Bölüm 14- İlgi

13.4K 1.4K 1.9K
                                    

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu, Yalnızca Sitem
Bölümle bir alakası yok ben çok seviyorum.

Bence uzun bir bölüm yazdım, sakın bana kısa demeyin yetiştireceğim diye götüm düştü. Diğer bölüm daha uzun olur ama... keyifli okumalar

Aklınızda bizimkilere karakter önerisi var mı? Ben kimseyi yakıştıramıyorum ilk defa.

Ertunga'nın hayatı bir aralık gecesi tamamen mahvolmuştu. Gözünden sakındığı kızını, Feryâlini, ışığını, bir dağın tepesinde öylece yatarken bulmuştu. Henüz sekiz yaşındaydı.

Oğlu doğduğunda adını Yaman koymuştu, adı gibi yiğit, güçlü, cesur olsun istemişti. Öyle de bir çocuktu, kendi canı yansa sesini çıkarmazdı ama konu başkalarının hakkını müdafa etmek olduğunda ağzı hiç durmazdı. Boynunda bir iple kül olmuş bedenini meydanda asılı bulmuşlardı. Dört yaşındaydı.

Çocuklarının kaybından çok kısa bir süre sonra ise eşini, Yağmuru kaybetmişti. Kalbi dayanmamıştı, özellikle çocuklarına sebep olan adamı evinde gördükçe daha da dayanamaz olmuştu.

Ertunga bir gün olsun bu neden benim başıma geldi diye düşünmemişti çünkü sebebini biliyordu. İhtimalleri biliyordu. Yıldırayı Kovan'ın yanından çekip aldıklarında başlarına ne geleceğini biliyordu. Yıldıray henüz 14 yaşındaydı onu aldığında. Yıldırayın canına karşılık üç tane canını feda etmişti.

Yıldıray bunu farkındaydı. Serum aldığı için başında beklediği adamın yanındaykende dakikalar önce öğrendikleri gerçeği hepsi hazmetmeye çalışıyordu. Dna testinin sonucu çıktığında düşünmekte bile zorlandığı gerçeği bir başkasının ağzından duymak kendini kaybetmesini sağlamıştı, sakinleştiriciler sayesinde tüm hastaneyi birbirine katmadan uyumuştu.

Aklına Mahi düştüğünde kaşları çatıldı. Kendine kızdı sonra, o orospu çocuğunun taktığı isimle Yamana seslendiği için. Dudaklarını sertçe yalayıp ayaklandığında Eminde yaslandığı duvardan ayrıldı.

"Babürden haber var mı?"

"Telefonlarımızı açmıyor" dedi. "Mesaj atmak istemedim şimdi ne yapacağını kestiremiyorım"

Yıldıray parmaklarıyla ensesindeki saçlarını çekiştirirken "Ben ararım" dedi. Cebinden telefonunu çıkartırken Emin çekinerek "Açmaz Yüzbaşım" dedi.

Yıldıray'ın dudakları kıvrılırken "Hele bir açmasın" diye mırıldandı.

Telefon çalarken "Çocuk nerede?" diye sordu, aklına akik rengi gözleri düştüğünde kendi gözleri de kısıldı.

"Psikiyatristin yanında" dedi Emin. "Çıkar birazdan"

"Ben alacağım" dedi Yıldıray.

"Söyleyecek misiniz çocuğa?" diye sordu Emin bu sefer.

"Daha değil" dedi Yıldıray. O sırada telefon açıldığında kaşlarını çatıp ağır adımlarla odadan çıktı. "Neredesin sen?" dedi iki gündür etrafta olmayan adama. Arkada duyduğu müzik sesiyle kaşları iyice çatıldı.

"Yüzbaşım piizdeyim" dedi, kelimeleri adam akıllı çıkaramıyordu ve peltek konuşuyordu.

"Babür senin piizini de sikerim, derdini de sikerim, kalkıp geliyorsun duydun mu?" diye tısladı, bir elini duvara yaslayıp duyulmaması için kafasını iyice ahizeye yaklaştırarak konuşurken.

"Yüzbaşım" diye mırıldandı Babür telefonun ucundan. Müzik çok yüksekti, hemen ardından güldüğünü duydu. "Neyimmiş o çocuk benim?"

Yıldıray elini duvardan ayırırken ne söyleyeceğini düşündü. Şimdi söylemesinin mantıklı olmayacağını da farkındaydı ama diğer türlü Babürü kendine getiremezdi. Şu an onunla da uğraşamazdı, önceliği Yamandı.

leyl vaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin