nın bütün detaylarını hafızasına kazımak istercesine kucağında duran bu kadına bakıyordu. Ne kadar güzel olduğunu fark etti. Beyaz teni ışıl ışıl parlıyordu. Aslı'ya doğru biraz yaklaştı. Dudaklarını onun boynuna dayayıp kokusunu içine çekmeye başladı. Bir yandan eli sütyenin kopçasına gitmişti. Tereddütsüz tek hamlede sütyeni açtı. Tekrar geri çekilip omuzlarından aşağı sütyen askılarını kaydırdı.

Aslı tepkisiz onun hareketlerine teslim olmuş gibi duruyordu. Gözlerini Mert'in yüzünden ayırmıyordu. Bu gencin yüzünün her bir detayında kendi yansımasını arar gibi bakınıyordu.

Mert çıkan sütyenin altındaki göğüslerin güzelliği karşısında yutkundu. Sanki hayatında ilk defa görüyormuş gibi gözleri ışıldamaya başladı. Kafasını biraz daha öne eğip usulca onları öpmeye başladı. Hiç acelesi yokmuş gibi hissediyordu. Sanki bu evde bu kadınla günlerce haftalarca başbaşa kalacakmış gibi sakin hareket ediyordu. Elleriyle dokunurken bir yandan dudaklarını usul usul gezdirmeye başladı. Aslı sanki beklenmedik bir hareketmiş gibi irkildi. Sonra ise kafasını geriye doğru atıp gözlerini kapattı. Saçları geriye doğru sarkmıştı. Kucağında oturduğu Mert'in dizlerine kadar değiyordu artık. Mert ise bu minik dokunuşun, sanki uhrevi bir temasmış gibi içini doldurduğunu hissediyordu. Bununla beraber biraz daha sertleşmeye başladı.

Aslı'nın nefes alışverişleri hızlanmıştı. Normalde pek keyif almadığı bu temas, şu an kasıklarında bir sızı oluşturuyordu. O kadar sene onca adam kimse doğru dokunmamış diye düşündü. Islandığını fark ediyordu. Geriye doğru attığı kafasını doğrultu. Mert'in yüzünü ellerinin arasına aldı. Dakikalar sonra ilk defa tepki vermişti.

Mert şaşkın gözlerle ona baktı. O kadar heyecanlanmıştı ki tepki veremeden sadece Aslı'nın yüzünü seyriyordu. Dudaklarındaki tanıdık gülümsemeyi görünce rahatlamıştı. Aslı onun yüzünü kendine doğru yaklaştırdı. Büyük bir iştahla Mert'in dudaklarına yapıştı. Uzun yıllar önce bıraktığı o ateşli öpüşmesiyle Mert'i tanıştırdı. Dudaklarını değil de tüm bedenini kullanır gibi onunla öpüşüyordu.

Mert kendinden geçmeye başlamıştı. Dudaklarındaki ateşi tüm vücûduna yayılmıştı. Giderek sertleştiğinin farkındaydı. Aslı'yı kapıda görmesiyle başlayan bu sertleşmenin sanki dahası mümkünmüş gibi arttığını hissediyordu. Baskıyı parmak uçlarında dahi hissediyordu. Aslı'nın dudaklarını bırakmadan onu soluna doğru kaydırdı. Sol eliyle yakaladığı minderi onun kafasının altına koydu. Kısa bir ayrılıktan sonra onun üzerine doğru eğilip öpüşmeye devam etti. Altında kalan kadına artık kontrol bende dercesine hareket ediyordu. Dudaklarını dudaklarından ayırdı. Aslı'nın boynuna doğru kendine bir yol buldu. O yoldan öperek aşağı doğru iniyordu. Göğüslerinin arasına gelince kokusunu içine çekmeye başladı. Onu her gördüğünde aldığı kokudan farklı bir kokuydu bu. Yavaşça kokuyu ezberleyerek aşağı doğru indi. Göbek deliğine yaklaşınca bir öpücük bıraktı ve kendini geri çekti. Karşısında uzanmış kadına bakınca gözlerini kapatmış, araladığı dudaklarının arasından kesik kesik nefes alan kadını seyretti. Bunun bir rüya olmadığına emin olmak istiyordu. Aslı gözlerini aralayıp Mert'e bakınca göz göze geldiler. İkisinin de gözlerindeki korku fark ediliyordu ama o korkunun arkasında duran tutku daha büyüktü.

Aslı ellerini uzatıp Mert'in yüzünü avuçlarının arasına aldı. Uzamış sakalları avuçlarını kaşındırıyordu ancak yanaklarındaki ateşi hissetmesini engellemiyordu. Hiç bir şey söylemeden Mert'in kafasını sakince aşağı doğru eğip dudaklarının tekrar teniyle kavuşmasını sağladı. Az önce kontrol bende diyen bu adam Aslı'nın komutlarıyla hareket edecek kadar sarhoş hissediyordu. Dudakları Aslı'nın tenine tekrar değdiğinde kavrulduğunu hissetti. O kadar kadın tanımış, o kadar çok ilişki yaşamıştı ancak ilk defa bir kadının tenindeki ateşle kavruluyordu. Dudaklarını bu kadının teninden ayıramayacak kadar ona susamış da hissediyordu. Onu yakan ateş de ona deva olacak su da bu kadındaydı. Usulca aşağı doğru bulduğu yoldan indi.

Aslı kısa bir ah çekerek Mert'in hareketlerine izin verdi. Onun işini kolaylaştırmak için bacaklarını aralamış, belini ise bir yay gibi germişti. Gözlerini tekrar kapatmayı seçti. Hem görebilecek kadar cesur hissetmiyor, hem de bu büyülü anın tadını çıkarmak için karanlıkta olmak istiyordu. Hiç bir şeyin dikkatini ve odağını dağıtmasına izin vermek istemiyordu.

Mert tekrar yukarı geldiğinde önce Aslı'nın boynuna sokulmuş, derin bir nefes almıştı. Ciğerlerini dolduracak nefesin bir tek orada olduğunu hissediyordu. Küçük öpücüklerle Aslı'nın dudaklarını bulduğunda bir eliyle de pantolunu indirmeye çalıştı. Bir an geri çekilip Aslı'nın yüzüne baktığında korktuğu pişmanlığı orada göremedi. Usul hareketlerle bir bütün olmak için ateşe kendini attığında bütün bedeninin titrediğini hissetti. Aslı'nın tenindeki ateşin hiç bir şey olmadığı, asıl ateşin günlerce hayalini kurduğu yerde olduğunu anlamıştı. Soluksuz kalacağını hissettiği o an, içinde ya yetemezsem korkusu olmuştu. Bugün buradan tatmin olmadan ayrılan kadını bir daha görmek için hiç bir şansı olmayabilirdi. Ancak içinde bir ömür bu halde yaşayabileceğini bildiği bir arzu vardı. Kendini o arzunun kucağına bırakıp sakin hareketlerle içinde bulunduğu ateşin tadını çıkarmaya başladı.

Aslı üzerindeki adamın enerjisini fark edebiliyordu. Gençliğini hissebiliyordu. Bütün hücrelerine ulaşan o gençliğin ateşi bedenini kavuruyordu. Aldığı haz saç diplerinden parmak uçlarına kadar ulaşmıştı. Ne kadar çok olmuştu böyle hissetmeyeli. Bir gençlik kadar mı bir ömür kadar mı bilemedi. Emin olduğu tek bir şey vardı. İçinde ateşini körükleyen bu adam yabancı değildi. Her hareketi tanıdıktı. Belki bu hayatta değil ama başka bir hayatta onunla olduğuna emindi. Çünkü başka türlü bedeni böylesine titreyemezdi.

İnlemeler arasında Mert kendini bıraktığında yüzünü tekrar Aslı'nın boynuna gömdü. İhtiyacı olan nefesi bulmak isterken alnına düşen bir damlayla hafifçe doğruldu. Aslı gözlerini kapatmış öylece dururken gözünden bir damla yaş kendine bulduğu yoldan şakaklarına doğru süzülüyordu.

Mert olmasını en son isteyeceği şeyle karşı karşıya kaldığını düşündü. Aslı'nın her türlü duygusuyla yüzleşmeye hazırdı.

Bir tek pişmanlık hariç.

STAJYERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin