UMUT

105 8 0
                                    

Duyduğum ses gerçek miydi ? Yoksa zihnim bana oyun mu oynuyordu? Gerçek miydi bu? Duyduğum sesle bütün vücut hücrelerim harekete geçmişti. Gözlerimin dolmaması gerekiyordu fakat ben buna engel olamıyordum. Gerçek miydi? Olmazdı ki? Biz birbirimize yasaktık. Ağlamamalıydım çünkü bu bana zihnimin oyunuydu. Bu gerçek miydi? Ben kendimde miydim? Allah'ım lütfen gerçek olsun.

Ellerimle gözlerimdeki yaşları sildikten sonra kafamı kaldırıp Asaf'a baktım. Onun gözlerinde bir umut tanesi arıyordum. Asaf sanki düşündüğüm şeyleri anlamış içimdeki karmaşayı görmüş zihnimdeki uğultuları duymuş gibi bana bakıp

"Doğru duyuyorsun Minel. Gidip misafirimizi karşılayalım o kadar yoldan geldi." Ben hızlı bir şekilde kafamı sallayıp ilerlemeye başlayacağım sırada babam önüme geçmişti.

"Hayır gitmeyeceksin sana yasakladım." Öfke tüm bedenimi esaretinin altına almıştı.

"Senin yasakların artık beni ilgilendirmiyor. Yıllarca istediğini yaptım elime ne geçti?" Sessizliği canımı daha çok sıkmıştı.

"Niye sessiz kalıyorsun?"

"Gittikçe annene benziyorsun." Bunları o kadar sakin söylemişti ki sanki onunla değil başka biriyle konuşuyordum. Ben onun aksine hiç sakin değildim.

"Annemin adını ağzına alma. Sen annem hakkında konuşmayı haketmiyorsun."

"Minel" O ses beni bulunduğum girdaptan çıkarmaya gelmişti.

"Beni gördüğüne sevinmedin galiba?" Duyduğum ses ve karşımda gördüğüm görüntü beni tek bir yere götürüyordu. Çocukluğuma.

Koşarak onun yanına gidip onu kollarımın arasına aldım . Şu yaşadığım son birkaç saniye bana on yıl gibi gelmişti. Belkide geçirdiğim on yılın özlemiydi. Her özlem bir gün diner miydi? Eğer her özlem bir gün diniyorsa benim anneme olan özlemim de bir gün diner miydi? Tıpkı teyzeme olan özlemim gibi.

"Bu kadını buraya kim getirdi?" Babamın yüksek sesli sorduğu soruya tek bir kişi cevap vermişti.

"Ben getirdim. İtirazınız mı var?" Asaf'ın sesinden özgüven akıyordu ama ben babamın yapabileceklerini bildiğim için huzursuzdum. İnsan huzurun kollarındayken bu denli huzursuz olabilir miydi ?

"Var!" Babamın öfkeyle çıkan sesinden sonra teyzemin kollarına daha çok sinmiştim.

"İtirazınız kabul edilmedi." Babam adımlarını Asaf'a yöneltti ve tam karşısına geçti.

"Sen kimsin? Kim olarak benim verdiğim kararı hiçe sayarsın. Kızımla evlenmiş olabilirsin ama bu benim istemediğim şeyleri yapabileceğin anlamına gelmez. Hemen bu kadını getirdiğin gibi geri götüreceksin. Sana bu yetkiyi veren kim?"

"Ben" bu sefer gelen tok sesin sahibi farklıydı. Bu ses Karahan Aksoy'a aitti.

Babam Karahan Aksoy'dan böyle bir şey beklemiyor olcak ki sesindeki şiddet bile azaldı sadece Karahan Bey'e dönüp "Neden?" Diye sordu.

"Nedeni çok basit değil mi ? Size söylemiştim. Torunum Asaf bir süreliğine benim yerime geçecek. Benim bazı ufak işlerim var. Benim yerime geçtiği için şuan sizin üstünüz. Ona yasak koyamazsınız, onunla saygısızca konuşamazsınız. Bu size ilk ve son uyarım şu andan itibaren Asaf'ı ben olarak göreceksiniz. Ona yapılmış saygısızlık bana yapılmış sayılacaktır."

Bu sözler üzerine babam hiçbir şey diyemedi sadece kafasını olumsuz anlamda sallayarak arkasına döndü ve hızlı adımlarla arabasına doğru gitti. Karahan Bey'in arkasından bu bir diye söylenmesini umursadığını sanmıyorum.

Benim Doğrularım Senin Günahların(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin