leyl vakti

Bölüm 2- Kurt ve Kuzu

Keyifli okumalar... bölüm sonunda görüşürüz

✨

"Tak tak tak" diyen babasına baktı Yaman gülerek. Önlerinde anneleri olarak duran ondan oldukça kısa kız çocuğu "Kim o?" diye sordu kelimelere dili döndüğü kadar. Asker üniformasıyla dikilen adam kollarını arkasında birleştirip onları gülerek izleyen silah arkadaşlarına baktı hafifçe sırıtarak.

"Kurt baba" dedi.

"Ne istiyorsun?" dedi Sude ellerini belinde birleştirip öfkeliymiş gibi. "Yumurta" dedi Ertunga oğlunun bal rengi gözlerine bakıp, göz kırptığında Yamam kıkırdadı.

"Hangi renk?" diye sordu Sude. Ertunga ellerini dizine bastırıp eğildi ve küçük kumral kızın boyuna ulaştı. "Mavi" dedi.

Sude düşünür gibi durup arkasında koşmaya hazır bekleyen arkadaşlarına baktı. Omuzlarını silkti sonra. "Yere düştü kırıldı" dedi.

Fatih hafifçe Yaman'ın kulağına doğru eğildi. "Benim rengim neydi Yaman, unuttum"

Yaman gözlerini devirip fısıldadı onun gibi. "Sarıydı, salak Fatih" dedi. Fatih ellerini ağzına bastırıp sanki çok komik bir şey söylemiş gibi güldüğünde Yaman'da güldü.

"Mor?" demesiyle Fatih koşmaya başladığında Yaman gözlerini devirdi. "Salak Fatih" diye mırıldandı yine arkadaşının koşan bedenine bakarken. Babası biraz koşturduktan sonra Fatihi yakalayıp gülerek saçlarını karıştırdı. Daha sonra kulağına eğilip bir şey sorduğunda Fatih bir an Yamana baktı daha sonra gülerek Ertunga Komutan'ın kulağına eğilip bir şeyler söyledi. Ertunga boğazını temizleyip tekrar Sude'nin önünde durdu.

Babasının "Kırmızı?" diye sormasıyla Yaman heyecan ve korkuyla bağırarak koşmaya başladı. Ertunga sırıtırken arkalarında dikilen askerler erkek çocuğunun onlara doğru koşmasıyla sağa doğru çekilerek yol açtılar.

"Mert!" diye bağırdı Ertunga askerine. "Yakalayın şu zibidiyi"

"Aman Komutanım" dedi bir adım daha geri giderek koşuşturan çocuğa kaçması için yol açarken.

"Ulan yakalayın!"

"Papaz oluruz komutanım Yaman ile" diye direttiğinde Ertunga kaşlarını çattı ama oyuncu bir tavırla oğlunun arkasından yürüyordu. Onun beş adımı babasının bir adımı kadardı zaten.

Ertunga biraz daha koşturtup oğlunu yorduktan sonra kolayca koşan çocuğu karnından yakalayıp baş aşağı omuzundan sarkıttı. "Baba bırak ya" diye itiraz etti Yaman. Ertunga küçük evin kapısının önünde onları izleyen kızını gördüğünde göz kırptı. Feryal büyükçe gülümserken "Yeter bu kadar, Mert abin lojmana götürsün sizi. Doymuşsunuzdur oyuna"

Başta Fatih olmak üzere bütün çocuklar bir ağızdan itiraz etmeye başladığında Ertunga oğlunun terlediği için alnına yapışmış sarıya çalan saçlarını geriye doğru yatırdı ve aynı tonlardaki gözlerine baktı. Akik rengi gözlerinin içi sanki altın sarısı beneklerle doluydu. Gün batımı gibiydi gözleri, insanın baktıkça bakası geliyordu.

"Ee oğlum akşam ettiniz zaten" dediğinde Yaman omuzlarını silkti. "Babacım biraz daha ya, hadi nazlanma"

"Nazlanma ne lan eşşoğuleşşek" diye kızdığında silah arkadaşları güldükleri belli olmasın diye şekilden şekile girdi, Ertunga göz ucuyla onlara bakıp daha sonra tekrar oğluna baktı. "Bir daha elini tankın egzoz borusuna sokmazsan düşünürüz" dedi. Yaman hızla kafasını salladı. "Masada bulduğun sigaraları da o ağzına sokmayacaksın bir daha"