Marmaris'te otele varmışlardı. Ferit arkadan gelen Kaya'yı umursamadan önden yürüyordu resepsiyona doğru. Buraya Seyran'la gelebilir, müthiş bir tatil yapabilirdik diye düşündü. Şimdi ise Kaya'yla iki gün buraya hapsolmuştu. Giriş kaydını yaptıktan sonra odaya ilerledi ve kendini yatağa attı. Telefonuna baktığında hiçbir arama veya mesaj olmadığını gördü. Seyran onu merak etmemişti. "İnat Seyran!" diye düşündü. Halbuki sabah onunla ilgilenmiş uğurlarken de sarılmıştı. Daha fazlası yoktu işte. Bir süre aramamak için dirense de yenik düştü. Telefonu eline aldı. İki üç çağrı sesinden sonra telefon açılmıştı. "Efendim Ferit." Seyran'ın sesi gayet normal geliyordu. Soğuk değildi ama sıcak ve içten de değildi. "Yolculuğum çok iyi geçti. Merak etmişsindir diye aradım. Aa pardon merak etsen sen arardın zaten." dedi soğuk ve kırgın bir sesle. "Arayacaktım Ferit. Biraz daha zaman geçsin diye bekledim. Belki dinlenirsin diye düşündüm." Bu cümlelerden sonra Ferit yumuşamıştı. "Yani beni merak ettin." dedi cilveyle. "Tabii ki merak ettim Ferit." dedi Seyran gülerek. "Tamam o zaman, merak etme iyiyim." dedi Ferit aynı ses tonuyla. İkisi de karşılıklı gülümsüyorlardı. "O zaman ben kapatayım. Mağaza bakmaya gitmeden önce biraz uyuyacağım" "Tamam, iyi uykular sana." "Keşke yanımda sen olsaydın. Uyumazdım. Daha güzel geçirebilirdik vaktimizi." dedi Ferit imayla. "Tamam Ferit hadi iyi uykulaaar." Ferit gülümseyerek kapattı telefonu. Bir saat kadar dinlendikten sonra duş alıp mağaza bakmaya gittiler Abidin'le. Mağazaya gittiğinde Kaya oradaydı. Elindeki tabletle fotoğraflar çekiyor, not alıyordu. "Hemen de gelmiş süslü bebek" diye düşündü. Çalışkan pozları kesiyordu aklınca. Emlakçı fikirlerini sorduğunda Kaya hemen atıldı. "Bence markamıza oldukça uygun bir yer. Atmosferi oldukça güzel." "Hadi ya öyle miymiş? Markamızı ne kadar da iyi tanıyorsun sen öyle. No. Asla bize uygun bir yer değil. Mekan güzel okey ama dokusu bize uymuyor." dedi bastırarak. Bu herif kimdi ki markayı sahiplenip bir de geniş geniş fikir belirtiyordu? Emlakçıya dönerek "Mekan güzel ama bize uygun değil. Elinizde başka yerler varsa görmek isteriz." dedi.
Mağazadan çıktıklarında Kaya oldukça bozulmuştu. Ferit'in ne yapmak istediğini gayet iyi anlıyordu ve buna izin vermeye niyeti yoktu. Halis Korhan onu çağırıp torunu olarak kabul ettiyse Ferit efendi de paşa paşa kabul edecekti. Ferit Abiye seslendi "Abi hadi akşam yemeğine kadar şurada bir şeyler içelim." Abi başıyla onay vererek takip etti Ferit'i. Birer içki söylediler. Ferit hınçla doluydu. "Dedem bu iti başımıza musallat etti. Baksana her şeye burnunu sokuyor herif. Markamızmış! Sen kimsin lan? Sen ne anlarsın mücevherden mağazadan?" diye söyleniyordu. Abidin Ferit'i sakinleştirmek için "Tamam oğlum. Deden birlikte gönderdi sizi işte. Takılma sen ona işine odaklan" dedi. "Nasıl takılmayayım Abi? Bunlar geldiğinden beri Seyranla bile aramız bozuldu. Bu herifle konuştu gidip konuşma dediğim halde. Sonra bir sürü tantana."
"Oğlum kız senin iyiliğin için konuşmuş. Siz kavga etmeyin daha kötü olmasın her şey diye. Yalıda herkes düşman kesildi zaten kıza. Bir şeyler yapmak istemiş işte."
"He aynen abi çok güzel şeyler yaptı. Sayesinde ortalık daha da karıştı. Sonra bana trip atıyor bir de."
"Oğlum kız sana o gün duydukları yüzünden trip atmıyor mu fizyoterapide? Konuşturma şimdi beni. Sen niye elin kadınına karını şikayet ediyorsun? Ne alaka yani?"
"Ya Abi sen de başlama ya. Niye şikayet edeyim. Sohbet ediyorduk öyle. Stres yapma dedi ben de Seyranla zor o iş dedim falan."
"İyi halt ettin. Kızın oradan çıktığındaki yüzünü görmedin tabi sen. Mahvolmuştu. Eli ayağı titriyordu."
Ferit Abi'ye baktı ciddi mi diye. Gerçekten o kadar üzülmüş müydü? İçine pişmanlık ve hüzün çöktü. Seyran'ı bilerek üzmek istememişti. Öyle içinden geleni söylemişti bir an.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını (Yüzleşmeler) pt1
ContoSeyran'ın söyleyemediklerini söyleyip, sustuklarını konuşacağız. Size gül bahçesi değil ama yüzleşmeler vadediyorum.