FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK

965 73 32
                                    

Aradan bir ay geçmişti. Ferit ve Seyran arasında sular durulmuş, tartışmaları yok denecek kadar azalmıştı. Bunda Ferit'in gizli gizli Pelin'le görüşmesinden dolayı yaşadığı tedirginlik ve biraz da mahcubiyetin etkisi vardı tabii. Seyran'a her zamankinden anlayışlı davranıyor, dikkat çekmemek için özen gösteriyordu. Seyran ise olan bitenden habersiz huzurlu bir hayata adım attığı düşüncesiyle hem okuluna sarılıyor hem de Ferit'le arasının bozulmaması için o da özen gösteriyordu.

Suna'nın ise yalıya gidiş gelişleri sıklaşmıştı. Seyran bu durumdan memnun olsa da babasının Suna'ya bu kadar çok izin verip yalıya göndermesi aklını ara sıra kurcalamıyor değildi.

O sabah erkenden kalktı. Ferit uyuyordu. Yataktan kalkmaya hazırlanırken birden tekrar yatağa çekilmişti. Ferit uyanmış, yanından kalkmaya çalışan Seyran'ı yatağa geri çekmişti. Eliyle yüzüne gelen saçları çekerken sordu, "Nereye gidiyorsun bakalım sessizce?" Gözlerinde istek ve şehvet vardı. Bu bir aylık süreçte beraber bolca vakit geçirmişlerdi. Akşam yemeklerine çıkmışlar, film izleyip terasta sabahlamışlardı. Ferit birçok kez hem eve hem okula çiçek göndermiş Seyran'ı şımartmak için elinden geleni yapmıştı.

Seyran bunların hepsinin suçluluk psikolojisiyle yapıldığını anlamaktan uzaktaydı haliyle. Nihayet yeni evli gibi yaşayacağız diye düşünüyordu. Ferit'in gösterdiği ilgi ve yakınlık onu Ferit'e daha da bağlamıştı. Üstelik bu süreçte Ferit fizyoterapistini de değiştirmişti. "Hiçbir şey senin üzülmenden daha önemli değil Seyran."demişti. "O günden sonra zaten devam etmem hataydı." Bunların hepsi Seyran için çok anlam ifade ediyordu. O da bütün buzlarını kırarak Ferit'e yaklaşmış, aralarındaki mesafeyi kapatmak için elinden geleni yapmıştı.

Seyran gülümseyerek baktı Ferit'e "Banyoya gidiyorum Ferit. Duş alıp hazırlanacağım. Dersim var."

Ferit Seyran'ın yüzüne iyice yaklaştı "Peki dersten önce benden bir şeyler öğrenmek ister misin?" Seyran utanarak gülümsedi. "Yaa Ferit, daha dün akşamın etkileri geçmedi. Bi bıraksan mı beni artık diyorum." Ferit arsızca gülümseyerek dudaklarını öptü Seyran'ın. "Bırakmam. Beraber olmadığımız her günün acısını çıkartmam lazım önce." dedi. Elleri vücudunu turluyor Seyran'ı kendine çekip bastırıyordu. Seyran daha fazla direnmedi. Aşık olduğu ve güvendiği adam vardı artık karşısında. Aklındaki soru işaretleri son zamanlarda yok olmaya yüz tutmuştu. Kendisini Ferit'in kollarına bırakmaya ihtiyacı vardı. Öyle yaptı. Ellerini boynuna dolayarak öpüşlerine karşılık verdi Ferit'in. Kahvaltıdan önce birlikte duş alıp evden yine beraber çıktılar. Ferit Seyran'ı okula bırakmak istemişti.

"Ferit beni okula bırakmana gerek yok sürekli. Taksiyle de giderim. İşe geç kalmıyor musun sen böyle?" diye sordu arabadayken. Ferit Seyran'ın elini öptü. "Geç kalırsam ne olacak karıcım. Senden daha mı önemli. Seni biraz daha görmüş oluyorum. Hem bütün gün özlüyorum seni. Sen özlemiyor musun beni?"

"Yaa Ferit özlüyorum tabii ki. Seni düşündüğüm için söylüyorum."

"Sen bunları düşünme karım benim. Sadece derslerini düşün. Ben her şeyi düşünürüm ikimiz için." diyerek sırıttı. Seyran da neşeyle karşılık verdi bu gülüşe. Ferit arabada son bir kez dudaklarını uzun uzun öpüp uğurladı Seyran'ı.

Seyran arabadan indiğinde çoğu zaman yaptığı gibi Pelin'i aradı. Bazen telefonla konuşuyorlar bazense yüz yüze görüşüyorlardı. Ferit çok kalabalık ve göz önünde olan yerleri tercih etmese de "çocuğunun annesiyle" görüşmekten geri kalmıyordu. Bazen de birlikte doktora gidiyordu onunla. Aradan geçen bir ayla birlikte Pelin'in karnı biraz daha büyümüştü. Artık bebek dört aylık civarındaydı. Cinsiyetini öğrenebileceklerdi bugün. Seyran'ın anlam veremediği Ferit'in ekstra neşesinin kaynaklarından biri de buydu.

Yalı Çapkını (Yüzleşmeler) pt1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin