Zoraki Evlilik Dediğin

398 45 31
                                    



Nevra ve Ferit'in haberi internete kısa süre içerisinde düşmüştü. Ferit daha eve ulaşmadan evdekilerin olan bitenden haberi olmuştu. Hepsinin telefonları çalıyor, üst üste gelen bildirimlerin sesleri susmuyordu.

Halis Ağa torununun böyle bir ailenin kızıyla anılmasından oldukça hoşnuttu. Üstelik kız Ferit'i her haliyle kabullenmişti. Ailesinin gücü ve etkisiyle medyadaki imajları da kısa sürede toparlanabilirdi.

Orhan kaoslardan bunalmış olsa da o da aynı şekilde aile isimlerinin düzelmesi adına bu gelişmeleri olumlu buluyordu. Şirket olarak da Nevra ve ailesinden faydalanmayı umuyordu.

Asuman ise gördükleri karşısında bir kez daha şaşkınlığa düşmüştü. Hemen eline telefonu alıp Gülgün'ü aradı.

"Alo Gülgün anne, gördün mü haberleri?"

"Gördüm kızım gördüm. Görmemek mümkün mü? Telefonum susmuyor. Şaka gibi tebrik için falan arıyorlar. Nüfuzlu zengin aile ile ilişki kurulunca nasıl unutuluyor her şey. Düne kadar gayrimeşru çocuk üstünden laf sokanlar şimdi canım cicim diye tebrik ediyor."

"Pes doğrusu. İnan ki Ferit için söyleyecek bir şey bulamıyorum artık. Hani Seyran diye ölüp bitiyordu bu çocuk. Hani çok aşıktı?"

"Bilmiyorum kızım. Ah bir anlasam ben bu çocuğu zaten."

"Gülgün anne, evde Pelin var. Onun çocuğunu taşıyor. Ha ona üzüldün mü derseniz asla üzülmedim. Her şeyi kendi seçti. Sanırım birlikte olduklarında Ferit sarhoşmuş ama kendisi gayet iyi planlamış işini. Seyran'a yaşattıklarını misliyle yaşamasını isterim. Fakat o çocuk ne olacak?"

"Duymadın mı sahip çıkacağım diyor çocuğuma. Kız da kabul etmiş. O da ayrı bir manyak herhalde. Olan Seyran'a oldu."

"Ben de çok üzülüyorum ona. O kadar hak etmedi ki bunları. Zaten mahcubum ona. Arayamadım bu süreçte çok fazla."

"Ben aradım ama görüşmek istemiyor belli ki. Yine arayacağım ama. Sorumlu hissediyorum kendimi o kıza karşı. Ben evladımı yetiştiremedim. Yanlış yaptım bir yerlerde belli ki."

"Sen üzme kendini Gülgün anne. Bu evin içinde insan kendi çocuğunu yetiştirme lüksüne bile sahip olamaz. Kimlerin sözünün geçtiği, Ferit'i kimlerin büyüttüğü çok belli."

"Öyle de kızım o da benim evladım işte. Çok üzülüyorum. Aslında ne yapıyorsa kendisine yapıyor salak çocuk."

"Bunları baştan düşünecekti. Kendisi seçti her şeyi. O Pelin'i zamanında bıraksaydı bunlar olmayacaktı. Seyran'ı kaçırıp bu eve getirdi sonra utanmadan yatak odasına kadar o kızı soktu. Seyran neleri sineye çekti onun için ya. Ferit seçimlerinin bedelini ödüyor. Seyran neyin bedelini ödüyor peki?"

"Of Asuman of. Ne diyeyim bilmiyorum ki. Ne desek boş. İkisi de mutlu olsun bu saatten sonra. Benim oğlum bu kafayla giderse zor da."

"Herkes hak ettiğini yaşasın Gülgün Anne. Ben bunu söyleyebiliyorum ancak. Sen üzme kendini daha fazla. Hadi iyi geceler."

"İyi geceler kızım."

Gülgün babasından kalma evinde kendine bir kadeh şarap koyup düşünmeye başladı. Ben nasıl büyük bir hata yaptım da bu çocuk böyle oldu diye. O aile zehirliydi. Oğlunu kurtaramamıştı o zehirden kendisi de.

Seyran eve geçene kadar telefonuna özellikle bakmadı. Sesini kısıp çantasına koydu. Biliyordu az çok karşılaşacağı şeyleri. Yol boyunca Burak'la sohbet ettiler. Burak piyano çalmasına övgüler yağdırıyordu. Seyran gibi donanımlı bir genç kadının nasıl böyle şeyler yaşadığını aklı almıyordu aslında.

Yalı Çapkını (Yüzleşmeler) pt1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin