Bölüm 11- Kırmızı Güller ve Kurdele

12.1K 1.2K 1.4K
                                    

Bölüm Şarkısı: Model, Levla

Final haftama gireceğim için şimdi sizi bölüme doyurmaya çalışıyorum ki sonra bana çemkirmeyin. Keyifli okumalar güzellikler...

 Keyifli okumalar güzellikler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi araladığımda gördüğüm beyaz ışık kaşlarımın çatılmasına sebep olurken suratımı buruşturdum. Kafamı yana doğru atmak istediğimde birisi suratımdan tutup ışığı gözlerime tutmaya devam ettim. "Parmağımı takip eder misin?" dediğinde göz kapaklarıma yaptığı baskı yüzünde neler olduğunu bile anlamaya çalışmadan gözlerimle parmağını takip ettim.

"Güzel" dedi ışığı kapatıp ve birilerine doğru döndü. "Fonksiyonlarında bir sıkıntı yok ama oksijensiz kalmış. Vücut direnci de çok düşüktü"

"İyi mi?" diye sordu birisi. Gözlerimi tamamen açtığımda koluma bağlı serumu gördüm. Diğer elim, hasta yatağına kelepçeliydi. Konuşma sesleri kulağımda uğuldarken gözlerim ağır ağır kapanıp açılıyordu.

Gözlerim tekrar kapanırken çok geçmeden tekrar uyuyakaldım, gözlerimi tekrar araladığımda hava kararmıştı. Gözlerim etrafta gezinirken odada tek başıma yattığımı fark ettim. Öyle halsiz hissediyordum ki başımı dahi kaldırmaya takatım yoktu. Kapı açıldığında söylene söylene odaya giren adamla karnımda yine aynı karıncalanmayı hissettim.

Ağzının içinden bir şeyler söylerken mavi gözleri etrafta dolaştı, açık olan pencereye doğru yürüyüp kapattığında istemsizce Yıldıray'ı süzdüm. Üzerinde ilk defa üniforması yoktu. Altında siyah bir kot pantolon, üzerinde bu soğuk havaya rağmen koyu yeşil bir tişört vardı. Üzerindeki siyah deri cekete baktım. Değişik duruyordu.

"Yıldıray abi" diye mırıldandığımda boğazıma giren ağrıyla suratımı buruşturdum.

Gözleri bana dönerken bir süre öylece dikildi, daha sonra ise bir kaç adımda yanıma geldi. Bir eliyle yattığım hasta yatağının demirini tutup üzerime doğru eğildiğinde boynundaki künyeler aşağı doğru sallandı.

"Uyanmışsın" dedi, gözlerim yatağı tuttuğu elinin tersindeki yaralarda dolaştı. Gözlerimi ağır ağır kapatıp açarken "Uyandım" diye mırıldandım. Yorgun gözüküyordu, gülmedi ama suratındaki ifade yumuşaktı. Nefes aldığımda bile boğazım sızlıyordu.

"Hastanede miyiz?" diye sorduğumda kafasını salladı. Aklıma düşen anılarla boğazımdaki sızıyı yine hissettim sanki. "Uyandığımı söylersen geri mi gideceğim?" dediğimde sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Tahriş etmişti sanırım. Aklıma Babür düştüğünde dişlerimi sıktım.

Soruma cevap vermedi, bunun yerine etrafa bakındı, cebinden çıkarttığı kalabalık anahtarlarla kaşlarım havalandı. Bileğimdeki kelepçeyi çözdüğünde dudaklarım aralandı.

leyl vaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin