Bölüm 5- Şafak Vakti

11K 1.2K 727
                                    

Keyifli okumalar...

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaman

"Çok soğuk" diye mırıldandım sığındığımız ufak oyuğun önünde dimdik duran adama bakarken. Kar yağıyordu.

Kaç saattir buradaydık bilmiyordum ama şafağın sökmesine daha vardı, farkındaydım.

"Yapabileceğim bir şey yok" dedi bana bakmadan. Dudaklarımın arasından sert bir nefes verirken havaya karışan buhara baktım.

"Var ama yapmak istemiyorsun" diye mırıldandım kendi kendime sessizce, omuzunun üzerinden buz mavisi gözleriyle suratıma baktığında gözlerimi gözlerinden kaçırdım, bir ağzımı tutamıyordum. Saatlerdir yaptığım işe geri dönsem daha sağlıklı olacaktı, elimdeki taşla yere harf kazımaya devam ettim. Benimle tek kelime konuşmadığı için kendime uğraş bulmuştum.

Bir dakika içinde tam önümde duran siyah postallarla kafamı kaldırıp başımda dikilen adama baktım. Üzerindeki askeri formasının kalın ceketini çıkarttı ve kucağıma bıraktı. Üzerinde sadece askeri yeşil, dar, boğazlı bir uzun kollu ile kaldı.

"Giyin" dedi, yanıma oturduğunda dudaklarımı birbirine bastırıp büyük ceketi itiraz etmede giydim, soğuktan ellerim uyuşmuştu. Üniformadan gelen yoğun barut kokusu burnuma dolarken "Ne çiziyorsun?" diye sormasıyla şaşkınlıkla suratına baktım. Resmen konuşuyordu bu benimle

"Alfabe" diye mırıldandım, bir bacağını kendine doğru çekip kolunu dizine yaslarken taş ile yere kazıdığım harflere baktı. Mavi gözleri kısıldı yazdıklarıma bakarken, çekinerek suratına baktım. Gözlerim burnunun üzerindeki çillerde dolaşırken "Yanlış mı?" diye mırıldandım.

Elini bana doğru uzattığında taşı istediğini anladım, ellerimden sarkan uzun formadan dolayı iki kolumu da havaya kaldırıp salladım. Elim açığa çıkarken yüzüme bakıyordu, taşı eline bıraktım.

Bir kaç saniye daha yüzüme baktı, dudaklarında varla yok arası bir gülümseme peyda oldu.

"Ne yazmaya çalıştın buralara sen?"

"Babür" diye mırıldandım, yeni öğrendiğim için yazmak istemiştim. Dudaklarındaki gülümseme netleşirken taşla bir harfin üzerini çizdi.

"D harfi bu, B ile karıştırmışsın" üzerini çizdiği harfin altına doğrusunu yazarken "Bak kafası sağa bakıyor"

Gözlerimi kırpıştırıp ellerimi kaldırdım hafifçe ve sık sık karıştırdığım doğru yönleri anlamaya çalıştım. "Sağ..." diye mırıldandım çatık kaşlarımla. Burnunu sertçe çekip taşı bıraktı ve bir elimi bileğimden tutup kendine doğru çekti.

"Sağ" dedi tuttuğu bileğime bakarken, üniformasının uzun kolunu altı defa katladı ve ellerimin gözükmesini sağladı. Daha sonra diğer bileğimi tutup onun da kollarını katlarken "Sol" dedi.

leyl vaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin