Bölüm 25- Alevlerin Arkasında

10.5K 1.1K 624
                                    

Geçiş bölümü, keyifli okumalar...
Bölüm Şarkısı: Madrigal, Kelebekler

 Bölüm Şarkısı: Madrigal, Kelebekler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sesler vardı, renkler vardı. Dans eden bir çok insan, havada garip diyebileceğim bir koku vardı. Kovan'ın ben dağdayken sürekli içtiği likörün kokusu gibiydi, acıydı.

Bir masada Fatif ve Cafer ile oturuyordum. Geleli on dakika belki on beş dakika olmuştu. Göz ucuyla girdiğimiz yerin kapısında bekleyen Bahri'de durdu. Hem rahat hem çok gergin gibiydi geldiğimizden beri, durmadan telefonuna bakıyordu.

"Gelmeyeceğini düşünmüştük" dedi Fatih ufak bir gülümsemeyle bana bakarken. "İyi ki geldin"

Hafifçe gülümsedim yalnızca, kafamda dönen tek şey Yıldıray ve o kadındı. Duru. Telefonum tekrar çalmaya başladığında göz ucuyla yine ve yine arayan salak Yüzbaşına baktım. Açmayacaktım işte, inatla aramasına gerek yoktu. Böyle yaptığında daha da çok sinirleniyordum.

Sorun hiçbir zaman Yüzbaşının Duruyla konuşması değildi, hayır konuşmasıda rahatsız etmişti ama asıl sıkıntı nişanlısı demesiydi Bahri'nin. Onun sözüne de pek güvenmiyordum ama aksini ispat eden hiçbir şey yoktu karşımda

"Ne içiyorsun?" diye sordu Cafer, sigara gibi bir şey içiyordu ama kokusu daha ağırdı. "Votka içer misin?"

"Cafer abartma" dedi Fatih ters ters. Cafer dudağının kenarıyla sırıttı. "Doğru söyledin, votkayı viskiyi nereden bilsin?"

Kaşlarım havalanırken gözlerimi çalıp duran telefondan bir anlığına ayırıp Cafere baktım. "Senden daha iyi bilirim" dedim, kaşları havalanırken sigarasından derin bir nefes çekti. "Senden daha iyi içerim"

Kovan sürekli bana ve Heline içirirdi. Çocukluğumdan beri içiyordum, bünyem çok alışıktı. Kolay kolay ne sarhoş olur ne de bilincimi kaybederdim.

"Dağda nerde buldun Mahi?" dedi hafifçe gülerek, gırtlaktan çıkan sesiyle. Burnumdan sert bir soluk verirken şimdiden geldiğime pişman olmuştum, gereksi bir inat yapmıştım sanırım. Ama eve gitmem istememiştim, özellikle Yıldıraya öyle kendimden emin konuştuktan sonra.

"İçerim diyorsun ha?" diye sordu Cafer hafifçe masaya doğru eğilip. Gözlerimi devirdim, beni gaza getirmeye çalışıyordu.

"Saçmalamayın, insan gibi oturalım sonra da gidelim işte" dedi Fatih etrafa memnuniyetsiz bir şekilde bakarken. Göz ucuyla Bahri'ye baktım, durmadan saatine bakıyordu.

"Eee Mahi?" dedi Cafer Fatihi duymamazlıktan gelerek. Omuzlarımı silktim. "Kaybetmeye böyle meraklıysan içelim Cafer" dedim parmaklarımı telefonumda gezdirirken. "Bana fark etmez"

O sırada telefon tekrar çalmaya başladığında ekranda beliren Yüzbaşının ismine baktım. "Siz söyleyin içkileri" dedim birden masadan ayaklanıp.

leyl vaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin