"Çiçek gibi kokuyorsun..."
Sabah keyifle uyandım. Yüzümü soğuk suyla yıkadım. Sonra gardırobu açtım. Siyah, askılı bir elbise çıkardım giydim. Saçlarımı taradım. Ve yukarıda at kuyruğu yaptım. Odadan çıktım. Merdivenlerden aşağı indim.
Bulut daha uyanmamıştı. Bende fırsat bulup kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Elimi yıkadım, yumurtayı pişirdim. Falan filan peynir koydum masaya. Kahvaltı hazırladım işte. Ayak adımları sesi geldi. Bulut merdivenlerden aşağı inmişti.
"Günaydın Duygu." dedi ve esnedi. "Günaydın Bulut, kahvaltı yapmayacak mısın?" dedim. "Olur," dedi masaya oturdu.
Ben kanepeye oturdum. Televizyonu açtım. Öylesine Müge Anlı izlemeye başladım. Sonra sıkıntıyla televizyonu kapattım. Kapı zili çalmıştı. Kim gelmiş olabilirdi ki? Kalkıp kapıyı açtım. Engin gelmişti! Kapıyı sinirle kapattı.
Bana tokat attı yere yığıldım. "Sende Ozan'ın maşası değil misin? " dedi sinirle. Bulut ayağa kalktı. "Duygu'ya hiç bir şey yapamazsın!"
Engin karnıma tekme attı. "Yaparım lan sanane?!" dedi Engin. "Ben Ozan diye birini tanımıyorum. " Yalancıyım, o benim babam!"Hıı öyle mi? " dedi alayla. "Öyle." dedim. " Peki Ozan olan kişinin baban olduğunu bilmiyor musun? " Onuda mı öğrenmişti? "Benim babam öldü Engin! " Ayağa kalktım. "Bundan sonra hiç bir yere çıkmayacaksın, Bulut evden gidecek!" Bulut'a baktım. Sinirle ayağa kalktı Engin'e tokat attı. "Duygu 'nun olduğu her yerde bende varım!"
Engin tekrar bana tokat attı. "Bulut da senin sevgilin değil mi?" Siyah elbisemi askısı omuzlarıma doğru düştü. "Hayır o benim abim! " dedim. "Git düzgün bir şey giy Duygu!" diye emir verdi Engin. Düşen askıyı geri düzelttim. "Sanane istediğini giyer! " dedi Bulut.
"Giyemez!" Saçımdan tuttu merdivenlere doğru fırlattı . Merdivenlerden yukarıya çıktım. Odama girip ağlamaya başladım. 5 dakika sonra içeriye Bulut girdi. Yanıma oturdu. Elini çıplak omzuma koydu. "Duygu gidelim buradan." dediğinde içeri Engin daldı. "Kalk Duygu! Evi kilitledim odanı da kilitleyeceğim. "
elini omzumdan çekti.Engin sinirle Bulut'un yakasından tuttu odadan dışarıya çıkardı. Kapıyı kilitledi. Dakikalarca vurdu, tekme attı. "Hain seni, sen çiçek gibi kokuyorsun ama dikenli bir çiçek! " diye söylendi. Odadan çıktı ve kapıyı üstüme kilitledi. Nasıl oldu da planımızı öğrenmişti? Hiç bilemiyorum. Sinirle nefes aldım. Buradan çıkamazdım. Bu düşünceler beni daha çok sinirlendiriyor! Of ya! "Duygu!" Bulut'un sesi geldi. "Efendim?" dedim halsizce. "İyi misin? " diye sordu. "Evet abiciğim iyiyim. " Ses gelmedi uzun süre. "Abiciğim mi?" dedi şaşkınlıkla. Beni kardeşi olarak görmüyor muydu? Ben onu abim olarak görüyorum.
"Sen benim artık abim değil misin? Biz hani kardeştik? " dedim sorgulayarak. "Ha! Evet." dedi Bulut. Bulut'a neler oluyordu? Ben onun kardeşi değil miyim? "Bulut," dedim dayanamayarak. "Bura çok havasız, camlar açılmıyor. " Bulut'un nefesinin sesi geldi. "Tamam kapıyı kıracağım." dedi. "Ne?! Saçmalama ya!" dedim. Kapıya vurmaya başladı. "Yaw Bulut! Bırak şu lanet kapıyı! " dedim sinirle. "Söz veriyorum buradan gideceğiz." dedi Bulut. Nefes aldım. Kapıya yaslandım. "Buradan gitmek istemiyorum Bulut."
Sesli nefes alışının sesi geldi. "Neden?" diye sordu. Yalan söyledim. Bunu yapmak zorundayım maalesef. "Ben Engin'e aşığım." dedim. Değilim, değildim ve asla olmayacağım. Bulut'u rahat bırakması için. Çünkü onun yaşaması benim yaşamamdan daha önemli. "Ne?" diyebildi sadece. "E-evet," dedim kekeleyerek. "Engin'e çok aşığım. Çok seviyorum onu." Bulut'a bunu yaptığım için kendime lanetler okuyordum.
"Engin?" dedi sorgulayarak. "Evet Engin. " dedim. Sesli nefes aldı. "Yalan söylüyorsun Duygu," dedi. " Sen öyle bir kadın değilsin! Engin'e aşık olmayı bırak sen kimseye aşık olamazsın!" Neden anlamak istemiyordu? "Bulut, aşığım işte sen beni çok mu iyi tanıyorsun?" diye sordum dişlerimi sıkarak. "Evet," dedi. " Seni o kadar iyi tanımıyorum. "
Lanet olsun! Ama Bulut'a bunu yapmak zorundayım! Kahretsin, çok malım! "Sen git ben Engin'le kalacağım. " dedim zorlukla. " Ben gideyim?" diye sorduğunda gözleri dolmuştu.
Bunu yaptığım için onun canını acıtıyordum.
"Evet lütfen git yalvarırım git!" Yapmak istemiyordum! "Bulut her şey senin için iyiliğiniz için." dedim yalvararak. "O zaman, kapıyı açıp senin kokunu alamadan gitmek istemiyorum, kardeşim. Kokun annemin kokusuna benziyor."
Bunu söylemesi o kadar canımı acıtmıştı ki...
Kapıya sertçe vurdu ve açtı. "Duygu, " dedi. " Sana güveniyorum. "
Gözlerim dolmuştu. "Bana güven." dedim ve Bulut'a sarıldım. O da bana sarıldı. Kokumu içine çekti. "Çiçek gibi kokuyorsun. " Gülümsedim. Sarılmayı bıraktık. " Engin sana bir şey yaparsa bana haber ver." Başımı evet anlamında salladım. Bunu yapmayacaktım."Tamam abiciğim. " dedim. Bulut odadan çıktı, kendi odasına girdi. Lanet olsun! Ben niye böyle bir şey yapmıştım?
Valizini aldı. " Sana inanıyorum çiçeğim. " Çiçeğim mi? "Yani abin olarak ." dedi. "Sana bundan sora çiçeğim diye sesleneceğim." Gülümsedim. "Ben bunu hak etmiyorum." diye mırıldandım.Çünkü hak etmiyordum! Bulut'un sevgisini hak etmiyordum! "Ben gidiyorum kendine iyi bak çiçeğim. " dedi ve aşağıya indi. Kapının açılış ve kapanış sesi ve son... Gözümden anlam veremediğim bir damla yaş süzüldü. Elimle gözümü sildim.
Bulut'un Anlatımıyla:
Günlerden cumartesi ve benim gidişimin ertesi... Duygu'yu orada tek başına bıraktım. Evet Bulut Aydın bunu yaptı! Çünkü ona güvendim. Aşkını yaşasın istiyorum. Çiçek gibi kokuyor. Ve bunu Engin hissedecek. Her gün Duygu'yu görecek ama ben göremeyeceğim. Her gün koklayacak ama ben koklayamayacağım. Lanet olsun! Benim Engin' den ne farkım var? Ne yaptım böyle?!Duygu'nun Anlatımıyla:
Bugün cumartesi. Kendime binlerce lanet okuduğum gün. Ben bile bilmiyorum, yapmak istemiyorsam niye yaptım? Onun iyiliği, benim kötülüğüm olacağını bile bile. Fedakarlık. Hep ama hep fedakarlık...Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Evler
Teen Fiction(Smut, şiddet vb. şeyler içerir! Ona göre okuyun.) "Aşkın ateşi yakar demiştim sana," dedi o tanıdık ses. Buradayım, buradayız hepimiz gerçeklerimizle yüzleşiyoruz. Önce ben yüzleşiyorum ama aramızda eksik olan bir şey var Bulut... "Sen!" diye hayk...