İyi okumalar ziyagillerr
--
Apartmana girince hızla merdivenden çıktım. Evimin kapısına gelince anahtarı paspasın altından çıkarıp hızla kapıyı açtım çünkü altıma yapacaktım. Bir de evin kapısına gelince işeme oranım daha çok yükseliyor. Hızla eve girince lavaboya geçtim fakat klozete değil altıma işedim çünkü karşımda duran sarı saçlı kadın kafası klozetin üstündeydi. Kadının kanlı bedeni ise küvetin içinde duruyordu.
Geri çekilip birinin şakasıdır diye etrafa baktım. Ne tür bi şaka lan bu? Bu kız kim? Gördüğüm manzaranın karşısında halen daha şaşkınım. Kız kim bilmiyorum ama en önemlisi şu an ne yapacağım bilmiyorum. Sakince düşünmek için lavabodan çıktım. Eğer evimde bir cinayet varsa katil buradadır, öyle değil mi?
Zorlukla yutkundum. Kendi evimde korkacağım hiç aklıma gelmezdi. Korkarak bütün odaları gezdim fakat bir ses veya insana benzer hiçbir şey yoktu.
Eğer biri benim evimde bir kızı öldürüp kaçtı ise neden benim evimde yaptı? Düşünmesi bile beni yoruyor. Yani neden benim evim? Neden o kız? Ve katil nerede? Banyoya geri gidip baktım. Küvete yaklaşıp cansız bedene baktım, cansız olduğunu kontrol etmek amaçlı kıza dokundum.
Kandan nefret ediyorum.
Duvara elimi koyup derin bir nefes aldım. Elime sıvı bir kan birikintisi gelince elimi duvardan çekip baktım. Bilmediğim birinin kanı elimde olması da ayrı bir ironi. Yanağımı kaşımak için yanağıma dokundum ama yüzüme kan bulaşınca yüzümdeki kanı beyaz tişörtümün üstüne sildim.
Banyodan çıkıp yere oturdum. Dizimi kendime çekip biraz düşünmeye çalıştım ama birden içeriye polislerin girmesiyle onlara baktım. "Eller havya." Dedi polis kıyafetinin içinde oldukça genç duran bir adam. Elindeki silahı bana yönetti. Ayağa kalkarak ellerimi havaya kaldırdım. "Alın bunu." Dedi bana silah tutan polis. "B-ben bir şey yapmadım." Dedim yanıma gelen polislere, elime kelepçe takarak beni evden çıkarttılar.
"Herkes önce bunu der." Diye söylendi diğer polis, beni polis arabasına bindirirken "Ben suçsuzum." Diye kendi kendime söylendim ısrarla ama kimse beni umursamadı. Arabayı çalıştırıp karakola doğru sürmeye başladı. Arkama yaslanıp düşünmeye başladım. Ben eve geldim kız ölmüş desem ne kadar inanacaklar ki? Zaten daha ben inanmıyorum.
Bir süre sonra karakola gelince beni arabadan indirip karakolun içine girdirdiler. Bir odaya götürüp "Otur." Diye emir verdiler. Sandalyeye oturup etrafa baktım. Sanırsın Arka Sokaklar da oynuyorum az sonra Hüsnü Komiser gelirse şaşırmam.
İçeriye bir polis gelip karşıma oturdu. "Doruk Özden." Dedi polis, gergin bir şekilde nefes alıp verirken titreyen sesimle "Efendim?" Dedim, polis hal ve hareketlerime gülerek "Kızı neden öldürdün?" Dedi, bu ciddi soruşturmada neden gülüyor ki?
"B-ben öldürmedim, ben karıncayı bile öldürmem ki."
"O yüzden üstünde kan var." Dedi, polisin birden ciddi olmasından biraz ürkmedim değil. Derin bir nefes alıp verdim. "Ben yapmadım diyorum, neden ısrar ile anlamıyorsunuz?" Dedim, polis sinirle ayağa kalkıp masaya vurdu "Ceset senin evinde, üstünde ve elinde kan var!" Diye bağırdı, polis ellerini masaya koyup köpekler gibi başını sağa sola salladı. Sakinleşince sandalyeye geri oturdu.
"Doruk itiraf edersen çabuk kurtulursun." Dedi, artık ben mi yaptım diye düşünüyorum değil.
"İyi o zaman." Dedim, polis bana dikkatlice bakınca gülümseyip "Ben yapmadım." Dedim, polis arkasına yasanıp güldü. Bu neden her şeye gülüyor? Arka sokaklarda hiç böyle değildi. Ben de hiç böyle hayal etmemiştim. Beğenmedim burayı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH MAT
ChickLitİki mafyayı bir araya getiren olay ne olabilir? Aşk mı? Güç mü? Belki de hiç beklemediğiniz bir cevaptır: Çaresizlik. "Minik bir evlilik oyununu fazla abartmadın mı Simge?" Bana dik dik bakarken "Minik mi?" Diye sordum. Pamir kafasını onaylarcasına...