Bölüm 23- Hoyrat

11.6K 1.3K 1K
                                    

Bölümde var bir şeyler, rahatsız olmazsınız diye düşünerek bölüm içinde uyarı bırakmıyorum. Keyifli okumalar...

Yüzbaşının ince dudaklarının üzerindeki dudaklarım kıpırdamadan durmak, öyle heyecan vericiydi ki o an tüm dünyaya kendimi kapattığımı hissettim. Onu ilk defa öpmüyordum, ilkinden çok da farklı değildi. Sadece nefesi daha yakındı, kokusu daha yakındı, teni çok daha yakındı.

Masaya yaslı duran ellerimi sert ahşaptan kaldırmadım, zaten Yüzbaşı suratımın dibine girerek işimi kolaylaştırıyordu. Kıpırdamadan onunda öylece durması yarım dakikadır kapalı gözlerimin aralanmasını sağlarken kısık gözlerimle yerdeki kırık bardak parçalarına baktım. Sert bir soluk verip dudaklarımı hafifçe araladığımda kasıldığını hatta hafifçe geri çekildiğini hissettim. İnatla kendimi öne doğru ittirip dudaklarını aynı baskıyla öpmek istediğimde sert bir nefes aldı.

Kapalı tuttuğu dudaklarına rağmen alt dudağını öpmeye çalıştığımda dudaklarını iyice birbirine bastırdı. Kaşlarımı çatıp hafifçe geri çekildim. Gözlerini açmadı. "Salak mısın?" diye sordum.

Gözlerini açmadan güldü hafifçe. "Dayın kapının önünde" dedi kafasını hafifçe sağa doğru yatırıp. "Ucundan vicdanım sızlamadı değil"

"Yıldıray.." diye mırıldandım, dudaklarım bu yakınlıkta dudaklarına sürtündüğünde yutkunduğunu gördüm. Dudaklarını hızla öpüp geri çekildiğimde gözlerini hafifçe aralayarak suratıma baktı. Mavi gözleri açığa çıktığında hafifçe gülümsedim, dudaklarını yine hızla, sesli bir şekilde öpüp geri çekildiğimde masaya yasladığı ellerinden birisini belime bastırıp geriye gitmemi engelledi.

"Oyun mu oynuyorsun?" diye fısıldadı. Kapının önünde dikilen Babür iki defa sertçe kapıya vurduğunda çatık kaşlarımla bir anlığına hafifçe kafamı çevirerek oraya baktım.

"Yüzbaşım!" diye bağırdığını duydum. Yıldıray dudaklarını yanağıma bastırdığında istemsizce tek gözümü kapattım. "Daha çok mu işiniz?"

Yıldıray'ın kuru dudakları, kirli sakalları tenime batarken öylece kapıya baktım. Dudaklarını bir anlığına çekip "Sen cevap ver" dedi keyifle, dudakları öper gibi değil emer gibi hareket ettiği için istemsizce kolunu tuttum. Dudaklarının ıslak izi yanağımdan dudaklarımın kenarına, oradan çeneme doğru bir iz bırakırken Babür bu sefer "Yaman!" diye bağırdı.

Çatık kaşlarımla "Dayı bir git!" diye geri bağırırken Yıldıray'ın çenemi ısırmasıyla acıyla inleyip refleks olarak geri çekilmek istedim. Babür'ün bir anlığına sesi kesilirken alıp verdiğim nefes daha baskın bir hal kazandı.

"Yıldıray" dedim yine fısıldayarak, adını neden söylüyordum bilmiyordum bile. Dudakları boynuma doğru giderken olduğu yerde hafifçe eğilmek zorunda kaldı. Boynumdaki ince deriye çeneme davrandığı gibi davranmadı, sadece öpüyordu. Ama nefesi değdiğinde dahi huylanıyordum.

Yıldıray'ı omuzundan tutup hafifçe ittirdiğimde boynumu sesli bir şekilde öpüp hafifçe geri çekildi. "Dudağımı neden öpmüyorsun?" diye sordum hafifçe çattığım kaşlarımla. Parmaklarımla sızlayan çenemi ovuşturduğumda belimdeki elini enseme çıkarttı.

"Yaman?" dedi Babür yine, eliyle kapının kulpunu zorladığında gözlerimi kapatıp sinirle sert bir nefes verdim. Yıldıray'ın da çenesi kasıldı, göz ucuyla kapıya baktı. "Neden acaba?" dedi hırsla. Masaya yaslı duran ellerimden birisini kaldırıp hafifçe yanağına baskı yaptım bana bakması için, Babür hiç umurumda değildi ki şu an.

Yüzü yüzüme döndüğünde yine uzandım dudaklarına, kaçar ya da az önce yaptığı gibi kıpırdamaz sandım. Ama beni sertçe öpmeden önce ağzının içinde bire küfür yuvarladı, hemen ardından dudakları dudaklarıma öyle sert çarptı ki dişlerimin dahi acıdığını hissettim. Ben hoyrat hareketlerinin şaşkınlığını atlatamadan sabırsızca parmağını çeneme bastırıp dudaklarımı aralamamı sağladı. Dudağı alt dudağımı kavrayıp sertçe emdiğinde bocaladım, hiç beklemeden bu sefer üst dudağımı ağzının içine hapsettiğinde kesik kesik aldığım nefesler de tamamen kesildi. Çok sert emiyordu, hareketleri beklediğimden daha hoyrattı.

leyl vaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin