Latif elinde telefonla Halis'in odasına girmişti. Göstereceği şey karşısında ne diyeceğini bilemiyor, adamı sinirlendirmekten korkuyordu.
"Halis Beyim size bir şey söylemem lazım ama nasıl diyeceğimi bilemiyorum."
"Ne söyleyeceksen söyle Latif. Çekinme."
Latif elindeki telefonu Halis'e uzattı. Telefonda Ferit'in Pelin'in karnını öperken çekilmiş fotoğrafı vardı.
Tabii ki Pelin kliniğe gittiklerini Taylan'a haber vermişti. Taylan fotoğrafları çekmiş ve gözdağı vermek için önce Korhan ailesine göndermişti. Tabii ki her halükarda fotoğrafları yayınlayacaktı. Pelin'in planının işlemesi lazımdı. Ferit'in ve Pelin'in yüzlerindeki mutluluk fotoğrafa yansımıştı klinik çıkışında. Halis fotoğrafı görünce gözlerini açtı ve kaşlarını çatarak yüzünü buruşturdu. Tamam Pelin'i ve çocuğu kabul etmişti ama Ferit hala evliydi. Şimdi bütün ülke bu gayrimeşru ilişkiyi ve çocuğu öğrenecekti.
"Ağam ne yapalım?"
"Bırakın yayınlasınlar!" dedi Halis kükreyerek. Daha önce de engelleyemedik zaten. Ne konuşulacaksa konuşulsun da unutulsun.
"Nasıl istersen beyim."
"Ama önce şu Ferit'i çağırın buraya. Bakalım nasıl açıklayacak olan biteni."
Latif odasına giderek Ferit'i çağırdı. Seyran'la konuştuktan sonra kendinde değildi Ferit. Kriz geçirmiş ve odayı dağıtmıştı. Seyran kendisinden vazgeçmişti. Yine. Bir kalemde silmişti Ferit'i. Ferit'in en büyük problemi buydu. Kendi yaptığı hiçbir şeyin sorumluluğunu almadan tüm olaylardan sıyrılıp karşı tarafı suçlayabiliyordu.
Dedesinin yanına gitti. Kapıyı çalıp içeri girdi. Halis koltukta kaşlarını çatmış oturuyordu.
"Latif! Aç şunu ver bana."
Latif telefondan fotoğrafı açıp Halis'e uzattı. Halis telefonu tutup Ferit'e gösterdi. Öfkeyle konuşmaya başladı. "Hani Seyran Seyran diye zırlıyordun. Bu haller ne?"
"Dede, bu ne? Nereden çıktı bu?"
"Ben mi bileceğim çocuk! Sen bileceksin. Ne oldu çok seviyordun karını. Bu haller ne? Her an yayınlanabilir bu fotoğraf"
"Dede olmaz. Ne yap ne et engelle bunu."
"Dede ne yap ne et engelle bunu." dedi Halis Ferit'i taklit ederek. "Oldu. Sen her haltı düşünmeden yap sonra dede engelle. Hiçbir şey yapmayacağım.Yayınlansın. Herkes görsün bu rezilliği."
"Dede ne diyorsun? Zaten Pelin'i de getirmişsin. Ben hala evliyim."
"Ulan şimdi mi geldi aklına evliliğin? O kızı hamile bırakırken, bu hallerde fotoğraf verirken aklın neredeydi. Baştan düşünecektin sen bunları"
Ferit sinirle çıktı odadan. Hiçbir şey istediği gibi gitmiyordu.
Bu sırada Seyran Ferit'le olan konuşmanın sinirini hala üzerinden atamamıştı. Ferit'in bunları yapmasının tek sebebi benim diye düşündü. Ben onu sürekli affettim, ben kendimden tavizler verdim, ben kendime olan saygımı da güvenimi de kaybettim onun için. Yetmedi, tatmin edemedim. Hala karşıma geçip nasıl böyle konuşabilir diyordu. Evet, Seyran Ferit'i çok seviyordu ama hiçbir sevgi insanın kendine olan saygısından daha önemli değildi. Kendim için ne yaptım ben şimdiye kadar diye düşündü. Okuluna gidip ders çalışması gereken bir genç kadınken nelerle uğraşmıştı. O sırada Seyran'ın telefonu çaldı. Suna arıyordu.
"Efendim abla."
"Ablacım, nasılsın?"
"İyi işte. İdare eder. Sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını (Yüzleşmeler) pt1
Historia CortaSeyran'ın söyleyemediklerini söyleyip, sustuklarını konuşacağız. Size gül bahçesi değil ama yüzleşmeler vadediyorum.