"Bir sevmek, bin defa ölmek demekmiş, bin defa ölüp de hiç ölmemekmiş "
****************
Elinde ki sıcak tepsiyi tüpün üstüne indirdi kız pişen kurabiyelerin kokusu tüm evi sarmıştı içerde oturan kadında bu kokudan nasibini almıştı ki koku burnuna gelir gelmez mutfağa yöneldi kapı eşiğinde durdu mutfakta telaşla bi oraya bi buraya giden kızına baktı onun bu hali kadını gülümseti diğer tepsiyi de fırından çıkaracağı esnada eli yandı bi kaç kurabiye yere düştü kız küçük bir çığlık atarken kadın gülerek yanına gitti
"Yeşim napıyorsun, dikkatli ol azcık "
Yeşim o masum bakışlarıyla annesine döndü
"afedersin anne "
Yere eğildi düşen kurabiyeleri alıp tezgahın üzerinde yanmış kurabiyelerin yanına koydu
"kim için yaptın bunca kurabiyeyi "
Annesinin sorusuyla yüzü hafif kızardı kötü bir şey yapmadığını biliyordu lakin annesine söylemekten çekiniyordu, yalan da söyleyemezdi başını başka yöne çevirdi sesi kısık çıksa da annesi işitiyordu
"bi arkadaşım için "
Annesi gülümsedi, anlamıştı kızın bakışlarından birini sevdiğini
"arkadaşın kurabiyeyi çok seviyor galiba "
Yeşim tepside ki kurabiyeleride kabın içine yerleştirdi
"aslında seviyor mu, sevmiyor mu bilmiyorum, onun için her çeşit yaptım belki içlerinden birini sever "
"neyi sevdiğini bilmiyorsan kurabiye niye yaptın, ya kurabiyeleri sevmiyorsa "
Annesinin kelimeleriyle Yeşim'in gözleri kocaman oldu
"ben, pasta yapsam gidene kadar bozulur diye, kurabiye yaptım, sevmez mi diyorsun "
Annesi güldü kurabiyelerden bir tanesini alıp ağzına attı beğendiğine dair sesler çıkarıyordu
"çok güzel olmuş, eminim çok beyenicek arkadaşın "
Son kelimeye vurgu yapmıştı Yeşim utanmıştı kabın kapağını kapadı tepsileri yıkamak için tezgaha yöneldi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACININ ÇOCUKLARI
Acción"Bir bıçak, bir kurşun, bir ip Ölüm bu kadar kolaysa ben neden hala yaşıyordum..." Tam damarımın üstünde gezinip duran bu bıçak neyi bekliyordu akıtmak için kanımı Ya kalbime doğru tutulmuş bu silah ateşlemek için kime ihtiyaç duyuyordu Boğazı...