1.5

320 6 3
                                    

Yine ben!
Bu sefer bölümün gelmesi uzun sürdü, çünkü yazacak vaktim olmadı, sizi çok bekletmiş oldum 🥺
Bu günlük diyebileceğim bir şey yok tek diyeceğim oy ve yorum
Öpüldünüz
Bilgilendirme
Düzenlenecektir

Belimin ağrısıyla uyandım, lanet olsun Buradaki serüvenim iyice zorlaşmıştı "Afra seni bekleyen biri var." yataktan kalkıp dün diğerlerinden ayırdığım elbisemi giydim, kilo veriyordum... dolabımdaki aynadan kendime baktım, ah güzeller güzeli Afra, sen bu durumlara düşecek kadınmıydın? Ama düzeltmeyecektim, olabildiğince yıpranmış görünecektim, öyle olmalıydı!
Sadece ve sadece saçımı tarayıp ayakkabılarımı giydim ve dışarı çıktım.

Bir çift mavi gözle denk düşmüştük "Naber" Alex gelmişti, tanıdık birini gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim! "Beni götürmek için geldin dimi?" heyecanla sordum, Alex yarım ağız gülümsedi, "gel hadi bahçede konuşalım." peşine takılıp bahçeye çıktım, vedattan nefret ediyordum, kasıntının tekiydi, Ve Kordinatör eğitmenim olması daha rahatsız ediciydi. Alexin koluna yapışıp konuşmaya devam ettim. "Dimi Alex, almaya geldin beni öyle değil mi?" Alex kafasını sağa sola sallayıp bir sigara yaktı "Sürecine baktım, daha 2 gün oldu biliyorsun, tahminen çıkış süren 2 ay Afra." yüzüm düştü, 2 aya buradan 10 kere kaçardım, ilk planımı bu gün gerçekleştirecektim zaten.

***

Alex gitmişti bizde yemeğe inmiştik, Meriç yine götümden ayrılmıyordu fakat benim moralim bozuktu, kaçacaktım, kaçacaktımda ensemdeki bu implant ne olacaktı? eğer onu çıkartmazsam kaçacağım en uzak mekan 2 sokak ötesi olacaktır, bu yüzden kendi yöntemlerimle sökmeyi planlıyorum. "Bu implantı çıkarmak için kesmekten başka bir imkanımız varmı?" Meriç yüzünü ekşitti "Onu kendi imkanlarınla çıkarmayacaksın dimi?" Evet aynen öyle yapacaktım "Meriç, planım hazır, aynen şöyle yapacağız." elime kendi tasarladığım haritayı aldım, gezmiştim bakınmıştım tenha yerlere puan vermiştim, en düşük riskli yer depodan çıkıştı, hem Meriçte benimle aynı fikirdeydi, Depodan kaçış en tehlikesiz yoldu. "çantalarını hazırla." gülümsediğim sırada Vedatın muazzam sesiyle gülümsemem yüzümde dondu, haritayı direk saklamış ve alttan Meriçe vermiştim "saat gece 02:00 de arka bahçenin orada ol." ve gitmişti.

***
"Dayak yemekten usanmadın dimi?" Sabahtan beri dövüş eğitimi alıyordum, pardon! O benden eğitim alıyordu, yere düşüyor, düşüyor, düşüyor, fakat vaz geçmiyor, böyle usanmaz arlanmaz birini daha görmedim. "Tamam yeter, implant testine gidiyoruz." sonunda derin bir nefes alıp gideceğimiz için dua etmeye başladım, sıkıcıda olsa farklı aktivite iyi olacaktı.

Vedatta zor bela kendini toparladığında kontrol odasına gelmiştik, masalar ipler, iğneler, bıçaklar, elektronik makineler, korkunç görünüyordu "İmplantının  değişme vakti gelmiş, dün uyarı verdi, yerini ve o anki ruh halini kaydetmemiş, bunlar hep böyle yapar." o an başıma bir saksı düştü, implantlar bir hafta içinde bozuluyordu, eğer kaçıpta 1 hafta yakalanmazsam implant gidecekti, fakat işi garantiye almak için şuanki implantın değişmesine izin vermemeliydim "Uyuşturucu vereceğim ki hissetme." onu durduracak bir şey aradım, ama bulamadım "Dur!" Eli havada asılı kaldı, ne diyeceğimi düşünüyordum, "Ben... iğneden korkuyorum" en masum halimle yüzüne baktım "Elimizde başka imkan yok." iğneyi boynuma geçirdi, duracağını düşündüğüm andaki moral bozukluğumu tahmin edemezsiniz...

***

Kalktığımda farklı bir yerdeydim, temiz olmadığını varsaydığım bir yerde, ensem ağırıyordu, gözlerim yanıyordu, iyi miydim? Bir problem mi olmuştu? "Daha geç uyanırsın sandım." arkamdan gelen sesle sıçrayarak kafamı arkama çevirmeye çalıştım fakat enseme giren ağrıyla küçük çığlık eşliğinde önüme tekrar döndüm "Ah afra, seni ne kadardır aradığımı bir bilsen." buda kim? Beni arayıp bulamayan, isteyip alamayan, Bu kim? Zorda olsa konuşmaya çalıştım. "Kimsin sen?" Arkamdaki kişi görüş açıma girdi, ardından karşıdaki sandalyeye kuruldu. "Tanımadın." morali bozulmuştu, yüzünden belliydi, fakat bu yüz... bu yüzü daha önce görmedim, ne kadar aptal gibi görünsemde görsel zekam hep güzel olmuştur, bu yüzden gördüğüm yüzü unutmam. Ama eminim, bu yüzü asla görmedim. "Kurtuldun aşkım, artık benim kollarımdasın, güvenli ellerdesin, onlardan çok uzaktasın." İsmini dahi bilmediğim biri bana aşkım mı diyordu? "Tek gecelik ilişkilerimdensen, hala fiyat aynı." Buna gülerek cevap verdi, "Tek gecelik değildim, sende bi orospu değildin." artık sinirlerim bozuluyordu,  kaçırılmış mıydım? O bile belli değildi, Üstelik hitapları sinir bozucuydu, kimdi bu amına koyayım?

"Bu kadar romantiklik yeter, gerçekleri duyma vaktin geldi." işte bu içimi ülpertmişti, gerçekler, ne kadarda afilli bir cümle, merak uyandıran ve düşündüren "Seni ben bulmadım aslında, çok küçükken abim buldu, beraberdik, mutluyduk, hep beraber oynardık, fakat bir sabah" derin bir iç çekti "Bir sabah güne dışarıdan gelen güneş ışığı olmadan uyandım, kuşların ötmediği güneşin olmadığı, çocukluk aşkımın çalındığı bir güne." gözünden bir yaş firar etti. "ilk işim koşa koşa senin odana gelmek olmuştu, hep senden önce kalkar seni kaldırırdım, ama o gün odana geldiğimde yatağın dağınık bile değildi, oysaki gece beraber yatmıştık, seni evin her köşesinde aradım, ama yoktun, gitmiştin." artık kim olduğuna dair merakım oldukça artmıştı "ağlamaya başladım, çocukluk aklı işte, ağlasam seni bana geri getireceklerdi sanki... getirmedilerde, abim eve geldiğinde sordum, abim iç çekerek yanıt vermişti ama seni verdiğini söylemedi, bana bunu söylemedi!" Buruk bir gülümseme takındı "Beni kim kaçırdı?"
Bekletmeden yanıt verdi "Seni kaçıran kişi."

"Kaçıran kişi teşkilatın 1 numarası, abim, Alex."

Bölüm sonu

DENEK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin