Asteria, Solaria Konseyi'nin titiz gözetimi altındaydı. Yüksek salon, sonsuzluk kulesinin zirvesinde, zarafet ve görkemin birleştiği atmosferde konseyin hüküm sürdüğü bir mekan olarak yükseliyordu.
Konsey, Asteria'yı yöneten altı önde gelen ailenin liderlerinden oluşuyordu. Onlar, Asteria'nın en yüksek mevkilerini, en güçlü yetkilerini elinde bulunduran ve bu toprakların gerçek sahipleri olarak kabul edilen ailelerdi. Her bir aile, binlerce yıl boyunca bu topraklara hükmetmiş ve varlığını tartışılmaz bir gerçeklik olarak kabul ettirmişti. Asteria'nın yasaları, ticareti, ordusu ve kültürü onların iradesiyle şekilleniyor, onların çıkarları doğrultusunda yön buluyordu. Onlar, kimin neye sahip olacağına, kimin yükselip kimin düşeceğine karar veren mutlak otoritelerdiler.
Ancak bu güçleri, yalnızca soylarının eski ve köklü olmasından değil, sahip oldukları Jeagerların kudretinden kaynaklanıyordu. Her bir aile, kendine bağlı Jeager ordusuyla Solaria Konseyi'nde yerini sağlamlaştırıyor, bu savaşçıların gücü sayesinde Asteria üzerindeki hakimiyetini sürdürebiliyordu. Fakat Jeagerların sayısından çok, onların enerji seviyesi ve yetenekleri asıl belirleyici unsurdu. Bu noktada, Asteria'daki en değerli varlıklar, nadir rastlanan ve yüksek enerji seviyelerine sahip Esperlerdi.
Esperler, doğuştan olağanüstü güçlerle donanmış, Jouka tekniğini kullanabilecek potansiyele sahip, geleceğin kaptanları olarak görülen bebeklerdi. Onların varlığı, bir ailenin gücünü katbekat artırabilecek, Solaria Konseyi'nde daha büyük bir nüfuz kazandırabilecek bir servet demekti. Bu nedenle, her aile, Asteria'nın dört bir yanında doğan Esperleri bulmak ve kendi saflarına katmak için gizli ve acımasız bir mücadele içindeydi. Bir Esperin varlığı, ailelerin geleceğini güvence altına alacak, onları diğerlerinin önüne geçirecek en kritik unsur olarak kabul ediliyordu.
Bu nedenle, Konsey'deki güç dengesi, sadece ailelerin köklü geçmişlerine ve sahip oldukları Jeagerlara değil, aynı zamanda ellerinde barındırdıkları Jeagerların potansiyeline de bağlıydı.
Asteria'nın kaderini şekillendiren bu güç oyunları, Konsey salonunda yoğun bir gerilim olarak hissediliyordu. Her bir lider, kendi çıkarlarını ve ailelerinin geleceğini güvence altına almak için bu kudretli yapı içinde stratejiler kuruyor, sessizce savaş veriyordu. Ancak, dışarıdan bakıldığında sakin ve düzenli görünen bu ihtişamlı salonun derinliklerinde, hırsların ve gizli anlaşmaların yankısı duyuluyordu. İşte tam bu atmosferde, Asteria'nın geleceğini tehdit eden yeni bir kriz ortaya çıkmıştı.
Creus Ailesinin ve Konseyin Lideri olarak Lord Tyrael, ihtişamlı duruşuyla diğerlerinden ayrılıyordu. Asteria ordularının başkomutanı, hanedanının sadık şampiyonu Kaptan Jeager Daichi Haru'nun koruyucu iradesi altında, tahtında güvenle oturuyordu.
Gözleri, Elara'nın üzerindeydi. Yüzünde, ciddiyet ve merakın karışımı bir ifade vardı. Sandalyesinde hafifçe öne eğildi, zamanın eskitemediği bir otoriteyle, Elara'nın gözlerine nüfuz eden keskin bir bakış attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jeager: Adaletin İki Yüzü
Science FictionGerçek bir Jeager, savaş meydanında doğar, burada şekillenir ve burada ölür.