Merhaba!!
Bu bölümü kitaba giriş olarak düşünebilirsiniz, ilk bölüm aslında bir sonraki bölüm yani.İyi okumalar
🐠🐠•
"GERİZEKALI BENİM KAFAMI MI
TUTMAN GEREKİYORDU SENCE?"Gözümdeki pasta kremasını silerken bağırıyordum. Bu pastanın üstündeki kafanın sahibi, ben olmamalıydım.
"Ya sen ne ara geldin ki elimin altına?" diye sorduğunda şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım.
"Sence önemli olan bu mu?"
Bir de beni suçluyordu. Kenarda duran peçeteyi alıp ellerimin üstündeki kremayı kabaca temizlerken hâlâ yapış yapış olduğunu hissediyordum. Kafamı ona çevirdiğimde muzipçe gülen suratını görmek beni yeniden sinirlendirmişti.
"Kanka valla elim kaymış."
6 saat önce
Eline vurmamla sigarası yere düşen Kerim, bakışlarını üzerime dikmişti. Zaten bitmek üzere olduğu için yere düşmesinin, her ne kadar aynı fikirde olmasak da, çok da önemli olmadığını düşünüyordum.
"Yüz defa dedim içme şunu diye."
Çoktan izmarite dönmüş sigarasıyla vedalaşırcasına bakışlarını yere indirdi. Gözlerini kapatıp derin bir nefes verdikten sonra tekrar bana döndü.
"Kızım elli lira verdim ben o sigaraya bak elim ayağım titriyor."
"Enayi parası."
O hariç herkes gülüyordu. Yani sadece Çağrı ve ben.
Sigara kokusundan nefret ediyordum, arkadaşım olarak içmesini de istemiyordum. Yere atmamın başlıca sebebi aslında buydu ama beni dinlemediği için artık takıldığım nokta bu değildi. Okulda olmamız, içmemesi için yeterince iyi bir sebepti çünkü daha önce hocalara yakalanıp uyarısını almıştı. Bir kez daha yakalanırsa bu sefer alacağı cezayı tahmin bile etmek istemiyordum. Kısacası onun iyiliği için yapıyordum.
"Oğlum bari okulda içme, sonra yakalanınca benden yardım istiyorsun 'Çağrı götümü kurtarır mısın kanka' diye."
Çağrı'nın taklidine gülmem, Kerim'i sinirlendirmiş olacak ki kafamı tutup sallamıştı. Bozulan saçlarımı düzeltmek için kafamın üstündeki elini hızlıca ittirdim.
"Gençler zil bana çalıyor herhalde."diyen Mustafa hocanın sesini duymamla kafamı kaldırma hızım, Kerim'in cevap verme hızıyla aynıydı.
"Evet hocam." dedi gülerken. Gülmesi pek de iyi bir fikir değildi çünkü Mustafa hoca biraz kıl bir adamdı. Sınavdan iyi olmayan bir not aldıysan işi gücü yokmuşçasına bunu aklında tutar, olur olmadık yerlerde düşük aldığını sana hatırlatırdı. Şu anda da olduğu gibi.
"Gülüyor bir de. Oğlum sen ne pişkin adamsın, sınavdan ben mi 21 aldım?"
Herkesin fizik dersi iyi olmak zorunda değildi. Tamam 21 kadar kötü de olmak zorunda değildi ama olmuştu bir kere. Bunu gözümüze sokması beni sinirlendiriyordu.
"Hocam notumu yükselttim, tebrik etmek yerine bu dediğiniz beni kırdı şu an."
"Geçen sınavdan 20 aldın. Bu sınavdaki 1 puan da soru yanlış olduğu için herkese verildi zaten."
Mustafa hoca iyice sinir bozucu olmaya başladığında araya girip gitmemiz gerektiğini söyleyerek ortamı yumuşatmaya çalıştım. Sonra hep beraber kalkıp sınıfa doğru ilerledik. Merdivenleri çıkarken bugün Çağrı'nın doğum günü olduğu için ona sürpriz yapma fikri aklıma düşmüştü. Bu fikrimi Eylül'e söylemeyi ve onunla beraber bir şeyler ayarlamayı düşünüyordum. Ama aynı sınıfta olmadığımız için teneffüsü beklemem gerekecekti. Az önce yanımızda olmama sebebi ise bir öğrencinin sahip olması gereken sorumluluğu üstlenip yapmadığı ödevini sonraki derse yetiştirme telaşına tutulmuş olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sadece arkadaşız | yarı texting
Teen FictionDeniz, en yakın arkadaşının ona karşı değişen davranışları yüzünden hislerine hakim olamamaya başlamıştı. Başlangıç tarihi: 10/11/2023 Bitiş tarihi: 13/08/2024 K.T'e adanmıştır.