50.Bölüm

187 13 79
                                    

Bölüm Şarkısı: No1 ft. Melek Mosso - Yarım Kalan Sigara

Normalde 30K özel olarak yayımlamak istediğim bir bölümdü, fakat okunma oranlarının artmadığını gördüm. Bu benim için bir problem değildi ama bu kurguyu takip eden okuyan okurlarım var. Onları daha fazla bekletmek istemedim. Canınız sağolsun :)

Keyifli okumalar

3 ay sonra

Tolga' dan

Düğünden beri Belisa' dan haber yoktu. Her kanal haber yapıyor, "Ünlü iş insanı Ertuğrul Alaca' nın kızı kayıp" diye manşetler yazıyorlardı.

Ertuğrul amca ve Berk her yerde arayış içindeydiler. Barbaros bey de onlara yardım ediyordu.

Lerzan hanım yıkılmıştı.

Belisa kaybolalı, Petek Alaca öleli koskoca 3 ay geçmişti. 90 gün. 2160 saattir Belisasızdım.

Düğün günü Kaan' nın söylediği aptal aptal şeyler için Belisa' ya cehpe almış ve o eve yanında girmemiştim. Kaan gelip her şeyin uydurma olduğunu söyledikten sonra hastanedeydi.

Dün taburcu olduğunu duydum.

Herkes ondan şüphelense de ben onun yapacağına ihtimal vermiyordum. Aptaldı. Ama katil değildi.

Arabaya binip Alaca malikanesine sürdüm.

Uzun bir yolun ardından evin önündeyim. Araçtan inip kapıları kilitleyerek bahçeye girdim.

Tıkladığım kapı çok geçmeden açıldı.

İçere geçip Lerzan hanımı sordum. Salonda olduğunu duyduğumda oraya adımladım.

Çökmüştü. Zayıflamıştı. Sapsarıydı yüzü, göz altları mosmor göz kapakları ise şişmiş gözlerine kan oturmuştu.

Yavaşça yanına gidip elimi omzuna koydum. Beni gördüğünde ağlamaktan kurumuş gözlerinde bir parıltı oluşmuştu. Elindeki peçeteye burnundan indirip bana döndü.

"Belisa' dan bir haber mi var?"

Yutkundum. Yutkunsam da geçmiyordu gerçi. Boğazımda bir düğüm vardı. Haberi aldığım günden beri bir saniye olsun çözülmüyordu. Çözemiyordum Belisa' dan kim ne isterdi ki? Fidye için olsa bugüne kadar arayıp parayı şuraya buraya getirin derlerdi. O ihtimal de artık tutarsızdı. İşin içine başka ihtimaller girdikçe aklımı yitiriyordum. Tek dileğim hayatta olmasıydı.

olumsuz anlamda başımı salladığımda tekrar bir hıçkırık koptu boğazından. elindeki diğer peçeteye ağzına kapatıp ağlamaya devam etti.

Yaklaşıp kolumu omzundan geçirdim ve başını göğsüme koymasına yardım ettim. Lerzan hanım Belisa' nın kopyasıydı. Belisa' yı görmüş gibi hissediyordum Lerzan hanımı gördüğümde.

bedeni hıçkırıklarla sarsılıyor boğuk seslerle bir şeyler söylüyordu.

kolundaki elimle destek verircesine omzunu sıvazladım.

"Lerzan hanım, lütfen mahvetmeyin kendinizi. Çok zor biliyorum. Ama güçlü olmak zorundayız"

"Yapamıyorum Tolga, dayanamıyorum. Bir yandan Petek diğer yandan kızım"

"Anlayabiliyorum. Anlamaya çalışıyorum yemin ederim."

Daha fazla ağlamasına fırsat tanımadan başını kaldırıp gözlerinin içine baktım.

"eğer güçlü kalacağınıza söz verirseniz size Belisa' yı bulacağıma söz verebilirim"

parlayan gözleriyle bakışlarını bana çevirdi.

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten"

"İyi de o nasıl olacak Tolga, 3 aydır ne bir haber ne bir iz hiçbir şey yok"

"Söz veriyorum, yalnızca güçlü kalacağınıza söz verin"

"Söz" dedi boğuk bir sesle.

"Lerzan hanım beni Petek Alaca' nın odasına götürür müsünüz?"

Başını sallayıp güçlükle koltuktan kalktı. Koluna girip ona yardım ettim.

Odaya vardığımız da koltuğa kadar destek verdim ve oturdu.

Şimdi sıra şu bilinmezliği çözmekteydi.

Masanın üstündeki dosyalara göz atıp. Dolapları karıştırdım. Burada bir şeyler olmak zorundaydı. Gerekirse Barbaros Yıldırımer' in de evinin altını üstüne getirecektim ama bir iz bulacaktım. Artık bir anneye verdiğim söz de göz önündeydi.

Lerzan hanım dinlenmek için odadan ayrıldığında kağıtlara göz atmaya devam ettim.

Bana yardım etse etse şuan ancak Harika edebilirdi.

Cebimden çıkardığım telefona numarayı tuşlayıp kulağıma koydum.

"Efendim Tolga?"

"Harika, Belisalar' ın evine gel. Sana ihtiyacım var"

"Tamam yarım saate oradayım"

telefonu kapatıp dosyalara geri döndüm.

Bir kaç kağıtta Resul Özkaya' nın adı geçerken onca kağıdın içerisinde farklı bir tek adres vardı. Oraya yüklü bir miktarda harcama yapılmıştı. ama bu fiş dosyalardan ayrı bir yerden hatta masanın altından bulmuştum. İşe yarayabilirdi. Fotoğrafını çekip haritaları taradım ve cebime attım. tekrar dosyalara dönmemin üzerinden çok geçmeden odanın kapısı aralanmıştı.

İçeri giren Harika' ya baktım. Meraklı gözleri beni izliyordu. İşaret ettiğim yere oturup soluklandı.

"Eğer yardımına ihtiyacım olmasaydı apar topar gelmeni istemezdim"

"İşim yoktu, problem değil. Ama neden burdayız anlatacak mısın artık?"

"Belisa için"

Oturduğu yerde dikleşip söylediklerime kulak kesilmişti.

"Yani diyorsun ki, Barbaros beyin evine hırsız gibi gireceğiz?"

başımı salladım.

"iyi de bu saçmalık, adam 3 aydır hem eşinin yasını tutuyor hem de arama çalışmalarına katılıyor"

"katiller ya da suçlular da aynı şeyi yapıyor. kimseye güvenemeyiz"

"Öyleyse Ertuğrul amca ile Lerzan teyzeyi de alalım çapraz sorguya. Hatta seni de beni de. Çok Müge Anlı izlemişsin Tolga"

"Bana yardım etmeyecek misin şimdi?"

"etmiycem demedim, Belisa benim için de çok değerliydi. Ama Barbaros beyden bi şey çıkacağını sanmıyorum. neden adama direkt sormuyoruz ki?"

"ben herkesi bir bir deneyeceğim. herkes şüpheli konumda benim için"

ellerini teslim olur gibi kaldırdı

"lütfen benden başlayın sayın dedektif Tolga Barçın bey"

"Ciddi ol artık"

alaycı tavırları sinirimi bozmuştu. sanırım bu iş için yanlış kişiyi tercih etmiştim. Gerçi aptal Kaan ile de gidemeyeceğime göre eldekiyle idare edecektik.

"pekii, kızma"

"kızdırma o zaman Harika"

yüzündeki gülümseme silindi. yerini ciddiyet almıştı.

"ee ne zaman başlıyoruz"

"anlatıyorum iyi dinle"

bolum sonu

diğer çalışmalaradq göz atmayı unutmayınnnn

SON ŞANS AŞK | Kardeşlerim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin