Bazen koca sayfalar bir hiçliği anlatmak için yazılır
***********
İnsan zamanla öğreniyor kabulenmeyi zamanla alışıyor bu seferde olmadı denmesine artık ilk sefer ki gibi can yakmıyor hiç bir şeyin istediğin gibi olmaması sadece boğazına bir düğüm takılıyor bir kaç olumsuz düşünce zihnine hücum ediyor ve geçiyor başa çıkmayı öğrenmesen bile olmayışlara alışmışsındır ya da alışamamamış artık hıçkırıklara boğularak bu kabulenişi ruhundan def etmeye çalışıyorsundur haykırıyor ve bu sefer istediğim olsun diye yalvarıyorsundurItır yavaş yavaş açtı gözlerini vücudundaki acılar kendilerini göstermeye başlıyordu küçük bir inilti yükseldi bedeni bi sandalye üzerinde iplere sarılıydı bir kaç saç teli gözlerinin önüne düşmüş dudağının kenarındaki kan kuruyup kalmıştı omzunda ki kurşun sıyrığına ise sargı beziyle sarılmıştı etrafına göz gezdirdi içi bomboş duvarları çatlamış eski bir odanın içinde yalnızdı sabah olmuştu etraf aydınlıktı ellerini oynatmaya iplerden kurtulmaya çalışıyordu lakin imkan yoktu aklında milyonlarca düşünce ve soru vardı kafası allak bullak olmuştu tam o esnada kapı açıldı içeri Sarp ve Cesur girdi Itır derin bir nefes alıp verdi bir süre öylece birbirlerine bakıp durdular sesizliği Cesur'un çaresiz kelimeleri bozdu
"Şimdi ne olacak Itır"
Cesur iki eli ensesinde saçlarını karıştırıyor derin nefes alıp veriyordu onun da üzerine giydiği gri kazak kanlar içindeydi yüzünün bi kaç yerinde sıyrık ve morarma vardı Itır tek kelime etmiyor onu izliyordu Cesur Itır'ın önünde dizlerinin üzerinde eğildi eliyle saçlarını arkaya itirdi çok yakındılar Cesur öfkeyle ona baktı
" Ölmen gerekiyordu sen ölücektin ve her şey bitecekti "
Itır acıyan gözlerle ona baktı karşısındaki adam için neler yapmıştı onu kurtarmak istemişti ama yine olmamıştı Cesur ayağa kalktı kapıya doğru yöneldi
"Ölmeyi beceremiyorsun Itır ama sen yaşadıkça birileri ölüyor"
Kapıyı açıp çıktı Sarp da çıkmak üzereydi ki Itır'ın sesiyle durdu
"Sana inanmakla hatta ettim ama Sarp senin bu hikayedeki en büyük ihanetin sahibi olduğuna artık eminim"
Sarp Cesur'a döndü
"Cesur arabada bekler misin beni, hemen gelicem"
kapıyı kapayıp Itır'a yaklaştı
"Ben masumum ama sana izin veremezdim"
" Yalan söylemeyi kes artık Anıl dediğin o adam Zafer'in adamıydı hatırladım onu, başından beri her şeyi Zafer'e anlattın şimdi de beni öldürmesi için Cesur'a bıraktınız"
Sarp derin bir of çekip duvara bir tekme savurdu ardından hızla dönüp Itır'ın yakasına yapıştı
" Halla anlamıyorsun her şeyi mahvetmeye devam ediyorsun ben battım anlıyor musun kurtulamıyorum sen daha da berbat ettin madem aşağılık herifin tekiyim neden söylemedin Cesur'a anlat ona"
Itır sinirle bağırmaya başladı
"Çünkü seni Zafer öldürecek Cesur değil o çok güvendiğin baban öldürecek seni "
Sarp kapıyı açtı tam çıkacaktı ki geri döndü hızla Itır'ın arkasına geçip eline bir bıçak tutturdu
" Benim son ihanetimdi bu ama senin son mücadelen değil burdan çıktın mı *** binasına git Sedef ve Anıl 1024 numaralı odada ben de orda olucam her şey açıklığa kavuşacak "
Itır iplerininden kurtulmaya çalışırken Sarp aceleyle dışarı çıktı bi kaç konuşma sesi sonrası dışarı kapıya çıktı içerdeki adamlar Sarp ve Cesur arabaya binip gittiler Itır oturduğu yerden kalktı önce dağılmış saçlarını toparladı canının acıyışına aldırış etmemeye çalıştı temkinli bir şekilde odanın kapısını açtı dışarıya ilerledi kapının önünde iki adam duruyordu sesizce kapıyı açıp dışarı adım attı ki adamlardan biri arkasına döndü Itır tam harekete geçecekti ki adamın hiç bir şey yapmayışıyla durdu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACININ ÇOCUKLARI
Action"Bir bıçak, bir kurşun, bir ip Ölüm bu kadar kolaysa ben neden hala yaşıyordum..." Tam damarımın üstünde gezinip duran bu bıçak neyi bekliyordu akıtmak için kanımı Ya kalbime doğru tutulmuş bu silah ateşlemek için kime ihtiyaç duyuyordu Boğazı...