12

3.8K 65 6
                                    

İyi Okumalar Ziyagilleer

--

Ertesi Gün

Gözlerimi açtığımda koca yatakta tek başıma olduğumu gördüm. Telefonumu elime alıp saate baktığımda öğleye geldiğimizi fark ettim. Palaz, Pamir ve Eray'dan birçok kez arama ve mesaj vardı.

Önce Pamir'in mesajına girip bakındım.

Pamir: Bizim için harika bir hafta sonu ayarlıyorum. Esra olarak işlerini bitirirsen sevinirim. Zaten bu gün karşılaşacağız ;)

Nerede karşılaşacağız ki? Yataktan kalktıktan sonra lavaboya geçtim. Tuvaletimi yaparken attığı diğer mesajı okudum. 

Pamir: Dikkat et, Çetin gelebilir. 

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra lavabodan çıktım. 

Uykulu gözlerimle ekrana baktığımda yatağımı fark ettim. Kendimi yatağa atıp tavanı izledim. 

Mesajlara bakınmaya devam ederken Palaz'ın mesaj attığını ve defalarca aradığını gördüm. Normalde bu saatte Palaz'dan mesaj almak pek alışılmadık bir durumdu. Merakla mesajları açtım.

İlk mesaj sadece bir fotoğraftı. Palaz'ın ciddi ifadesi arka planda karanlık bir odada tek bir masa etrafında toplanmış bir grup adamla beraberdi. Hepsi tanıdık yüzlerdi. Mesajın altında sadece "Derhal mekana gel" yazıyordu.

Kalbim hızla atmaya başladı. Acaba ne oldu? Neden bu kadar aceleyle mekana çağrılmıştım? 

Endişeli bir şekilde hızla hazırlanmaya başladım. Makyaj yapmaya bile vakit ayırmadan üzerime ne bulduysam giydim. Mutfağa geçip buzdolabının içine bakındım. Gerçekten bu eve bir aşçı lazım. Aç karnına mekana mı gidilir?

 Evden çıktım ve arabamla mekana doğru yola çıktım. Yolda, kafamda sayısız senaryo dönüyordu. Bir hainlik mi olmuştu? Yoksa rakip bir çeteyle sorun mu yaşanmıştı?

Mekana vardığımda, her zamanki gibi sakin ve kontrollü duran Palaz'ın yüzünde endişe belirtileri vardı. Durum bu kadar ciddi mi ya? Ona baktığımda sessizce içeri girmemi işaret etti. İçeri adım attığımda, odanın diğer ucunda oturan birkaç adamı gördüm. Göz teması kurduklarında, ciddi bir ifadeyle bana bakıyorlardı.

Palaz sessizce konuşmaya başladı. "Simge, iyi ki geldin. Durum biraz hassas. Dün gece rakip bir çete bize saldırdı. Görünüşe göre bir ihbarcımız varmış. Bu gece gerçekleşen saldırıda kaybımız oldu, ancak aynı zamanda onlara ciddi bir darbe de indirdik. Ancak sorunlu olan başka bir şey var."

Bir an için nefesimi tuttum. "Ne oldu Palaz? İhbarcıyı mı buldunuz?"

Palaz cebinden çıkardığı telefonu gösterdi. Ekranında bana ait olan bir dizi özel görüşme ve toplantının kaydı vardı. Esra olarak yaptığım, bize 'Oranın tapusu sizde değil.' diyen adamla olan görüşmemdi. Kalbim sanki duracakmış gibi oldu. İhanetin bu denli yakın olduğunu hiç düşünmemiştim.

O adam bir şey yapamaz, arkasında biri olmalı.

Zaten kim gelir de, tapu sizde değil der ki?

Palaz devam etti: "Bunları aldığımızda seninle doğrudan konuşmak istedik. Ama sana güvenmek için bir sebebimiz yok. Bu yüzden seni dinlemek için buradayız. Ne diyorsun?"

Ne diyebilirdim ki? Adamları yanıma kadar sokmuşlar ve ben bunu göremeyecek kadar salak mıydım?

 Hem öfke hem de ihanete uğramışlık hissi içimi kaplamıştı.

ŞAH MAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin