26. Bölüm

85 8 3
                                    

"Kim Junmyeon'un düzenlediği ölümcül planda hayatlarını kahbettiği düşünülen Byun Baekhyun ve Park Chanyeol'ün ölmediği ve bir süredir tedavi aldığı öğrenildi. Bu süreç boyunca ikiliye her anlamda destek olduğu öğrenilen Oh Sehun'un da ortağı oldu CB Company yarın açılışını yapacak. Park Chanyeol ve Byun Baekhyun ikilisi ise açılıştan hemen sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayacak."

Haberi dinledikten sonra televizyonu kapattım. Üç gün önce Seul'e dönmüştük ve evlerimize yerleşmiştik. İkimizin de evi eski evlerimize göre daha lüks ve daha güzeldi. Ayrıca tartışmamıza rağmen son noktayı her zamanki gibi ben koymuştum ve aylardır olduğu gibi yine üçümüz birlikte yaşıyorduk ve benim evimdeydik.

Ayrıca evlerimizde fark ettiğimiz bir ayrıntı vardı. Sehun 'misafir odası' adı altında bir oda düzenlemişti ve bu odada king size bir yatak bulunmakla birlikte kendi eşyaları vardı. Tabii ki bu durum bizi çok mutlu etmişti ancak bir o kadar da Sehun'un kurnazlığına güldürmüştü.

Geniş koltukta Chanyeol ile sarılmış uzanırken yüzümü ona doğru döndüm. "Yarın büyük gün, ha?"

"Evet." gülümsedi. Dudaklarını öptüm.

"Baek buzd- Hayır ya! Yine mi?" Sehun söylenirken ona döndüm.

"Efendim hayatım?"

"Ben sürekli sizin yiyişmenizi görmek zorunda mıyım?" gözlerini devirdi. "Her neyse buzdolabında düzgün bir şey yok dışarıdan söylesek mi diyecektim."

"Olur, takıl kafana göre." Chanyeol de aynı şekilde onay verdiğinde Sehun boş olan koltuğa oturdu.

Yerimden doğruldum ve gerildikten sonra yatak odama geçip sabahtan beri üzerimden çıkarmaya üşendiğim pijamalarımı çıkarıp rahat kıyafetler giyindim.

Yeni evim eski evime göre oldukça ferahtı. Eski evime gri ve ahşap rengi hakimken şu anki evim tamamen bembeyazdı ve hiçbir şekilde kasvetli hissettirmiyodu. Diğer evime göre odası daha fazla ve doğal olarak daha büyüktü. Kiki'nin kendine özel odası bile vardı. Sehun cidden her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüştü.

Üzerimi değiştikten sonra oturma salonuna geçtim ve Sehun'un yanına oturdum. Sehun hemen kucağıma uzandı. "İlgi saatim geldi, bana ilgi göster." gülümseyip saçlarını okşamaya başladım. "İşte günün en sevdiğim saati." Saçlarıyla oynadığım için mayışan Sehun hemen uykuya dalmıştı ancak yemekler geldiğinde uyandırmak zorunda kalmıştık.

Yemeklerimize Kiki, Bibi ve Vivi ortak olurken bir yandan Sehun ve Chanyeol'ün didişmesine gülüyor bir yandan da yemeğimi yiyordum.

Üç kişilik ailemiz o kadar güzeldi ki.





















"Günaydın gün ışığım." kulağıma dolan fısıltıyla gülümsedim ve gözlerimi açtım. Güne sevdiğim adamın kolları arasında başlamak tarif edilemez derecede güzeldi.

"Günaydın sevgilim." dudaklarını öptüm.

"Uyanın hemen! Sabah old- Ama yeter her seferinde!" Sehun odaya daldığında bizi yine sarmak dolaş görmüştü. İkimiz de kahkaha atarken "Kalkın hemen!" dedi ve odadan çıktı.

Chanyeol kalktı ve beni kucağına alıp banyoya taşıdı. "Bu centilmenliğini neye borçluyum?" beni küvete oturtup üstümü çıkarırken konuşmuştum.

"Güzelliğine." baksırımı çıkardığında sesi boğuk gelmişti. "Beni her seferinde güzelliğinle o kadar büyülüyorsun ki." gülümsedim ve tişörtünden tutup kendime çektim.

"Her an beni nasıl delirttiğini bilmiyorsun tabi." tişörtünün eteklerinden tuttum ve onun yardımıyla üzerinden çıkardım. Kendisi altını çıkarırken bir yandan da suyu açmıştı. Sıcak suyla duş almaktan nefret etmesine rağmen suyu yine de sıcak açmıştı.

DRAGON'S TEETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin