Bölüm 17- Yalnız

11.9K 1.3K 1.6K
                                    

Geçiş bölümü gibi düşünün bu bölümü, keyifli okumalar canlarım.

✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabah uyandığımda gördüğüm onlarca kabusun etkisinden yeni çıkmıştım. Tüm gece gördüğüm rüyalar yüzünden yarım yamalak uyuduğum uykum tamamen açılırken yataktan hafifçe doğrularak etrafa baktım. Kar yağıyordu.

Kafamı omzuma doğru yatırırken tüm o kabuslara rağmen hafifçe gülümsedim. Üzerimdeki kalın beyaz yorganı kenara doğru atıp  soğuk parkeye bastım.

Saniyeler içinde aklıma Yıldıray'a bıraktığım not geldiğinde dudağımı ısırdım. Saat kaçtı, uyanmış mıydı? Görmüş müydü notumu?

Odadan çıktığımda herhangi bir ses duymayı bekledim. Ama içerisi çok sessizdi. Çatık kaşlarımla Yıldıray'ın odasına doğru ilerlediğimde içeride kimsenin olmadığını gördüm. Yatağı dağınık, dün giydiği kıyafetleri yerdeydi. Forması yoktu.

"Yıldıray!" diye seslendim evin içine ama kimse geri cevap vermedi. Çok da büyük olmayan evin içini koşar adımlarla gezdiğimde evin içinde tek başıma olduğumu fark ettim.

Tedirginlikle sert bir soluk verdiğim sırada birisi iki defa sertçe kapıya vurdu. Bu sefer oraya doğru yürürken "Yıldıray?" diye mırıldandım tekrar.

Kapının önünde durduğumda birisi tekrar kapıya vurdu sertçe. Bu sefer korkudan kalbim teklerken kapıyı tutup açtım.

Kapı aralanır aralanmaz ise kapının ardında çattığı kaşlarıyla bana bakan Babürü gördüm. Bedenim onu görmemle daha çok kasılırken "Sordun mu kim o diye?" dedi.

Kendini evin içine attığında şaşkınlıkla bir iki adım geri gittim. Kapıyı sertçe geri kapatıp "Çal lan Tuğrul" diye seslendi, hemen ardından birisi iki defa kapıya vurdu.

"Ne yapacaksın şimdi?" dedi ellerini arkasında birleştirip bana bakarken.

Dişlerimi sıktım. "Yıldıray nerede?" diye sorduğumda gözlerini kapatıp sert bir nefes verdi.

"Sevdim öldü Yıldıray" dedi, beni kolumdan hafifçe tutup kapının önüne çekerken. "İlk önce kapının deliğinden bakacaksın"

Parmağıyla ufak yuvarlağı gösterdiğinde sussun diye hafifçe yaklaşıp delikten baktım, dimdik duran bir başka askeri gördüm.

"Tamam baktım"

"Şimdi ne yapacaksın?" diye sorduğunda kapının koluna elimi atmamla "Lan!" diye bağırdı hafifçe. "Tanıyor musun da açıyorsun?"

Elimle gözlerimi ovuştururken onunla daha fazla uğraşmak istemeyerek duvara yaslandım. Babür bana ters ters bakmayı kesip üzerime doğru adımladı.

"Yeni mi uyandın?" diye sordu bu sefer daha yumuşak bir tonda. Cevap vermeden kafamı salladım. "Günaydın yavrum" dedi bu sefer, kaşlarımı çatılırken elimi gözümden çektim.

leyl vaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin