"bazen yakınlaşmak gerekir uzaklaşmak için "
************
Son bir hamle yaptım kolunun altından geçerek dirseğimi altan yüzüne geçirdim koca bedeni yere yığılı verdi kaşımdan akan kan yüzümü boyuyordu hızla nefes alıp veriyordum bedenim kalan son kuvvetini kullanmıştı takatim kalmamıştı acı vucuduma saplanan birer ok gibiydi bakışlarımı ona yöneltim yüzünde tek bir ifade bile yoktu kutunun içine adamlardan biri girdi elinde tuttuğu silahı bana uzatı silahı elinden aldım lakin ne yapmam gerektiğini anlayamadım yerde yatan adamı işaret etti başıyla
"öldür "
dedi iğrenç bir gülüşle belli ki o ölmese ben ölücektim burda kaybeden olmak zordu ve Cesur bunu bile bile beni buraya sokmuştu adamı yerden kaldırıp dizlerinin üzerinde durdurdular lakin adamın takati yoktu silahı başına dayadım
"geberiyorsun "
diye fısıldadım kulağına ve tetiği çekip ateşledim kan damlaları yüzüme sıçradı bedeni yere yığılı verdi karşımda ki cam kırmızıya boyanmıştı ve o kırmızılığın içinde tek görünen şey Cesur'un bakışlarıydı topalaya topalaya dışarı çıktım bacağımın ağrısı her adım atığımda daha da büyüyordu iyi bir tekme yemiştim üzerimi değiştiğim yere girip kapıyı kapadım duvar dibine geçip yere çöktüm sırtımı duvara dayayıp başımı geriye yasladım bir elimle dağılmış saçlarımı toplamaya çalıştım lakin kolumu kaldıracak gücüm yoktu kapının açılmasıyla gözlerimin odak noktası gelen adam oldu gayet kalıplı ve şık giyimliydi esmer bir teni siyah saçlara ve siyah gözlere sahipti bir gülümseme oluştu yüzünde yanıma gelip oturdu sırtını duvara dayadı başını bana çevirdi fazla yakındı ayağa kalkıyordum ki kurduğu cümleyle tekrar oturdum
"Cesur senin sayende büyük bir anlaşmayı kazandı "
anlamadığımı anlamıştı
"demek sahibin sana hiç bir şey anlatmadı "
kurduğu cümle sinir kat sayımı artırıyordu
"burası Alaz buraya öyle alelade kimse giremez eğer Alazın varlığını biliyorsan ya ölürsün ya da buraya ait olursun içerde gördüğün o adamlarla anlaşmak zordur bu yüzden bi maç yapılır anlaşma yapılacak kişilerle kim kazanırsa onun şartları geçerlidir "
dizime saplanan ağrıyı umursamayıp ona doğru döndüm
"bana bunları neden anlatıyorsun "
biraz daha yaklaştı nefesi yüzüme çarpıyordu ve iğrenç yüzünde bir gülümseme oluştu
"çünkü güzelim bunları bilerek Alazdan asla kurtulamazsın artık burdansın ta bi benim için çalışırsan durumlar farklılaşır "
tırnaklarımı avuç içime geçirdim bu aşağılık herif kendini ne sanıyordu kulağına eğildim
"senin gibi bir piçle çalışmam "
geri çekilip gülümsedim o an da kapı açıldı ve Cesur tüm heybetiyle içeri girdi gördüğü pek hoşuna gitmemiş olucak ki gözlerinde ki alev etrafı yakıcak gibiydi karşımda ki şerefsize baktı
"defol Yaman"
Yaman denen it ayağa kalktı bana bakıp güldü
"tam da anlaşmıştık oysa, neyse bi daha ki karşılaşmamızda görüşmek üzere "
deyip çıktı bunu Cesur'u sinirlendirmek için söylemişti ve amacına büyük ölçüde ulaşmış gözüküyordu Cesur sinirle yumruklarını sıkıyordu
"hiç bir konuda anlaşmadık onunla sadece bana onun için çalışmamı söyledi ben de reddettim "
sakinleşmeye çalışıyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACININ ÇOCUKLARI
Ação"Bir bıçak, bir kurşun, bir ip Ölüm bu kadar kolaysa ben neden hala yaşıyordum..." Tam damarımın üstünde gezinip duran bu bıçak neyi bekliyordu akıtmak için kanımı Ya kalbime doğru tutulmuş bu silah ateşlemek için kime ihtiyaç duyuyordu Boğazı...