8

464 37 21
                                    

Sabah erken saatlerde gelen hastane kahvaltısını ikimizde yiyememiştik.

Bende ısrar etmemiştim. Eve gidince ona güzel bir kahvaltı hazırlayacaktım nasıl olsa .

Sabah dokuz gibi doktor yanımıza gelip artık çıkabileceğimizi ama uzun bir şekilde istirahat dönemi geçirmesini, vücuduna bir kaç gün su değmemesi  gerektiğini söyleyip bizi taburcu etti.

Tabi elimizde bir sürü yaraları için antibiyotikler ve kremler vardı. Hepsini düzenli içip sürdüğünden emin olmalıydım.

Kıyafetleri neredeyse giyilemez durumdaydı. Tişörtünün Her yeri kan ve yırtıklar içindeydi, pantolununda tişörtünden bir farkı yok sayılırdı.

Ama şuan onu yalnız bırakıp bir yere gidemeyeceğim için eve gidene kadar idare edecektim.

"Şimdi bu pantolunu giyelim ama gidince bunları çöpe atacağım. Sadece şimdilik idare edeceğiz. " deyip üstümde ki tişörtü çıkardım.

" Ne yapıyorsun?" Dedi gözlerini üstümden başka her yerde gezdirerek.

" çok temiz değil ama şimdilik idare eder. Gel bakalım ."

Deyip üstünü giydirecektim ki

" sen ne yapacaksın?" Diye sordu.

" ben direk üstüme montumu geçiririm merak etme. Hadi." Dedim

" bende üstüme direk montumu geçirebilirim . Al giy geri tişörtünü." Dediğinde

Yine sinirlenmeye başlıyordum.

" Ne kadar çok itiraz cümlesi duyuyorum ağzından.  Zaten hemen eve gideceğiz . Üşümeni istemiyorum lütfen dediğimi yap. Üstümden çıkardığım için mi giymek istemiyorsun?"

" saçmalama sen de üşürsün diye giymek istemiyorum ama iyi tamam uzatmıyorum giyeceğim. " Dedi tekrar kafasını benden başka her yere değdirerek.

" tamam şimdi önce şu üstünde ki tuhaf önlükten kurtulalım." Dedim gülümseyerek

Arkasına geçip iplerini çözdüm.  Şimdi sadece iç çamaşırıyla kalmıştı.

Gözlerim şokla açıldı. Yüzünü görmüştüm ama vücudunun ne durumda olduğunu tam olarak bilmiyordum.

Her yerinde boşluksuz morluklar vardı.
Yer yer kan oturmuş , yer yerse soyulmuştu.

Bacaklarının üst kısmına kadar inen darbe izleri vardı. Bu bildiğin işkence emareleriydi.

Derince nefes alıp yutkundum.  Oda kendinden utanıyormuş gibi iyice kafasına öne eğip durdu.

Onu daha fazla utandırmamak adına

" Şimdi kafandan tişörtü geçirelim bakalım. Ellerini kaldırırken biraz acıyabilir o yüzden yavaş olacağız tamam mı?"

Kafasını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı.

Yavaşca tişörtü giydirirken,  acıyla bir kaç inleme döküldü ağzından.

Her ne olduysa , onun canını her kim bu kadar yaktıysa,  onun hayatını sikecektim.

Pantolunuda aynı yavaşlıkta giydirirken ,vücuduna göre bacaklarında ki hasar daha az olduğu için şükrettim.

En azından bir yeri daha az canını acıtıyordu.

Neredeyse on beş dakika süren giydirme işleminin ardından artık hazırdık.  Bende üstüme montumu getirip fermuarımı kapattım.

" amcana mesaj at." Deyip

Tekerlekli sandalye getirdim.

" Şimdi ben Hastaneden çıkışımızı alıp geleceğim. Sen burada beni bekle tamam mı?"

Ahenk  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin