2.6

1.9K 251 34
                                    

ᯤ | Clean Bandit & Jess Glynne, Rather Be

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

| Clean Bandit & Jess Glynne, Rather Be

🐚

Elimdeki chopstick ile son noodle parçasını da alıp yedikten sonra çubukları karton kutunun içine bıraktım. Plajda yaşananlardan sonra akşam yemeği planımız olacak olan balık-rakı ikilisini iptal edip kendimize yol üstündeki bir Çin restoranından paket servis almaya karar vermiştik.

Her ne kadar Ulaş, balığı bırakıp otelin otoparkında arabanın içinde müzik eşliğinde makarna yediğimiz için söylense de benim o plan için keyfim kaçmıştı bir kere. Rakı balık yapabilecek havamda değildim. Hatta yakın zamanda deniz ürünü görmeye bile tahammülüm yok da diyebilirdik. Sonuçta hiçbir insan aniden, en sevdiği olduğunu düşündüğü, hayvanın saldırısına uğramayı beklemiyordu.

Carettalarla ilgili düşüncelerim de artık eskisi kadar olumlu değildi. Bir gün içinde fikirlerim ne kadar değişebilirse o kadar değişmişti onlara karşı. Belki de en başından beri hataydı zaten. Şöyle bir düşününce sevmek için neden bulmakta zorlanıyordum. Her şeyden önce sorumsuz hayvanlardı, kendi evlatlarını bile kumda öylece bırakıp gidiyorlardı. Uyuzlardı. Uyuşuklardı. Yamyamlardı. Ayrıca saldırganlardı da. En yakın zamanda kendime yeni favori hayvanımı bulmam gerekiyordu.

Elimdeki kutuyu poşetin içine attığımda Ulaş'ın gözü bana kaydı. Hadi gidelim, der gibi başımı yana eğdim. İkimiz de yemeklerimizi bitirdiğimiz için toparlanmaya başladık. Müziği, düğmeye basıp kapattıktan sonra anahtarı kontaktan çekti. Eğilip ayağımın dibindeki çantama uzanırken Ulaş çoktan elinde poşetle arabadan çıkıp çöp kutusuna attı ve ardından benim tarafıma ulaşmış oldu. Benden önce davranıp arabanın kapısını, benim için açtığında mırıldanarak teşekkür ettim.

Arabadan çıkmadan önce çantamın askısını boynumdan geçirip omzuma astım. Yan dönüp kendimi koltuktan ittirerek indirmeye çalıştığımda eliyle beni durdurdu. Başımı kaldırıp alttan alttan ona bakmamdan kısa süre sonra arabanın içine doğru eğilip kollarını bedenime doladı ve beni kucaklayarak arabadan çıkarttı. Ben de refleksle kollarımı boynuna sardım. Ne olduğunu bile anlayamadan saniyeler içinde havadaydım.

Dizi ile kapıyı ittirip kapanmasını sağladıktan sonra avucundaki anahtardaki düğmeye basıp arabayı kilitledi. Beni sıkıca tuttuğundan emin olduktan sonra yürümeye başladı. Birkaç adım atmıştı ki avuç içimi sırtına vurup onu durdurdum. Adımlarını anında durdurup bana ne oldu der gibi baktığında "E çantalar?" diye sordum, elimle arabanın arka koltuğunu işaret ettim.

"Çantalar arabada kalsın. Ben yarın sabah gelir alırım," dedikten sonra yürümeye devam etti. Ben beni yere bırakır, çantaları alır diye umut etmiştim ama öyle olmamıştı. Çakıl dolu yolu sessizlik içinde yürüyerek geçtik. Giriş kapısına yaklaştığımız her adımda içimde hissettiğim gerginlik büyüyordu. Otoparkta kimse yoktu belki ama resepsiyon civarında illaki birileri ile karşılaşırdık. "Otele de bu şekilde mi gireceğiz?" diye sordum, kısık ve sorgulayıcı bir sesle.

KUMDAN KALE | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin