HATA SANILAN DOĞRULAR

85 6 2
                                    

Kapıdan içeri giren bedenle beraber yerimden kalkıp koşarak gidip ona sarıldım. Evet Asaf bir plan yapmıştı planı bize de anlatmıştı. Hatta bu geceki yaptığımız her şeyde bir plandı. Bizim mekana gitmemiz, Acar'ın Asaf'ı adamın yanına göndermesi, plan olmayan tek şey Asaf ve Kuzey'in konuşmasıydı ve ben bu konuşmadan sonra Kuzey'i merak ediyordum.

Biz eve geldiğimizde yabancı kadının sadece ismini öğrenebilmiştik. Daha sonra Kuzey onu da alıp gitmemiz gerekli diyerek evden çıkmıştı. O kadın kimdi ve niye buradaydı bilmiyordum ama öğrenecektim. "Asaf kimdi o kadın?" O kadının varlığı beni rahatsız etmişti. Asaf'ın evinde hayır bizim evimizde biz yokken bir kadının olması bende anlamlandıramadığım duygular oluşturmuştu.

"İzgi." Bu mu yani? Gerçekten bu mu? Kadına dair bildiğimiz tek şey zaten adıydı. Asaf ve bu kadın nereden tanışıyorlardı? "Sana adını sormadım Asaf kim olduğunu sordum. Biz yokken bu kadın niye bizim evimizdeydi? Benim niye bundan haberim yoktu?" Benim sinirlerim gerilmişken Asaf gayet rahat bir şekilde sırıtıyordu ve bu benim daha da sinirlenmemi sağlıyordu.

"Size anlatacaktım ama İzgi istemedi. Bu plan olana kadar kimseye benden bahsetme dedi. Ortak olacaksak senden bunu istiyorum dedi. Bende kabul ettim." Biz niye bu kadınla ortak oluyorduk ki? "Kalanını İzgi geldiğinde anlatır. Benim anlatmam belki de doğru olmaz."

"Bundan sonra burada mı kalacak?" Evde yabancı birinin varlığına alışabilecek miydik? Kimi kandırıyorum ki kadın çok güzeldi ve ben onu bir anda evde görünce kıskanmıştım. Yaptığım şeyin çok yanlış olduğunu biliyorum daha tanımadan birini yargılamam hiç doğru değildi ama içimde ki kıskançlık duygusunu bastıramıyordum.

"Bir süre bizimle kalacak. Kısa bir süre." Ne diyebilirdim ki? Diyebileceğim bir şey var mıydı?

"Tamam." Sormak istediklerimi ve kıskançlığımı bir kenara bırakarak âna odaklamaya çalıştım. Asaf'ın elleri belimde dudakları ise konuşurken boynumda hareket ediyordu. Kapının çalmasıyla her ne kadar istemesem de elleri benden uzaklaşmıştı. Kapıyı açtığımda Acar ve Bulut içeri girmişti. Bu sefer ayaklanan kişi Ilgın'dı. Yavaş adımlarla Acar'ın yanına kadar gelmişti ama sarılmıyordu daha doğrusu sarılamıyor gibiydi. Acar bunu anlamış şekilde Ilgın'a bakarak sorun yok der gibi gülümsemişti.

Ama daha Acar'ın gülümsemesi solmadan Ilgın'ın kolları Acar'ın boynunu bulmuştu. Acar ve Ilgın sarılırken bu ânı bozan kişi Bulut'tu "Beni gördüğüne kimse sevinmedi galiba?"

Sorusu canımı yakmıştı Bulut'un yalnızlığını kendi ruhumda hissetmiştim. Yalnız birini anlamak sessizliğin bile konuştuğu bir dildir. Bulut'a içten bir tebessüm göstererek ona doğru ilerledim ve onun hiç beklemediği bir şey yapıp ona sarıldım. Ilgın'da Bulut'un yüzüne bakmıştı ama sarılamamıştı.

"Seni gördüğüme sevindim. Kendini bize fazlasıyla alıştırdın." Ilgın söylediklerinde haklıydı. Bulut ve Kuzey bizi kendilerine alıştırmışlardı. Kavgalarına, didişmelerine, birbirlerine laf sokmalarına. Bulut'un şakalarına, konuşmasına; Kuzey'in ise sesizliğine alışmıştık. O ikisi evde olmazsa bizde eksik gibiydik. Yarım kalmış gibi.

Hepimiz koltuklara geçip oturduğumuz da Acar'ın telefonuna gelen mesaj ortamda ki sessizliği bozmuştu. "İzgi sorun çıkarmış."

Acar'ın söyledikleriyle kaşlarım çatılmıştı. Bu kız Asaf'la anlaşma yapmamış mıydı? Şimdi neyin sorununu çıkarıyordu? Aklımdaki soruları bir tercüman gibi soran Bulut'a minnettardım. Çünkü ben daha fazla soru sorarsam kıza yargısız infaz yaptığımı sanacaklardı. İtiraf et Minel öyle yapıyorsun. Hayır yapmıyordum. İç sesimden nefret ediyordum. "Sorun çıkardığı kısmı anlaşma değil, eve gelmek istemiyormuş otele yerleşmek istiyormuş."

Benim Doğrularım Senin Günahların(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin