27.Bölüm-Açığa Çıkmak

942 15 6
                                    

Pikniğin üzerinden neredeyse 2 hafta geçmişti. Ekim ayının ilk gününde sonbahar bütün İstanbul'da varlığını hissettiriyordu. Bu aniden gelen kasvetli hava Aslı'nın ruh halinin de değişmesine neden olmuştu. O, Sinan'a böyle açıklamıştı ancak gerçeğin bu olmadığının farkındaydı. Yorgun hissediyordu. Çünkü Sinan'la arasında hızla büyüyen mesafeyi koşmak, ona ulaşmak için çabalamak istememişti. Yetişemeyeceğinden mi korkuyordu yoksa yetişmek mi istemiyordu Aslı da karar verememişti. Sinan da Aslı'dan farksız sayılmazdı. Açılan mesafenin farkındaydı ama o yine başa döneceklerinden, her şeyi toparlayacaklarından emin olduğu için uğraşmayı seçmemişti. İçinde nedensiz bir güven vardı. Aslı'nın bu evliliğin içerisinde kalacağından emindi. Belki kızların varlığı buna neden olacaktı belki de Aslı'nın yalnız kalmayı istemeyeceği. Sessiz geçen akşamın ardından karı koca televizyon karşısında otururken akıllarından geçen bunlardı.

Aslı odanın kasvetinden sıkılıp uyumaya geçti. Sinan'ın onun peşinden gelmeyeceğini biliyordu. Göğsüne oturan baskıyla yatağa girip uzandı. Gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı. Tam dalacak gibi oldu ancak odaya giren Sinan'ın gürültüsüyle tekrar uyandı. Sinan dolaptan bir kaç parça eşya alıp banyoya girdi. Çok geçmeden çıktı ve odadan ayrıldı. Aradan geçen 5 dakikalık sürede Aslı kapının sesini duydu. Önce evdeki sessizliği dinledi. Sonra kalkıp kızların odasına ve son olarak da alt kata baktı. Sinan gitmişti.

********

Pazartesi günü başlarken toplantıda hiç kimse dikkatini toplayamıyordu. Çünkü Aslı hiç olmadığı kadar dalgın görünüyor, toplantı akışını sürekli kaybediyordu. Bu durum herkesin dikkatini çekmişti ancak bir tek Mert içinde derin bir endişe hissediyordu. Aslı'ya sarılıp tüm yaralarını sarmak istiyordu ancak bunun mümkün olmadığını bildiği için daha fazla acı çekiyordu. Ona bu kadar yakın olup, aynı zamanda bu kadar uzak kalması artık dayanılmaz bir hal almıştı.

Toplantı dağıldığında yine ilk önce Mert çıktı. Masasına varır varmaz iş ilanlarına bakmaya başladı. Geçtiğimiz haftalarda başvurduğu hiç bir ilandan dönüş almamıştı. Aslı'nın düşüncelerine güvendiği için apar topar işten çıkmak istemiyordu. Bu yüzden yeniden ilanlara bakıp önüne gelene başvuru yapmaya başladı. Esra yerine doğru adımlarken Mert'in telefonundan iş ilanlarına baktığını fark etti. Emin olduktan sonra yerine oturup yine ona doğru sokuldu.

"Sevmedin değil mi biliyordum zaten."

Mert şaşkın bir ifadeyle yüzünü ona döndü.

"Efendim?"

"Kozmetiği diyorum, sevmedin."

Bir yandan da kaşlarıyla Mert'in elindeki telefonu işaret ediyordu.

"Hayır öyle değil."

Mert telefonu kapatıp masanın üstüne koydu.

"Neden o zaman iş ilanlarına bakıyorsun?"

"Çünkü piyasayı görmek istiyorum. Hangi sektörde ne kadar ihtiyaç var falan."

Esra tatmin olmamıştı ama yine de inanmış gibi davranmayı seçti.

"Bence bilişimde talep daha çoktur. Kozmetik daha niş bir sektör. Bir de herkesin severek yapacağı bir iş değil."

Mert nedensiz bu cümleleri üstüne alındı.

"Ben seviyorum Esra, daha önce de söyledim."

"Senin için demedim zaten. Hemen tribe girme."

Esra son cümlesiyle beraber yerine geçtiğinde Mert daha fazla uzatmak istemediğinden sessiz kalmayı tercih etti. Kimseye bir şey anlatamıyor olmak da artık acı vermeye başlamıştı. Biraz sonra öğle arası geldiğinde ekipler yavaş yavaş çıktığını ama Aslı'nın hala odasında olduğunu fark etti. Eline bir defter aldıktan sonra kapısını tıklatıp içeri girdi.

STAJYERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin