Böyle mi olacaktı? Her seferinde hassas davranıp kendime eziyet mi edecektim? Hayır bunu yapmaya hiç niyetim yoktu. Karar vermem gerekiyordu daha doğrusu daha önce verdiğim kararı uygulamam gerekiyordu.
Bu yola çıkarken bunların olacağını biliyordum. Bu yola çıkmamın asıl amacı intikam almaktı. Asaf'ın da bana anlatmak istediği gibi eğer can yakmazsak canımız yanacaktı ve ben bu sefer canı yanan taraf olmak istemiyordum. Artık çok başka bir Minel olmaya karar vermiştim.
Yerde yatan Fuat'ın kanlar içindeki bedenine bakınca başta midem bulaşmıştı ama Asaf'ın onu neden vurduğunu da merak ediyordum. Asaf'ı çok fazla sinirlendirecek bir şey söylemiş olması lazımdı. Asaf bunu masaya nasıl açıklayacaktı?
Asaf'ın işaretiyle korumalar Fuat'ı götürdüler. Acar hiçbir şey olmamış gibi içeri geçince bizde onun peşinden içeriye geçmiştik. Acar Ilgın'ın gözlerinin içine bakıyordu. Sanki bir şey anlamaya çalışıyor ama bunu başaramıyor gibiydi.
"Asaf ne oldu da sen böyle bir şey yaptın?" Asaf bana 'lütfen sus' der gibi baktığında Acar'ın ona dönen bakışları yüzünden cevap vermek zorunda kalmıştı.
"Canımı sıktı bende gerekeni yaptım."
"Bu sana ne dedi ki senin canın bu kadar sıkıldı? Sen değil miydin bana şu an masadaki herkes hata yapmamızı bekliyor, çok dikkatli olmalıyız, dedemin yokluğunu fırsat bilip bizim tepemize çıkmaya çalışamasınlar, öfkeyle hareket etmeyelim ellerine koz vermiş olmayalım diyen? Şimdi ne oldu da beni bu kadar sakinleştirmeye çalışan adam Fuat'ı vurdu?"
"Herkesin bir kırmızı çizgisi vardır. O çizgiyi geçen kim olursa olsun bedelini öder. Fuat dua etsin ki dedem burada değil ve ben maalesef o masanın geçici olarak da olsa lideriyim yoksa onun cesedini babasının kapısına attırırdım."
Acar Asaf'ın dedikleriyle daha da meraklanmıştı.
"Tamam işte bende onu soruyorum Asaf lafı çevirip durma. Bu şerefsiz sana ne dedi ne söyledi ki sen bunu çekip vurdun? Senin sınırlarını aştığı belli ama ne dedi ki bu sınırları aştı?"
Bu sefer Asaf Acar'a 'sus' der gibi bakmıştı ama Acar'ın şu an onu anladığını sanmıyordum. Hatta şu an Acar'a seslensem beni duyacak mı ondan bile emin değildim. Tam olarak kilitlenmiş bir şekilde Asaf'ın söyleyeceği şeye odaklanmıştı. Acar'ın bu kadar sinirlenmesi beni de korkutmuştu umarım bu işin sonu daha kötü bitmezdi.
"Yeter artık kapatın konuyu. Bir şeyler dedi işte ne yapacaksın öğrenip? Bende sinirlendim ve olması gereken oldu. Uzatmayın artık."
Asaf bunu söyledikten sonra Ilgın'ın gözleri dolmuştu. Şimdi Ilgın'ın gözleri niye dolmuştu ki? Ben konuşacağım sırada Ilgın benden önce davranmış ve konuşmuştu.
"Sana anlattı değil mi ?" Neyi anlattı? Fuat Asaf'a neyi anlatmış olabilirdi? Aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Benim bilmediğim bir şey mi vardı?
"Üzgünüm." Bazen tek bir kelime bile sayfalarca yazılan yazıya bedeldi. Asaf'ın üzgünüm demesiyle Ilgın ağlamaya başlamıştı. Neden ağlıyordu? Asaf'ı bu kadar sinirlendirecek, Ilgın'ı bu hale getirecek ne vardı? Ben neden bilmiyordum. Kardeşim gibi gördüğüm kız bunu anlatmadıysa gerçekten büyük bir şeydi.
Ben düşüncelerime son verip Ilgın'ın yanına gitmek için ayağa kalkınca Acar'da benimle beraber kalkmış ve yukarıya çıkmıştık. Ilgın'ın odasının önüne geldiğimizde içeriden su sesi geliyordu. Gelen su sesinden ötürü Acar kendi odasına girmiş ben ise Ilgın'ın odasına girmiştim.
"Ilgın?" Ses yok "Ilgın?" Yine ses yok dayanamayıp banyonun kapısını açtığımda Ilgın'ı kıyafetleriyle suyun altına girmiş bir durumda gördüm. Daha doğrusu görmeye çalıştım. Banyonun içine girmeme gerek kalmadan buhar vücudumu sarmıştı. Bu kadar sıcak suyla bir insan nasıl yıkanabilir? Duşa kabinin yanına geldiğimde içeride göreceğim sahneden dolayı içimi korku hissi kaplamıştı. Ellerim duşa kabinin kapısını tuttu ve iki yana doğru çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Doğrularım Senin Günahların(DÜZENLENİYOR)
Teen FictionKitap düzenlenme aşamasındadır. Wattpad açılana kadar düzenlenecektir. Ana konu ve karakterler aynı kalacak ama hikayenin akışı değişecektir.