64. Bölüm

196 12 19
                                    

6 yaşındaydım, 6 yaşında küçücük bir çocuk düşünüyorum. 6 yaşındaki o Tolga' yı düşünüyorum gözlerimin önünde annemi darp eden babam canlanıyor zihnimde. öldüresiye dövülen annemin çığlıkları silik silik hafızamdan geçiyor olanlar sanki bir film şeridiymişcesine. net hatırladığım o feryatlardan başka bir şey değil. minicik bedenimle onu durdurmaya çalışıyordum beni itmesiyle beton zemine çakılıp kalmıştım. sonra o kemer gıcırtısı ve geriye bıraktığı izler.

O karanlık dünyaya elinde var gücüyle aydınlık saçan bir değnekle peri kızım gelmişti. sanki uyuyan güzel masalının tersiydi bizim hikayemiz. ben derin, ucunda ölüm olan korkutucu kabuslarla dolu bir uykudaydım onun öpüşüyle uyanmıştım, hayata dönmüştüm.

hayatta kaydecek bir şeyim kalmamışken şimdi korumam gereken hayatımdan gitmesine asla izin vermeyeceğim biri vardı. ben baba olmuştum. ben kızımı bulmuş onunla bir aile kurmuştum.

Belisa' nın rahatsızlığından sonra masadakilerden müsaade isteyip üst kata yanına çıkmıştım uyuduğunu gördüğümde saçlarını okşayıp alnına bir öpücük bırakıp yanına uzandım hareketlilikle gözlerini araladı. güzel gözleri uzun uzun yüzümde gezindi.

"Tolga?" boğuk sesiyle adımı söylediğinde elimi yanağına koyup okşadım.

"Söyle güzelim"

"Sırtın-daki" duraksayarak söylediği kelimeden sonra bir süre sustu.

gelecek soruyu biliyordum ama yine de gözlerimi gözlerinden ayırmadan onu dinlemeye başladım.

"İzler, ne?"

minik ellerini öptüm.

"Geçmişten hatıra" dedim tek nefeste.

Baygın gözlerine hüzün çökmüştü, derince yutkundu.

"Ben hepsini iyileştireceğim, söz veriyorum ama beni affet" dedi.

söylediği cümlelerle kaşlarım çatılmıştı.

"ne demek istiyosun anlamadım"

"yanında olamayacağı-" yarıda bıraktığı cümle ile kendini toparladı.

"yanında olamadığım her an için beni affet" dedi söylediği cümle ile gülümsedim ve tekrar öptüm onu.

"Sana kurban olurum"

gülümseyip gözlerini kapattığında bedenindeki tüm fonksiyonlar etkisiz hale gelmişti. uyuduğunu anlayınca yanına uzatıp üstümüzü örttüm.

**
aldığım nefesle buz gibi hava dudaklarımın arasından içeri süzülmüş dişlerimi sızlatmıştı.
hırçınca esen rüzgar saç tellerimin arasından hissediliyordu. bedenim kaskatı kesilmiş önümde binayı izliyordum. kapıya yaklaşmamla takım elbiseli adamlar etrafımı sarmıştı. biri elini cebine atıp telefonunu çıkardı. işte şimdi başlıyorduk.

"efendim, Nil hanım burada"

Nil, kelime Barbaros' un sesiyle yankılanıyordu beynimde.
dişlerimi sıktım ve derince son bir nefes daha çektim soğuk havadan.

kolumda hissetiğim sıcaklıkla aniden soluma dönerek elin sahibine baktım. ve hışımla kendimi çektim.

"sen değil sahibin gelsin"

adam bozulurcasına kafasını çevirip mırıldandı. biraz sonra bahçedeki loş ışıkta beliren siluete kaydı gözlerim.

oyun başlıyordu. kötü adam karşımdaydı. peki ben başrol müydüm? başrol ölürse dizi biter değil mi? o yüzden bugün başrol oluşumun kanıtını kutlayacağız.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SON ŞANS AŞK | Kardeşlerim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin