Bölüm 21- Ceyhun

12.5K 1.4K 1.6K
                                    

Yavaş yavaş okuyun, keyifli okumalar...
bölüme geçmeden @oceanlimd iyi ki doğdun yavrum, tam da tahmin ettiğin gibi bölüm sana hediye

 bölüme geçmeden @oceanlimd iyi ki doğdun yavrum, tam da tahmin ettiğin gibi bölüm sana hediye

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazı şeyler hiçbir zaman tanıdık hissetirmiyordu. İnsanlar, evler, sokaklar. Ama garip ve alışılmışın dışında bir şekilde Yıldıray benim için hep tam tersi olmuştu. Onun olduğu ev tanıdıktı, ona çıkan her sokak tanıdıktı, o zaten başından beri tanıdıktı.

Her zaman ne hissettiğimi biliyor, yaşadıklarımın ağırlığını zaten farkında gibi davranıyordu. O dağın başında bana çikolatayı uzattığı zamanda, Kovan'ın karşısında alnıma namluyu dayadığında da, hücredeyken bir tek o benim yapmadığıma gerçekten inandığı zamanda biliyordum, bana tanıdık gelen tek kişi Yüzbaşı olacaktı. Bu yüzdendi, bir tarafım ona sinirli kalmakta çok zorlanıyordu.

Oturduğum yatağın ucunda benim için hazırlanmış eşyalara bakıyordum. Yıldırayın hazırladığı odadan çok daha güzeldi, kocaman bir odaydı. Beyaz ve yeşil renkler ağırlıktaydı. Geniş yatağımın uç kısmında tüm duvarı kaplayan geniş bir pencere vardı. İçerisi hem çok temiz, hem çok ferahtı. Dişlerimi sıkarken ellerimle bacaklarımı tuttum. Yıldıray'ın evindeki odadan çok daha güzeldi, ben neden böyleydim?

Kapım çaldığında kafamı kaldırıp içer, giren Babüre baktım. Onunla aynı evde olmaya asla alışamayacak gibi hissediyordum Beni getirdikten sonra çok fazla yanımda durmamış, duş almaya gitmişti. İçeri girip arkasından kapıyı kapattı.

"Nasılsın?" diye sordu yanıma adımlarken, gözlerimi kapatıp sert bir soluk verdim. Cevap vermek yerine kafamı salladığımda küçük adımlarla yanıma gelip önümde diz çöktü. "Sen de bir duş al istersen"

"Gerek yok" dedim.

"Yüzbaşıyla kavganızı duydum" dediğinde göz ucuyla beyaz yüzüne baktım. Kendini bana inandırmak ister gibi eğdi kafasını. "Doğru olan neyse onu yaptı"

Bir eliyle tuttuğu dizlerimi kendime doğru çektim. "Sizin doğrunuzla benim doğrum bir olmak zorunda değil" dedim. "Yaptığı bana göre doğru değildi"

"Şimdi sana yanlış geliyor biliyorum" dediğinde kaşlarımı çattım. "Ama onun da kendine göre sebepleri var"

"Nasıl sebepler?"

"Duyarsan bir daha dönüp Yüzbaşı'nın suratına dahi bakmayacağın sebepler" dedi, bunu söylerken kendinden çok emindi. Ama kendine olan güveni gereksiz bir güvendi, Yıldıray sırf beni o dağda bırakmadığı için dahi ben Yıldıray'a sırt çevirmezdim. Yüzünü hafifçe yüzüme doğru eğdi. "Yıldıraya hissettiğin hayranlığı farkındayım" dedi fısıldayarak, sadece ikimizin olduğu odada duvarların duymasından mı korkup fısıldamıştı bilmiyordum fakat sessizce söyledi. "Bir ilkokul çocuğunun öğretmenine duyduğu hayranlıktan farklı olmadığını biliyorum ama olurda Yıldıray Yüzbaşından böyle bir durumu biraz dahi olsun hissetsek başına neler gelir Yaman, biliyor musun?"

leyl vaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin