13.Bölüm-Sokak Lambası

759 12 2
                                    

"Mert" diye gergin bir şekilde seslendi Aslı. Bu tek kelimesinde onlarca soru vardı ancak sadece "Hayırdır birşey mi oldu?" diye devam etti. "Evet" dedi. "Sizi görmek istedim". Bu sırada Mert bir adım atmıştı ve Aslı'yla aralarındaki mesafeyi kaldırmıştı. Aslı geri çekilmek istemiş ancak yapamamıştı. "Noldu?" diyebildi sadece.

Mert derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. Gözlerindeki bakışta burada değilmiş gibi bir kayboluş vardı.

"Bu sabah uyandım ve içimde delice sizi görme isteği vardı. Dayandım, uğraştım, olmadı sonra kendimi burada buldum. Saat kaçtı geldiğimde, kaç saattir burdayım bilmiyorum. Sizi bir an görmek yetecekti bana. Bekledim. Sonra sizi gördüm. Ta ki siz de beni fark edene kadar. Sonra da dönüp gidemedim, nedense geleceğinizden emindim."

Mert nasıl bu kadar uzun ve açık açık konuştuğuna hayret ediyordu. Bu cesaret nerden gelmişti o da bilmiyordu ama artık ne olursa olsun kafasındaydı. Sonrasını düşünmüyordu. Pazartesi işten çıkarılmak umrunda bile değildi. İçindeki bu arzuyu bastırmak ona zarar veriyordu. Hiç olmadığı biri gibi olmaya zorluyordu onu. İnceldiği yerden koparmak en mantıklısıydı. Belki de bundan cesaret almıştı.

Aslı tek bir söz etmeden Mert'i dinledi. Gözbebekleri büyüdü. Gözlerini görebilseydi bunu kanıtlayacağından emindi. İki gün beynini yiyen şüphe onun lehine çıkmıştı. Gururu okşanmış hissediyordu. Yıllar sonra kocasından başka bir erkek ona hislerini anlatıyordu. 23 yaşındaki bu gencin dikkatini çekmişti. O da kendisini genç hissediyordu. Hata bu gizli buluşma onu lise yıllarına götürmüştü. İçinde kelebekler hissediyordu. Sanki ilk defa biri ona hislerini anlatıyordu. Sanki ilk defa sevgilisi olacaktı. Bugün bu sokak lambasının altında 38 yaşında bir kadın değil de babasından gizli flörtüyle buluşan 16 yaşında bir genç kız duruyordu.

İki taraf da sustu. Kısa bir sessizlik oldu. Aslı ne demesi gerektiğini bilmiyordu. İçinde son noktayı koyup evine, kocasına ve çocuklarına dönmesi gerektiğini söyleyen bir ses işitir gibi oldu ama arzuları ise tam tersini söylüyordu. Mert ise bir tepki bekliyordu. Aslı'nın büyümüş gözbebeklerine baktı. Gözlerini dudaklarına dikti. Açılıp da birşeyler söylemesini diledi. Artık bağırıp çağırmasına bile razı olacak kadar rahatsız hissetmeye başladı. Geri adım atmaya niyeti yoktu. Bugün iyi da kötü bir tepki alacaktı ve bu konuyu kapatacaktı. "Sikerim stajını da işini de" dedi. Bunu sesli söylediği için utanacak gibi oldu ama artık umrunda değildi. Battı balık yan gider diye düşünüp Aslı'ya biraz daha yaklaştı. Artık aralarında sadece bir kaç santim kalmıştı. Aslı kendini geri çekmedi. Mert bu hareketsizlikten cesaret aldığını fark etti. İstemese tokadı basar, döner giderdi ama Aslı da istiyor olabilir miydi? Konuşmadan bunu nasıl anlayacaktı.

Aslı hala tek kelime etmemişti. Ne diyeceğini bilmiyordu çünkü. Eğer doğru tepkiyi vermezse bu çocuk bir daha karşısına çıkmayabilirdi. Yeni mezun biri için bir staj programı ne kadar önemli olabilirdi diye düşündü. Belki de pazartesinden sonra gelmez ve bir daha onu göremem. Onu görememek daha iyi olmaz mıydı? Böylece onu hayatından da aklından da kolayca çıkarabilirdi. Şunun şurasında ne kadar olmuştu bu çocuğu tanıyalı? 2 ay bile değildi henüz. Ne gemiler yakmıştı bu zamana kadar. Bunu da yakması için çok sebep vardı. Arkasında duran evdeki ailesi mesela. Uyuyan kızları, onu bekleyen kocası, düzenli bir hayatı.

'Düzenli bir hayat' diye tekrar geçirdi içinden.

Rutinler..

Aslı yine sıkıştığı o kapanda buldu kendini. Bu çocuğu görmek rutinlerine bir başkaldırıydı onun için. Bu sokakta öylece durup onu dinlemek. Hayatındaki tek rutin dışıydı. Hala sustuğunu fark etti. Tam konuşacak oldu ki Mert dudaklarına yapıştı. Aslı Mert'in dudaklarındaki ateşi tepeden tırnağa hissetmişti. Vucüdü titremiş, hatta bayılacak gibi olmuştu. Saniyeler süren bu öpücük sanki bir ömür gibi gelmişti ona. Sağ elini Mert'in göğsüne dayadı ve usulca onu itti. Evinin kapısından bi kaç yüz metre ilerde, 23 yaşındaki bir genci öpmek onu korkutmamış aksine heyecanlandırmıştı. Ancak yeri ve zamanı değildi.

"Şimdi değil" dedi.

Mert ettiği itirafdan sonra Aslı'nın ağzından çıkan tek bir cümleyle cesaretini toplamıştı. Özgüveni hiç olmadığı kadar yükselmişti. Kuytu köşelerde saklanan gerçek Mert'in geldiğini hissediyordu.

"Ne zaman peki?" dedi Mert.

"Seni arayacağım, bekle" diye cevap verdi Aslı. Arkasını dönüp hızlı adımlarla eve doğru yürüdü. Kapıyı kapatırken Mert'e yine en samimi gülümseyişini verdi. Mert iki elini ön ceplerine sokmuş, omuzlarını kaldırmış ona bakıyordu. İçindeki mutluluk ve heyecan taşmak üzereydi. Bi kaç kere olduğu yerde ufak ufak zıpladı. Ne zaman ne ara oldu farkında değildi ama olmuştu. Bu kadın ona karşılık vermişti. Büyük bir enerjiyle evin yolunu tuttu. Burdan eve kaç kilometre vardı diye düşündü. Bütün yolu yürüyebileceğinden emindi. İçinde öyle bir enerji vardı. Hatta yürüsem mi diye geçirdi içinden. Ana caddeye doğru yol aldı.

Aslı merdivenlerden çıktı, yatak odasına girdi. Sinan'ın duşta olduğunu fark etti. İçinde bir rahatlama oldu. Kocası onun başka bir adamla öpüştüğünü görmemişti. Gerçi bu bir öpüşme değildi, Mert onu öpmüş o ise karşılık vermemişti. Belki de karşılık veremeyeceği kadar kısa bir andı ama onu kısa yapan da kendisiydi. İçinde tek bir suçluluk hissetmiyordu. Bu normal miydi, başka bir adam onu öpmüştü ve o bundan rahatsızlık duymadığı gibi haz almıştı. Hatta fazlasını istiyordu. Sinan duştan çıkmış aşk dolu gözlerle karısına bakıyordu.

"Yetiştin mi?" dedi.

Aslı anlamadı "nereye?" diyerek anlamsız gözlerle Sinan'a baktı. Tam o an jetonu düştü ve "ha yok ya yetişemedim, pazartesi söylerim artık" dedi. Sinan başıyla peki diyerek yatağın üzerindeki kıyafetlerini aldı. Aslı ise duşa girmek için banyo kapısının önünde soyunmuş, içeri girip kapıyı kapatmıştı. Aynanın karşısına geçip kendine baktı. Sadece yüzünü ve göğsünü görebiliyordu. Yüzündeki kızarıklık henüz geçmeye başlamıştı. Gözlerindeki ışıltıyı fark etti. Yüzüne dokundu. Sonra ellerini boynundan aşağı doğru gezdirdi.

Aslı uzun zamandır aynada gördüğü kadını bu kadar güzel hissetmemişti. Gözleri ışıl ışıldı, saçları parlıyordu. Yüzüne yerleşmeye başlayan çizgiler bile ona hiç olmadığı kadar güzel geliyordu. Yaşlanmanın kendisine ne kadar yakıştığını fark etti.

Aynadaki silüetinde bir an da olsa Mert'i gördü. İçindeki sıcaklağın giderek arttığını fark ediyordu.

Mert'i yeniden görmek istediğinin farkındaydı ama ne olarak görecekti onu karar veremiyordu.

STAJYERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin