PİYON

64 6 0
                                    

Bazı insanlar yaşamayı haketmiyordu. Kendisine ve çevresine zarardan başka hiçbir şey sunmayan, faydası olmamalarına rağmen insanları hem fiziksel hem de ruhsal bir şekilde zehirliyorlardı. İnsanların zaaflarından, zayıf yanlarından faydalanarak insanları kendi bulundukları bataklığın içine çekiyorlardı. İnsanları kandırarak zehirliyor, duygularını sömürüyorlardı.

Sözde masada oturan hiç kimsenin uyuşturucuyla işi olamazdı, yasaktı ama gel gör ki ben o adamın uyuşturucu ticareti yaptığını ve bütün masanın bunu bildiğine emindim. Benim anlayamadığım şey neden herkes buna sessiz kalmıştı? Neden kimse konuşmuyordu?

Acar Asaf'a sinirli bir şekilde bakarken konuşmaya başlamıştı "Otur oturduğun yere herkesin içinde onu sorgulayamazsın, tüm dikkatleri üzerine mi çekmek istiyorsun?" Asaf duyduğu sözlerin ardından sinirle yerine oturmuştu. Hem Asaf'ın dikkatini dağıtmak hem de merakımı gidermek için kafamdaki soruları sormaya karar verdim.

Müziğin sesinden dolayı Asaf'la aramızdaki mesafeyi kapatıp kulağına doğru fısıldamaya başladım. "Asaf ben eminim ki masadaki herkes bu durumdan haberdar. Anlamadığım şey neden herkes sessiz kalıyor?" Asaf alay eder gibi güldükten sonra aramızdaki mesafeyi sıfıra indirip yüzünü yüzümle aynı hizaya getirmişti. "Minel hepsi pisliğin içinde ve hepsi birbirinin pisliğini biliyor. Biri onun aleyhine bir şey konuşursa konuşan kişinin de pisliği ortaya dökülür. O yüzden hiçbiri konuşmaz, konuşamaz." Asaf'ın söyledikleri mantıklıydı hakkı da vardı ama kafamı kurcalayan bir soru daha vardı, o da Karahan Aksoy.

"Karahan Bey neden susuyor?" Bu sefer gülümsemesi gerçekti. "Karahan Aksoy ona zarar vermeyecek her şeye sessiz kalır. Yeter ki ucu ona dokunmasın. O çıkarları için her şeyi yapabilecek bir adam kendi çocuklarını öldürtebilecek kadar."

Asaf son söyledikleriyle yutkunmakta zorlanmıştı ve kafasını aşağı eğmişti. Hızlıca önündeki viskiyi kafaya dikmişti. Onunla konuşmak istemiştim ama gözleri lütfen bana soru sorma der gibi bakıyordu. Ben belki de bugün ilk defa Asaf'ın içindeki çocuğu görmüştüm. Onunla yalnız kaldığımız bir anda mutlaka bu konuyu konuşacaktım.

Acar ayağa kalkıp Asaf'ın yanına geldi "Adam şu an lavaboda Kuzey mesaj attı. Biz mi halledelim siz mi halledersiniz diye soruyor." "Bu da sorumu Acar tabii ki de biz halledelim.'' Acar başını iki yana sallayarak "O her şeyi düşünebilen mantıkla hareket eden adama ne oldu? Asaf sen lidersin, sen tarafsızsın. İçeride bilmediğimiz başka adamları varsa illaki seni tanıyorlardır. Adamı senin aldığın anlaşılır ve bu yanlış bir şey o yüzden bırak onlar halletsin."

Asaf sinirle kalkıp Acar'ın yanına oturmuştu ve hararetli bir şekilde tartışmaya başlamışlardı. Ne konuştuklarını duyamıyordum. Tartıştıklarını anlamamın sebebi ise yüz ifadeleriydi. İkisi de oldukça sinirli ve ciddi gözüküyordu. Onların tartışmasını bölen şey Acar'ın telefonuna gelen mesajdı.

"Halletmişler adamı almışlar ama siz biraz daha oyalanın öyle gelin dikkat çekmeyin dediler." Asaf'ın kaşları çatıldığında neden böyle olduğunu merak ediyordum. Birden nasıl mantığı devre dışı kalmıştı? Acar'ın ima ettiği şey neydi? "Minel" Gelen sesle beraber sol tarafa bakıp tanıdık olan sesin kime ait olduğunu anlamaya çalışıyordum. Gördüğüm bedenle beraber sevinçle ayağa kalkıp bize doğru gelen adamın boynuna sarıldım.

O ise gülerek benim sarılışıma karşılık vermişti. "Minel seni çok özlemişim." Gülümsemem daha da büyürken "Bende seni çok özlemişim. Nerelerdeydin?" "Asıl siz nerelerdesiniz Minel Hanım? Numaran değişmiş arıyorum açmıyorsun. Turgut Amca'yı aradım en son. Numaranın değiştiğini ve evlendiğini söyledi bana. Minel sen gerçekten evlendin mi?"

Benim Doğrularım Senin Günahların(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin