"Gidiyor musun? Arkana bile bakmadan, bana bir şans vermeden?"
"Gidiyorum..."
Seleme Cenemeler Waowğ! Bir bölüm atmaya karar verdim, o da yazabildiğim kadar. Kısa bir bölüm olacak. Geri dönmedim, sadece bu bölümü attıktan sonra yazmaya devam edemem. Her neyse. Sizi seviyorum;)🫀
🎶 Mavi - Deniyorum Ama (speed up)
17. Bölüm : Şans (Artık Başlık Böyle Olacak)
Sedef'in benim ablam olması çok düşük bir ihtimâldi çünkü kimse kardeşini öldürmek istemezdi. Belki sevmezdi, nefret ederdi ama içinde nokta kadar kardeş sevgisi ve vicdan varsa, kardeşini öldürmezdi. Belki Sedef benim ablamdı.
Ya Sedef'te vicdan yoksa?
Ya Sedef'te kardeş sevgisi yoksa?
Bu sorular Sedef'in ablam olması ihtimâlini daha fazla arttırıyordu. Belki de benim kimsesizliğimi kullanıyorlardı. Zayıf yönümden vurmak istiyorlardı. Ben kendime bile güvenezken onlara güvenmem çok yanlıştı.
...
"Duygu, daha iyi misin?" Elimdeki bardaktaki sudan bir yudum daha aldım. Ve yatağımın yanındaki sehpaya koyup, Bulut'a doğru döndüm. Son günlerde çok tuhaflaşmıştı, bir şey var gibiydi.
Sanki benden bir şey saklıyordu.
"İyi misin?" Cevap vermediğim için sorusunu tekrarlamak zorunda kalmıştı. Nefes alarak "Ben iyiyim, ya sen?" Kaşlarını kaldırdı, sorduğum soruyu beklemiyor gibiydi. "Bende çok iyiyim." Yalan söylediği gözlerinden belliydi. "Anlamıyorum," dedim yavaşça. "Bir insanın yüzüne bakarak yalan söylemek nasıl bir şey?"
Yutkundu. "Yalan söylemiyorum," dedi ve nefesini verdi. "Sana nasıl yalan söyleyebilirim ki?" Bu masum davranışı beni güldürmüştü. Yalan söylediği her hâlinden belliydi ama yalan söylemeyi tercih ediyordu. "Şuan söylediğin gibi," diye mırıldandım. "Benden bir şey saklıyorsun."
"Saklıyorum evet," Kabul etmişti bir şey olduğunu. "Ama sana söyleyemem." dediğinde kaşlarımı çattım. "Neden? Benimle mi ilgili?"
"Evet," diye ağzından kaçırdı. Ve endişeyle bana baktı. "Benimle ilgiliyse bilmek istiyoru-" Esila, Barış ve Taha içeriye daldılar. "Evet Duygu Hanım, bugün dramaqueenlik yok değil mi?" diyen Taha'ya baktım. Gülümsedim.
"Maşallah," diyen bu sefer Barış'a baktım. "Bulut abimiz yakışıklı güvenlikçiye dönmüş," deyince herkes Bulut'a baktı. Esila iğrenerek "Keşfetimden sürekli çıkmayan, sadece ve sadece kelepçe sallayan adamdan mı bahsediyorsun?" diye sordu.
"Evet, Bulut'a baksana ikizi olmuş." Esila gülmeye başladı. "Bulut'un kelepçesi nerede yaa?" Bulut gözlerini devirdi. "Yeni fantezi kitabı, Yakışıklı Güvenlik Bulut." Ufak bir kahkaha attım. "O adam iğrenç," Barış güldü. "Reise bir şey demiyelim yaaaa ;)" (Anlayan anladı.)
"Tamam bırakın gevezeliği aşağıya inelim, kahvaltı yapalım." dedi Esila ve kapıya doğru yöneldi. Yataktan Bulut'un yardımıyla yavaş bir şekilde kalktım. Omzumu tutan eline bakıp gülümsedim. Gözlerine baktım, bakışlarını kaçırdı. Yavaşça elini omzumdan çekti.
Aşağıya indik.
Ben kanepeye doğru resmen atladım. Karnımın ağrısını hissettim.
...
(Bu kısmı erkekler okumasın! Okumak isteyen tabii bir şey diyemem;) )
Gözlerimi kapattım. Karnımın ağrısı daha çok şiddetlendi. Ağlayacak kadar ağrısı attı. Acıyla inleyince, elimle ağzımı kapattım. "İyi misin?" diye sordu Bulut. "Şey, lavaboya gidip geliyorum." Hızlıca karnımın ağrısını umursamadan kalktım. Lavaboya koşarak ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Evler
Teen Fiction(Smut, şiddet vb. şeyler içerir! Ona göre okuyun.) "Aşkın ateşi yakar demiştim sana," dedi o tanıdık ses. Buradayım, buradayız hepimiz gerçeklerimizle yüzleşiyoruz. Önce ben yüzleşiyorum ama aramızda eksik olan bir şey var Bulut... "Sen!" diye hayk...