2.17: Kaderin Çetrefilli Yolu

160 23 0
                                    


Bölüme başlamadan önce oy verirseniz sevinirim :)

***

17.BÖLÜM

"Kaderin Çetrefilli Yolu"

Ertesi sabah uyandığımızda Sethas ve Bay Welhem köşkte yoktu. Nereye gittiklerini sorduğumuzda yanıtsız kalışımız canımızı sıkmıştı. Yine de kahvaltımızı sorgulanmadan ediyor olmaktan memnunduk. Ve bir de, onlarla vedalaşmadan buradan gidecek olmamızdan.

Aphellia'nın karnını iyice doyurduğundan emin olduğumuzda toparlanmak üzere odalarımıza dağıldık. Giyinmemiz için odamıza bırakılmış birkaç parça kıyafeti yanımıza almak için bohça haline getirdiğimiz çarşafları kullandık. Saçlarımızı son kez taradık, yüzümüzü son defa yıkadık. Bir sonraki yolculuğumuz en az geçmişteki kadar uzun sürecekse tüm bunları özleyecektik.

Arka bahçede buluşmak için sözleştiğimiz saate az kala Aphelia ile odamızdan çıktık. Küçük kızın elini sıkıca tutarken etrafta kimsenin olmadığından emin olmaya çalışıyordum. Afel'in önden gidip koridorları kontrol etmesi, şimdi iyi bir fikirmiş gibi gelmiyordu.

Biri bizi görecek olursa Welhem'lara gidiyor olduğumuz haberini yetiştirebilir veya en azından kalmamız için ısrar edebilirlerdi. En iyi ihtimalle nereye gittiğimizi takip edip, Bay Welhem'a kaba misafirlerinin yerini yetiştirebilirlerdi. Oğlunun dostlarına karşı nazik o adamın öfkeli halini görmek istediğimden emin değildim.

Merdivenlerden inerken parmak ucumuzda hareket ediyorduk. Bir elim sırtıma astığım iki bohçada, diğeriyse Aphellia'nın omzundaydı. Ortalık sessiz görünüyordu. Ev sahipleri yokken herkes kendi köşesine çekilmiş gibiydi. Yine de odalardan taşan ve geniş hole ulaşan fısıltıları işitebiliyordum.

Afel'in arka bahçeye çıktığını söyleyen kapıya gitmek için merdivenlerden indikten sonra sola doğru döndük ve karşımıza çıkan koridoru takip ettik. Koridor bizi bir kez daha sola dönmek zorunda bıraktığında iki kadının hararetli sohbeti adımlarımızın önünü kesti.

Koridora çıkacaklarını anladığım anda Aphellia'yı yakaladığım gibi geri çektim ve geldiğimiz koridorun duvarına yasladım. İşaret parmağımı dudaklarımın üzerine getirerek sessiz kalması gerektiğini hatırlattım. Küçük kızın gözleri heyecanla bakarken başını salladı.

"Bay Welhem'ın ininden çıkaramayacağı kimse yoktur," diyordu, oldukça genç bir ses. Kendin emin bir tavırla söylediği bu sözlere karşısındaki katılmıyordu.

"Bu seferkiler bir başka diyorlar," dedi, ötekisi. "Şehirleri birbirlerine katmışlar, koca bir kasabayı katletmişler."

"Burası diğer şehirlere benzemez. Vesix'in yabancısı olan burada barınamaz. Hem Bay Welhem daha ilk günden üçünün de tepesine binmeye gitti."

"Sadece üç kişiler miymiş?"

"İnsanlar öyle anlatıyor. Ama onca kargaşayı üç kişi yapmış olamaz. Arkasına başkaları da vardır."

"Vah, vah..." Sesini biraz daha alçaltarak devam etti. "Sence şu gelenlerin haydutlarla bir ilişkisi var mıdır?"

Kısa bir sessizlik oluştu. "Şüphelenmedim dersem yalan olur," diye, karşılık verdi diğeri. "Welhem'larin misafir ağırladığı nerede görülmüş? Hem nereden gelip, nereye gittikleri de belli değil. Vesix'e başıboş gelinir mi hiç?"

"Genç adamın dostuymuşlar."

Alayla güldü ancak hala kısık sesli konuşuyorlardı. "Dostu mu?"

"Perla Abla öyle duymuş. Ben de ondan öğrendim."

Evrenin Sınırında  | 2. DüzenlenecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin