-8. BÖLÜM-

2K 146 76
                                    

'O yıldıza basmak ya da
basmamak İşte bütün mesele bu.'

Timam timam yeterince bana sövdüğünüze göre artık bu bölümü okuyabilirsiniznı yaniiiii şapşikmiyim neyim yaa ben, kitabımız yaklaşık üç bin izlenme aldı hatta dört bine çıkıyoruz hadi hayırlısı, önceki bölümde yeni biri dahil oldu simdiden kendinizi hazırlayın çünkü hiç iyi şeyler beklemiyor bizi ama merak etmeyin bu bölüm güzel bu bolum bol bol ağlayacağız, aşklarım kuşlarım kuzularım o kadar okuyorsunuz bi de oy verseniz tam kadro olacağız ama OYYYY YOOOĞKK OOYYY, OYYY VERİNNN OOOYYYYY ayyyy ben gene çok konuştum demi neyse neyse hadi gidin Akın kocamızı okuyun, yıldızlar kadar sevgiler ve öpücüklerimle iyi okumalarrrrr🎀🦋

Anlatamam - Toygar Işıklı
Sezen Aksu - Son bakış

---

AKINDAN:

Yine bir korkuyla baş başaydım. Ben böyle bir adam değildim, ne olmuştu bana böyle? O benden her uzaklaştığında kalbim ritimlerini yavaşlatıyor o benden tamamen uzaklaştığında kalbim duruyordu.

Yüzümü cennet kokulu avuçlarının arasına almış, alnını alnıma yaslamıştı, "Akın! Dediğimi uygulamazsak bu itlerden kurtulamayız! Beni dinle Akın! Bana güvenmiyor musun!?"

Şu siktiğimin sorusunu sormaması gerekiyordu, ona ömrümün sonundan sonra bile güveniyordum ama o bu soruyu soruyordu.

"Bana şu siktiğimin sorusunu sorma! Cevabını bildiğin soruları sorma! Git, git ama başına bir şey gelirse elimden çekeceğin var Hazel!" Başına bir iş geleceğinden korkuyor göndermek istemiyordum ama haklıydı sikeyim ki haklıydı!

Lavabonun kapısını açtığı gibi kendini dışarı atmıştı zarar görmemesi için bende kendimi attım ve önüme çıkan ilk kişiyi indirdim, gözüm bir yandan arkada Hazel'i kontrol ediyor diğer yandan önümü koloçan ediyordum.

Önüme çıkan iki kişiyle birisini göğsünden diğerini başından vurup yere yığdım ve ilerlemeye devam ettim, bakışlarımı tekrar arkaya çevirdiğim de ona eş değer olarak omzumun arka kısmına kurşun yedim, yönümü hızla önüme çevirerek kaç kişi olduklarına baktım, dört kişi dağınık bir şekilde sıralanmış bana yaklaşıyorlardı.

"Опусти пистолет! (Silahını indir!)" Türkçe konuşuyorlar mı bilmiyordum ama Rusça konuştuklarına göre Türkçe bilmiyorlardı.

Rusça bildiğim için ne söylediğini anlamıştım, onun dediğini yaparak silahımı yavaş yavaş yere indirmeye başladım, bana tamamen yaklaştıklarında daha silahımı yere koymadan öndeki iki kişiyi indirdim, geriye kalan iki kişiden birinin ayağına sıkıp yaraladım, ayağa kalkıp sağlam kişiye ard arda yumruklarımla sersemleştirip arkasına geçtim ve boynunu kırdım, sadece ayağından yakaladığım itin bu sefer kafasına sıkıp ilerlemeye devam ettim.

"Tunç nerdesin!?" Alper'in ne durumda olduğunu bilmiyordum evet Alper sağlık alanında uzmandı ama yarasına bakacak kadar ayık olmayabilirdi, Ozan da bu durumda bilgili olduğu için bakması şarttı.

"Mutfakta kapana kısıldık komutanım! Destek gelmesi şart geldikçe geliyorlar bu vücutlarında ne kadar delik varsa dinamitle doldurduklarım!" Siktir! Siktir! Siktir! Bu bir tuzaktı!

"Tamam aslanım tamam az daha dayanın!" Dayanmaktan başka şansımız yoktu.

"Çekiç acil destek iste kapana kısıldık burda!" Eğer yardım hemen gelmezse Hazel'e ulaşamayacaktım, kim bilir şuan nasıldı?

KURDUN İNİ: KILIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin