13

485 30 19
                                    

Dükkanımın amına konmuştu. Bu durumu açıklayabilecek tek cümle buydu.

Karakolda ifadelerimiz alındıktan sonra oturup beklerken, bunu yapanın o şerefsiz Tahsin olduğuna çok emindim.

Bu işi çok bekletmiştim.  Aras'a yaptıklarını duyduktan sonra sikmeliydim onun iflahını ama geç kalmıştım.

Kamera kayıtlarında adamlar maskeli olduğu için pek bir şey belli olmuyordu.

Ama çalışanımı ,açık açık ayağımı denk almam konusunda tehdit ettikleri de bir gerçekti.

Ciddi manada düşününce düşmanım yoktu.  Zaten hayatım da bulunan insan sayısı sınırlıydı,  kafem yıllardır açıktı. Kimsenin kuyruğuna basmamıştım.  Kimse de bana bulaşmamıştı ta ki şimdiye kadar.

Bulunduğum mühitte sevmeyenim de yok diye biliyordum. Aras mevzusundan sonra böyle olması aklıma tek olarak Tahsin'in gelmesine sebep oluyordu.

Bu kadar yakın tarihlerde böyle bir şey olmuş olması tesadüf olamayacak kadar gerçekci gözüküyordu.

Karakolun içinde beklerken aynı zamanda sigorta şirketi ile de konuşup duruyordum.  Dükkan ve dükkanın içinde ki her şeyim şükür ki sigortalıydı.  Yıllardır sürekli parasını ödediğim sigorta şirketi ilk defa bir işe yarayacaktı.

Bütün zararım maddi olarak karşılanacaktı ama bu süre zarfında dükkanımı hızlıca açmam gerektiği için, gelecek parayı beklemeden kendimi bir şeyleri halletmeye başlamam gerekiyordu.

Buda hem maddi hem manevi olarak beni biraz yoracaktı.

Bunları düşünüp dururken içeriden bir polis memuru çıkıp , artık gidebileceğimi ,burada yapacak bir şey olmadığını  ,onlardan haber beklemem gerektiğini söyleyip uzaklaştı.

Karakoldan çıktığımda havanın karardığını yeni fark etmiştim. Saatlerdir buradaydım.  Başım çok fena ağrıyordu. Kafam duman olmuştu resmen.

Eve gidip sadece uyumak istesemde , dükkana gidip tekrar bir hasar kontrolü yapmam gerekiyordu. Yarın da sigorta şirketinden geleceklerdi. Onlar gelmeden bende etrafa biraz bakmaya karar verdim.

Arabama atlayıp , kafeye doğru sürdüğüm  de aklımın bir köşesinde de Aras vardı. Kesin çok merak etmişti , doğru düzgün haber de verememiştim. Neler demem gerektiğini düşünüp duruyordum. Ona Tahsin'in yaptığından şüpheleniyorum demek istemiyordum,  kendini suçlu hissetmesi en son istediğim şey bile değildi.

" sikeyim böyle işi." Diyerek direksiyona doğru vurdum.

Çok sinirliydim ve elimden hiç bir şey gelmiyordu.

Bir süre sonra dükkana geldiğimde , bütün emeklerimin nasıl yerle bir olduğunu gördüm. Dükkana doğru bakıp derin bir iç çektim.

Yapmam gereken çok iş vardı. En az bir hafta sürecek bir tadilat gerektiriyordu.

Bütün her şeyi dağıtıp, yıkmışlardı. Dükkan da sağlam hiç bir şey kalmamıştı neredeyse . Bütün camları çerçeveleri indirdikleri yetmiyormuş gibi , içeride ki eşyaların da hepsine zarar vermişlerdi.

Mutfak bölümün de kırılmadık tabak çanak ,makine kalmamıştı. Oturacak bir tane sandalye yoktu.

" Of." Dedim yere doğru çömelip kalırken

O sırada yan dükkandan Aras'ın amcası çıkmıştı .

" oğlum geldin mi? Bekleme soğukta gel içeri. Neler oldu anlat hele." Dedi telaşlı telaşlı.

Bende peşinden sıcak dükkana girerek , bedenimin ısınmasını bekledim.

Reşat abi o sırada içeriden sıcak bir çay getirip önüme koydu.

Ahenk  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin