"Öyle olsa ben bilmez miydim sence?""Hiçbir şey bildiğin yok."
Öğle arasındaydık. Bahçedeki masalarda oturmuş, ne hakkında bile olduğunu bilmediğim olayın üzerine neredeyse münazara yapıyor olan Kerim ve Eylül'ün dediklerini gram umursamasam da ister istemez duyuyordum. İtiraf etmek gerekirse de oldukça sıkılmıştım. Uzaktan gülümseyerek gelen Çağrı'yı gördüğümde, onu kantinde bu kadar uzun tutan şeyin ne olduğunu merak ettim.
"Kanka tost makinesine mi evrildin amına koyayım, neredesin sen iki saattir?"
Kerim ne ara münazarayı bırakıp Çağrı'nın geldiğini fark etmişti bilmiyordum ama bildiğim şey şu an onun Kerim'i umursamadığıydı.
"Hani size anlattığım çocukluk arkadaşım Sinan vardı ya, iki senedir aynı okulda olmamıza rağmen sürekli bölümü yüzünden yurt dışına giden Sinan. Sonunda Kanada'dan dönmüş. Tanışabileceksiniz artık."
Bu, hayatı boyunca Çağrı'nın kurduğu en uzun cümleydi muhtemelen. Ne zaman geleceğini sorduğumuzda "Bugün okula gelmez diye tahmin ediyorum, yani yarın görürüz gibi." demişti.
Onaylar birkaç ifade yaptıktan sonra ortam yeniden sessizleşmişti ki aklıma gelen şeyle bir anda ayağa kalktığımda hepsi bana dönmüş, balık gibi suratıma bakıyordu. Kimya projemi yapmamıştım ve bu şu an inanılmaz bir derde sokmuştu beni. Nasıl bitireceğim hakkında hiçbir şey bilmezken onlardan yardım istediğimde beraber yapma fikrini sunmuşlardı. Evet, bu fikir güzel olabilirdi olmasına ama proje burada yapmakla bitecek gibi değildi, ayrıca teslim tarihi de bugündü. Ne zaman aptallık etmeyi bırakıp sorumluluk sahibi olacaktım çok merak ediyordum. Sanırım hiçbir zaman.
"Bir cevapsız çağrın var." dediğinde telefonumun çaldığını, Çağrı'nın da telefondaki yazıyı okuduğunu düşünerek telefonumun ekranını açtım ama herhangi bir bildirim olmadığını görünce ne demek istediğini sorarcasına kaşlarımı çattım.
"Kitabını getir beraber yapalım dediğimden beri masaya bakıyorsun boş boş, cevap vermedin."
"Şaka mı yaptın şu an? Cevapsız Çağrı sensin yani."
Çağrı'nın iğrenç şakasına yorum bile yapmak istemezken sadece teslim tarihinin bugün olduğunu söylemekle yetindim. Eylül dalga geçercesine beni alkışladığında derin bir nefes verdim. Çaresizce düşünmeye devam ediyordum. Notlarımı yüksek tutmak için almıştım bu proje ödevini, Fedai hocaya da yapacağıma dair söz vermiştim. Asıl sorun nasıl yapacağımdı. Aslında aklıma bir fikir geliyordu ama emin de değildim.
"Yapacağız!"
•
Son kalan bisküvimi ağzına atan Eylül'e bakıyordum. Meyve suyumun bıraktığım son yudumunu da böylelikle boş içmek zorunda kalmıştım. Eylül hiç farkında gibi durmuyordu o yüzden ben de pek takılmamıştım.
Fedai hoca kitapları alana kadar, yani son derse kadar, belki bugün kitaplarımızı açıp içine bakar diye yetiştirebildiğim kadarını çözmeye çalışıyordum. Sanki yetiştirebilecekmişim gibi. Bu sırada diğerleri ne yapıyordu hiçbir fikrim yoktu. Bakmak için kafamı kaldırdığımda kantindeki masada Eylül'le yalnız olduğumuzu fark ettim. İkisi ne ara nereye gitmişti onu da bilmiyordum. Sanırım ben hiçbir şey bilmiyordum. Kafamı sorularıma çevirdim, çözmeye devam etmem gerekiyordu. Keşke Çağrı birlikte yapmayı teklif ettiğinde kabul etseymişim, diye düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sadece arkadaşız | yarı texting
Teen FictionDeniz, en yakın arkadaşının ona karşı değişen davranışları yüzünden hislerine hakim olamamaya başlamıştı. Başlangıç tarihi: 10/11/2023 Bitiş tarihi: 13/08/2024 K.T'e adanmıştır.