25. Bölüm

133 9 3
                                    

 Suratımın her yerine bulaşan salyalar ve kulağıma dolan nefes sesleriyle yüzümü buruşturdum. "Kiki yapma!" ellerimle suratımı kapatmaya çalışmam bir etki göstermezken "Kiki!" diyerek gözlerimi açtım ancak karşımda Kiki'den çok başka biri bunu yapıyordu... Park Chanyeol!

"Chanyeol!" omuzlarından tutup durdurmaya çalışsam da yüzümün her yerini öpmeye devam ediyordu.

"Efendim sevgilim," ellerimi başımın üstünde sabitleyip bu sefer dudaklarıma yapışırken dudaklarımın üstünden gülümsedi. "günaydın." Ensesindeki saçlarında tutup kendime çektim ve dudaklarını uzunca bir süre öptüm.

"Günaydın sevgilim." ikimiz de gülümsedik.

"Kiki sanılmam biraz gururumu incitti ama neyse."

"Yüzüm öpücüklerinden ıslanınca Kiki geldi sandım." kıkırdadım.

"Her neyse, kalk hadi kahvaltı hazır." kendisi kalktıktan sonra yataktan çıkmam için ellerini uzattı ve avuçlarının içinde kaybolan parmaklarıma bir buse kondurdu. Sırıtıp yataktan çıktım ve banyoya girip hızlıca duş alıp işlerimi hallettikten sonra alt kata indim. Kalbimin sahibi iki yakışıklı masa oturmuş beni bekliyordu.

"Günaydın!" enerjik bir şekilde mutfağa girip Sehun'un omuzlarına sarıldım ve yanağını öptüm.

"Doğdu güneşim." gülümsedi. Ben de gülümsedikten sonra yerime oturup çoktan hazırlanmış kahvemden bir yudum aldım.

"Sana da günaydın Baek." birileri kıskanmıştı anlaşılan.

"Ah, günaydın." uzaktan öpücük yollayınca somurtan suratı bir anda gülümsemeye başlamıştı.

"Akşama şık bir şeyler giyinin lütfen güzel bir yerde yemek yiyeceğiz." İkimiz de başımızla onayladık ve kahvaltımıza döndük.

"Baek, tatile mi çıksak?" kahvemden son yudumu alırken sevgilimin gözlerine baktım.

"Olur da nereden çıktı bu bir anda?"

"İyi gelir diye düşündüm."

"Bana da yer var mı?"

"Lütfen sen eksik kalabilir misin?"

"Kalamam." Sehun Chanyeol ile uğraşırken Chanyeol gözlerini devirmişti.

"Sevgilimle baş başa doya doya vakit geçirmek istiyorum. Yalnız. Sadece ikimiz. Chanyeol ve Baekhyun. Baekhyun ve Chanyeol."

"Baek bensiz gitmek ister mi diye sorar mısın lütfen?" gözler bana dönünce derin bir nefes aldım. "Gördün mü, bensiz hiçbir yere gitmiyor." Sehun kahkaha attı.

Sehun'un bir an bile susmayan telefonu yeniden çalınca iznimizi isteyip masadan kalktı ve terasa çıkıp uzun bir telefon konuşmasına başladı. Ben de yerimden kalkıp Chanyeol'ün kucağına oturdum ve kollarımı boynuna dolayıp dudaklarına öpücük kondurdum.

"İşte en sevdiğim şey." ellerine hemen kalçalarıma gitti ve gülümsedi.

"Artık hep birlikteyiz. Tatile de gideriz, partilere de, yemeğe de, parka da. Biz ne istersek o var artık." dudaklarımı dudaklarından çekmeden mırıldandım. Her kelimemde dudaklarım yumuşak dudaklarına değiyordu.

"Beni delirtiyorsun ve ben hiçbir şey yapamıyorum." henüz tam olarak toparlanamadığımız için ağır hareketler yapamıyorduk.

"Enerjini topla sevgilim. Seni öyle çıldırtacağım ki enerjiye ihtiyacın olacak." göz kırptım ve dudaklarını son kez öptükten sonra kucağından kalktım. Hiçbir şey olmamış gibi kahvaltıma devam ederken Sehun aramıza yeniden katılmış ve kahvaltısına devam etmişti.





DRAGON'S TEETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin