"Seni mahvetmek için buradalar..."
Aşağıdakilerin sesiyle uyandım. Elimi yüzümü yıkadım. Sweaat giydim. Merdivenlerden aşağı indim. Masada bir şeyler konuşuyorlardı. "Günaydınlar! " diyerek yanlarına gittim.
Sadece yüzüme tip tip baktılar. "Ne oluyor?" diye sordum. "Ne olmuyor ki?" dedi Barış. Yanlarına oturdum. "Bugün yine ne var?" Bulut sesli nefes aldı. "Ozan Amca, yani baban buraya geliyor." Sabah sabah olan şeye bak ya! "Nedenmiş?" diye sordum.
"Görev verecekmiş. " deyince Taha'ya baktım. Kahretsin! "Kimle kime?"
Dudaklarımı birbirine bastırdım. " Bulut ve sana. " dedi Esila. Gözlerimi devirdim. "Ne görevi peki?" diye sordum. " Gelince öğreneceğiz." dedi Bulut. Sesli nefes aldım. "Görev verilmesinden hoşlanmıyorsun galiba?" dedi Taha. "Yok be," diye mırıldandım. "Sabah sabah babam geldiğinden dolayı moralim bozuldu." Masada parmaklarım ritim tutmaya başladı. Çok fazla ses çıkardığımı fark ederek durdurdum.
5 dakika sonra kapı zili çaldı. Sedef kapıyı açtı. Babam içeriye girdi. Biz saygıyla ayağa kalktık. "Ee nasılsınız? " diye sorarken paltosunu çıkarıp astı. Ve yanımıza kanepeye oturdu. "Görev ne?" diye sordum. Babam sessizce sırıttı. "Senin hoşuna gidecek bir görev." dedi sırıtarak. "Neymiş?" diye sordum. Babam görevi anlatmaya başladı. "Ve bir süre şakacıktan abisiyle ve kız kardeşi ile evli olacaksınız." Ne?! "Hayır, ben evlenmem! " diye itiraz ettim. "Olmaz asla!" dedi Bulut.
Babam elini burnunun kemerine koydu. "Gerçek değil Duygu!" dedi babam. Bulut ayağa kalktı. "Olmaz. O adam Duygu'yu mahveder!" dedi Bulut. " Yapamaz. Bir şey olduğu taktirde ben müdahale edeceğim. " dedi babam . Dişlerimi sıktım. "Tamam," diye mırıldandım.
"Saçmalama Duygu!" dedi Bulut. Barış sinirle ayağa kalktı. "Duygu ve Bulut gidemezler!" dedi. Ben onları umursamadan merdivenlerden yukarıya çıktım. Valizimi iki dakika da hazırladım. Bulut'un odası yan odadaydı. O da valizini hazırladı. Beraber merdivenlerden aşağı indik. "Ne kadar sürecek bu lanet olasıca evlilik?" diye sordum sinirle.
"Yaklaşık 2-3 ay. Hadi çıkalım." Kapıya doğru yöneldik. Ve eve evden çıktık. Arabaya hızlıca bindik. Babam sürmeye başladı. Bulut'a baktım. Camdan dışarıyı izliyordu. Sesli nefes aldım. Bulut bana doğru döndü. "Hiç bir şey olmayacak. " diye fısıldadı. Babam konuştuklarımızı duymuş olmalı ve olmuş ki, "Ne fısıldaşıyonuz? " diye sordu. Ve dikiz aynasından bize baktı. Arabayı durdurdu.
Arabadan indik. Babam zile bastı. Kapı açıldı. İçeride bir tane adam ve kadın oturuyorlardı. Bizi görünce "Merhaba!" diye karşıladılar. Valizimizi sürükleye sürükleye içeriye geçtik. "Merhaba," diye mırıldandım. (Sözde adamla evliyiz ama daha yeni tanışacağız...!)
"Bu mu?" diye sordu adam beni göstererek. Babam başını evet anlamında salladı. "Ee tanışalım o zaman." dedi kadın. "Ben Sena." Elini sıktım. "Bende Duygu." Elini bıraktım. Telefonumu cebimden çıkardım. WhatsApp' a girdim. Gruba yazdım:
-Esila acil yardım, bunlar beni çiğ çiğ yerler ulan! 🤌
Bulut'un telefonuna bildirim sesi geldi. Bulut telefonunu çıkardı. Ve çevrimiçi oldu.
- Duygu mesaj yazmayı kes! Baban farkedicek.
Bulut'un mesajıyla beraber WhatsApp'tan çıktım. Telefonumu kapatıp cebime koydum. Bulut ile birbirimize baktık. Bana bir
💫BoMğBaStiğC SiDeĞ EyEsĞ💫 bakışı attı. Gözlerimi kaçırdım. Yere baktım. "E ben kaçar kendinize iyi bakın." dedi ve çıktı."Odalardan birini seçin. " diyince Sena, hemen merdivenlerden yukarıya çıktık. Rastgele odalardan birine girdim. Valizimi açtım. Kıyafetlerimi gardıroba yerleştirdim. Telefonumdan bildirim sesi geldi. Esila yazmıştı.
- Kocan yakışıklı mı? Gözlerimi devirdim.
- Evet ama mafya. Yazdım hemen. Anında cevap geldi.
- Ooo keşke görevi bana verselerdi.
-Yaşayamazsın Esila.
Konuşmamıza Bulut da katıldı.
-Bensiz dedikodu ha!
-Dedikodu değil analiz yapıyoruz. Yazdım gülerek.
- Tabii Efendim 💅 Yazmıştı Bulut.
-Sen baya bi asko kusko olmuşsun. Yazdım hızlıca.
-Barış 'tan kapmıştır. Dimi asko👉👈 . Esila'nın cevabı ile istemsizce güldüm.
- Aynen bir de Bulut'un asko olmadığı kalmıştı.
Barış 'ta katıldı.
-Kim asko kusko yaa!
Biraz daha konuştuktan sonra vedalaştık. WhatsApp'tan çıktım. Odanın kapısı çaldı. "Gel!" dediğimde kapı açıldı. Hizmetçi gelmişti. "Engin Bey sizi aşağıda bekliyor." Sinirle hizmetçinin yanından geçip merdivenlerden aşağı indim. Boğazımı temizledim. "Beni çağırmışsın." dedim kanepede oturan Engin'e.
"Oo Duygu hoşgeldin. Karıcım ben iki günlüğüne tatile çıkıyorum. Ev size emanet." Ayağa kalktı. "Şey hizmetçi yarın gelmesin olur mu?" diye sordum. Boynumdan öptü. "Benim güzel karıcım yemek mi yapacak? " diye sordu. Başımı evet anlamında salladım. Bulut aşağıda somurtarak izliyordu. "Ben çıkıyorum kendinize iyi bakın. " dedi ve valizini alarak evden çıktı. Bulut'la tek kalmıştık.
"O adam senden intikam almak istiyor, acısı olduğu için. " diye mırıldandı Bulut. "Evet." dedim onaylayarak. "Duygu seni mahvetmek istiyorlar. Mahvetmek için buradalar ya!" Bulut'un dediği gerçek olabilir miydi? "Ben Engin diye birisini tanımıyorum." dedim hızlıca. "Sen tanımıyor olabilirsin ya o seni tanımıyorsa...?"
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum bye! ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Evler
Teen Fiction(Smut, şiddet vb. şeyler içerir! Ona göre okuyun.) "Aşkın ateşi yakar demiştim sana," dedi o tanıdık ses. Buradayım, buradayız hepimiz gerçeklerimizle yüzleşiyoruz. Önce ben yüzleşiyorum ama aramızda eksik olan bir şey var Bulut... "Sen!" diye hayk...