"Seni görmek istemiyorum..."
Seleme cenemeler! Uzuuun bir süre sonra merhabaa! Biliyorsunuz ki 12 Ocak 2024 tarihinde Beyza Alkoç'un kitabı 3391 Km film oluyor. Kafayı yiyeceğim. Ama herkes sevdiği insanlarla gidiyor. Of of ben tek gideceğim. Her neyse bu bölüm umarım güzel olur.🎶 Köprüaltı- Duman (Speed Up)
19. Bölüm: Aklım ve Kalbim
*Seni görmek istemiyorum...*"Aklını kullan Duygu hadi ama!"
"Kalbini kullan!"
"Hayır aklını!"
"Kalbini!"
Gelen sesleri susturmak için elimle kulaklarımı kapattım. "Kendimi kullanmak istiyorum."
"Senin çok hassas bir kalbin var hemen kırılırsın. Ama zekisin."
"Hassas kalp mi? Zeki bir zeka mı?"
"Ben!"
"Hiç bir şey yapmak istemiyorum. Lütfen, lütfen susun!"
"Susmayacağız sen konuşana kadar. Söyle hadi kurtul içindekilerden rahatlarsın."
"Belki rahatlamak istemiyorum."
"İstiyorsun!"
"Kalbim ve aklımı seçiyorum. Duygular ve zekam her şeyden daha iyi olacaktır. Kalbim ve Aklım..."
"Bulut senden nefret ediyor."
"Etsin."
"Seni sevmiyor."
"Sevmesin."
"Seni görmek istemiyor."
"İstemesin. Dediğim gibi sadece kalbim ve Aklım. Duygularım ve zekam..."
"Annen seni öldürmek istiyordu hani?"
"İsteyebilir, artık hiç bir şey beni zorlayamaz."
(Aylar Sonra)
Annemle kahvaltıyı hazırlıyorduk. Handan evdeydi. Ve doğacak çocuğunu resmen annemin gözünün içine sokuyordu. Bu sabah da o sabahlardan biriydi.
"Ee, sen ne zamana doğurursun?" diyen Handan'a sinirle baktım. Kendisi benim üvey annemdi. Ama bu ona saygılı davranacağım anlamına gelmiyordu. "Olmayan bebek nasıl doğuruluyor Handan?" Annem arkadan seslenmişti. Handan sustu. Elini beline koyarak masaya oturdu.
"Kızım dolaptan portakal suyunu çıkarır mısın?"
Sedef evden ayrıldığı günden beri evin işlerini annem ve ben yapıyorduk. "Tamam." diye seslendim. Dolaptan portakal suyunu çıkardım. Kahvaltı masasına koydum. Daha yeni yeni Esila, Barış, Taha ve Bulut uyanıyorlardı. Barış abi uyanır uyanmaz yanıma geldi. "Yardım edelim mi?"
"Yok, bitti zaten." diye mırıldandım. Göz ucuyla Bulut'a baktım. O da bana bakınca gözlerini kaçırdı. Barış sıkıntıyla nefes aldı. "Hâlâ barışmadınız değil mi?" Başımı olumsuz şekilde salladım. "Hayır, düşünmüyorum. Böyle daha mutluyum." Masaya oturduk. Ev halkının hepsi masadaydı. "Evet," dedi babam. "Afiyet olsun başlayabilirsiniz."
Herkes yemeğine başladığında ben önümdeki boş tabağa bakıyordum. Midem aşırı bulanıyordu. O yüzden sadece bir bardak su içtim. "Duygu, neden yemek yemiyorsun?" Annemin sesiyle başımı kaldırdım. "Çok yedim ya patlayacağım. (!)" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Evler
Teen Fiction(Smut, şiddet vb. şeyler içerir! Ona göre okuyun.) "Aşkın ateşi yakar demiştim sana," dedi o tanıdık ses. Buradayım, buradayız hepimiz gerçeklerimizle yüzleşiyoruz. Önce ben yüzleşiyorum ama aramızda eksik olan bir şey var Bulut... "Sen!" diye hayk...