ALFA'NIN GELİNİ

Bölüm 35. (beni mühürle)

Arkadaşlar merhaba, bu aralar başıma öyle şeyler geldiki anca buluşabildik. Önce elimi çok kötü bir şekilde yaktım, sonra telefonum bozuldu ve içindeki her şey gitti. Daha dün akşam elime geçti...  

'Ya siz beni hiç mi merak etmediniz!" (Kızılcık şerbeti Nursema sesi ile okuyun).

(Şimdi Seda sayan sesi ile okuyoruz. ) Bu yapıldı işkence edildi. Ağzım bağlandı. Elim bağlandı. Ayaklarım bağlandı. Dövüldüm, altı yıl kilitlendim. Hayvanat bahçesinden getirdiği bir maymun ile yaşadım sonra maymun bana aşık oldu...

Her neyse keyifli okumalar,  yorum ve beğenmeyi unutmayın.

sesimi duyduktan sonra durdu, sakinleşti ve yüzünü boynuma gömüp derin nefes aldı. Saman alevi gibi yanıp sönmüştü. Ben ise dengesiz nefesimi düzeltmeye çalışıyordum.   Bir süre yerde, sessizce bekledik. Belki de bu sessizlik;bundan sonra nasıl bir cümle kurulur bilmediğimiz içindir.

Ama bu sessizlik içinde bile çok kalabalıktım. Kafamda koca bir sessiz çığlık yankılanıyor ve tam kalbimde hayat buluyordu. Acı vericiydi çünkü birden bire bir çok düşüncelerin istilasına uğramıştım. Pek çok şeyi düşünüyordum, durumumuzu, yaşanılanları ve en önemlisi aniden çıkan o güç. Çaresizliğin en üst seviyesini yaşarken birden dolup taşmış gibiydim. Bu nasıl olmuştu? Bu mümkün bir durum muydu?. Ama imkansız değildi. Çünkü hissettim, parmak uçlarımın nasıl yandığını hissettim.

Savaştığım düşüncelerden beni ayıran Yalım oldu. Komik yanıda içime düşünce tohumunu eken oydu.

Başını kaldırmadan ısırdığı yeri öpüyor, defalarca öpüyor yaptığı hatayı düzeltmeye çalışıyor gibiydi.  Isırdığı yer acımıyordu sadece hafif sızlıyordu.  Zaten sorun acısı değildi, sorun bunu yapmasıydı. Bunu hiç beklemiyordum, onun beni mühürlemesini hiç beklemiyordum.

"Özür dilerim"  dedi boğuk bir sesle. Bana döndü, gözlerinde ki  o derin karanlık kaybolmuş yerini sakinlik bir meltem almıştı. Eli yüzümde gezindi, sıcaklığını hissettim. Belki de onda en sevdiğim yanı buydu, sıcaklığıydı.

"Bu kadar kaba olduğum için özür dilerim, bunu nasıl telafi edeceğimi bilmiyorum, sadece ben ilk defa böyle bir duygu yaşadım. İlk defa birini kıskandım. "

Cevap vermedim, kurt adamların kıskanç olduğunu biliyordum ama bu kadarını da beklemiyordum.  Gözüne bir perde indirecek kadar olmasını beklemiyordum. Onun Kıskançlığı sevginin üstünü örten soğuk bir örtü gibiydi. O soğukluk içimi buz etmişti. Üşümüştüm. Oysa dediğim gibi ben onun beni sıcak tutmasını seviyordum. Bedenimi, kalbimi sıcak tutmasını seviyordum.

Burnumun ucunu öptü, az önce talan ettiği dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. "Konuşmayacak mısın?"  Diye fısıldadı. Bu durumdan hoşlanmayan bir sesle.

Derin bir nefes alıp soğuk bir sesle cevap verdim. "Ne dememi bekliyorsun, sadece bir özür ile olmuyor bu işler. Biliyorsun zamanın da bende özür diledim ama bir işe yaramadı. "

Sanırım işe yarayan tek şey zamandı. Her şeye iyi gelen tek şey zamandı.

Alnını alnıma yasladı. "haklısın" dedi yorgun bir sesle.  "Ama yine de özür dilerim sevgilim."

Yana uzandı ve beni kollarının arasına alıp göğüsüne yasladı. Eli kızıl saçlarımı nazikçe okşuyordu.  Gözlerim karanlık odada ki saatte bakıyordu. Saat gecenin ikisiydi. Gecenin en karanlık en yalnız saatiydi.