"Herkes geceyi yaşar ama herkesin karanlığı farklıdır"
*****************
Merdivenlerden aşağı indim salona doğru yürüdüm Ekim kanepeye uzanmış telefonuyla oynuyordu ayağının ucuna geçip oturdum toparlanıp ayağa kalktı yüzüme dahi bakmadan çıktı sesini işittim
"Masal benim dışarda biraz işim var "
dış kapının çarpılma sesini duydum bana küstü hala Zafer'in bizi bulmuş olması evin kurşunların hedefi olması onu daha çok kızdırmıştı Masal yanıma geçip oturdu başını geriye yasladı kıvırcık saçları dağılı verdi kafasını koyduğu yere
"sen yokken senin odandan ayrılmadı zorla bahçeye çıkardım dün, o da silah sesleriyle son buldu sana küs kalmak onun için daha zor yakında dayanamaz afeder "
ellerimle kıvırcık saçlarını okşadım gözleri buğulandı
"bugün bitiricem bu işi "
dikleşti başını kaldırdı
"gerçekten biticek mi"
yanağına küçük bir öpücük bıraktım
"bitmesini sağlıycam sizin mutsuz olmanıza göz yumamam "
dışardan gelen araba sesini duyunca ayağa kalktım
"Ekim gelmeden gideyim "
o da hızla yerinden kalkıp benimle birlikte geldi kapıyı açıp çıktık gelen Cesurdu Masal elini omzuma koydu yüzümü ona doğru döndüm
"bu son olsun olur mu "
gözlerimi kapadım ben de öyle istiyorum Masal, ben de bu son olsun istiyorum gözlerimi açtım arabaya doğru ilerlerlerken Ekim'in arabası da kapıya yanaştı önünde ki arabaya bakarak eve doğru ilerliyordu yanımdan öylece geçip gitti ne bi kelime etti ne yüzüme baktı sadece öylece gitti arkama döndüğümde Masalı kolundan tutmuş içeri sokuyordu ikisi de içeri girdi kapı öyle bir hızla kapandı ki Cesur'un duyduğuna yemin edebilirdim arabaya doğru ilerledim kapıyı açıp ön koltuğa oturdum
"bunu bağla"
bana uzattığı şeye baktım siyah bir göz bandajıydı hiç bir şey demeden elinden alıp gözlerime bağladım karanlığa razı gelen göz kapaklarım kendiliğinden örtülü verdi arabadan çıkan ses hariç tek bir ses yoktu etrafta yorgun ve uykusuz bedenim karanlığı sevmiş olucak ki sessizliğin içinde rüyalara dalı verdim
Saçlarımı sinirle topladım o esnada annem içeri girdi benim sinir dolu yüz ifademe karşı gülümsedi gelip yatağın ucuna oturdu"benim küçüğümü kim kızdırdı böyle"
aklımdan geçenleri kelimelere döktüm
"anne, ben olmasam siz daha mutlu olurmuydunuz"
gülümsemesi silinip gitti
"küçüğümü böyle düşünmeye sevk eden ne "
ellerinin arasına aldı küçük ellerimi
"Zafer amcam sen çok sorunlu bir çocuksun sen olmasan daha mutlu olurdu herkes diyor "
bu sefer sinirlenen oydu
"sen kimsenin söylediğine aldırış etmezdin Itır amcanın söylediklerine neden inanıyorsun ki "
dişlerimle dudaklarımı kemirmeye başladım
"hiç bir yolculuğunda beni yanınıza almıyorsunuz oysa ben sizden hiç ayrılmak istemiyorum sen demiştin seven insan bırakmaz diye siz neden bırakıyorsunuz "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACININ ÇOCUKLARI
Aksi"Bir bıçak, bir kurşun, bir ip Ölüm bu kadar kolaysa ben neden hala yaşıyordum..." Tam damarımın üstünde gezinip duran bu bıçak neyi bekliyordu akıtmak için kanımı Ya kalbime doğru tutulmuş bu silah ateşlemek için kime ihtiyaç duyuyordu Boğazı...