4. Bölüm

240 25 5
                                    

  Dakikalardır çalan telefonumun melodisi gittikçe kulaklarımı rahatsız ederken sinirle elime alıp arayan kişiye baktım.

  "Efendim?" diyerek açtım.

  "Bay Byun, Kiki babasını özlemiş." telefondan gelen kadının sesiyle duraksadım. 

  "Ah, yarım saate geliyorum." telefonu kapattım ve yüzümü ovuşturdum. Uykusuz olduğum için başım çatlamak üzereydi. 

  Banyoya girip hızlı bir sıcak duşun ardından üzerime kalın bir sweat ve kot pantolon giydim. İki tane ağrı kesici hapı ağzıma attıktan sonra anahtarlarımı da alıp evden çıktım.

  Kliniğin önündeki boş yere arabayı park edip hemen içeri girdim. Kiki'nin havlamaları hemen kulağımı doldurmuştu. Bana olan sevgisine gülümsedim ve yanına gittim. Kucağıma alıp başını okşamaya başlarken veteriner de gelmişti. "Hiçbir sorunu yok, gayet sağlıklı." diyerek durumu hakkında bilgi verdi.

  "Teşekkür ederiz," diyerek Kiki'nin patisini kaldırıp salladım.

  "Rica ederim, Kiki ile olmak çok güzeldi." derken gülümsüyordu.

  "O zaman biz gidelim, güle güle. Kiki, veteriner ablana el salla." dedim ve yeniden patisini tutup salladım. Veteriner ve ben gülümserken klinikten çıkmıştım. "Gel bakalım koca bebek." diyerek Kiki'yi ön koltuğa oturttum. Kiki havlarken kapıyı kapatmış ve sürücü koltuğuna geçip oturmuştum. "Beni özledin mi?" Kiki iki kez havlarken başını okşadım "Ben de seni çok özledim." diye cevap verdim. "Hadi evimize gidelim." arabayı çalıştırıp eve sürdüm.

  Eve girer girmez Kiki heyecanla havlayarak evin her yerini dolanırken mutfağa girip mamasını koymak için mama paketini aldım. Yatağının yanında bulunan mama kabına mamasını koyduktan sonra suyunun da bitmiş olduğunu fark edip onu da tazeledim. Başımın ağrısı iki ilaca rağmen geçmemişti. İç çekip mutfaktaki masaya oturdum ve kafamı masaya yasladım. 

  Kucağımdaki ağrılık ve kulağıma dolan nefes sesleriyle gözlerimi açtım. Kiki dilini dışarı atmış bir halde bana bakarken başını okşamaya başladım. "Mamanı yedin mi?" bir kez havlayarak bana cevap verirken yerimde biraz dikleşip mama kabını kontrol ettiğimde mamasını bitirdiğini gördüm. Mutfak masasında bir süre uyukladığımı da bu sayede idrak etmiştim.

  Kiki kucağımdan inerken ben de gerinip kalkmıştım. Uyumayı denemeliydim yoksa uykusuzluktan bayılıp kalabilirdim.

  Odama gidip pantolonumu ve üzerimdeki sweati çıkarıp yorganımın altına girdim. Yanımdaki yastığa sarılıp gözlerimi kapattım ve "Sadece uyu, başka hiçbir şey düşünme, sadece uyu." diyerek kendime telkinlerde bulundum. "Uyu, tehlike yok. Sadece uyu."

 "Anne kalk -öksürük- kalk gidelim! Baba! N'olur kalkın, n'olur!"

"Baek, git..."

"Oğlum gi..."

"Kalkın! Anne, baba! Kalk- Kal... Kalkın..."  nefes nefese gözlerimi açtım. Gözlerim odanın içini tararken sanki içerideki her şey üzerime geliyor gibiydi. Yataktan hızla çıkıp odanın camını açtım ve içeri giren soğuk hava bedenimi titretirken derin nefesler almaya çalıştım. 

  Bu kabuslarım ne zaman uyusam ya da uyumaya çalışsam kendini gösteriyordu. Uyumama, nefes almama engel oluyordu. Yıllar önce yaşadığım olay her gün kendini hatırlatıyordu. 'Ben buradayım, beni unutamazsın!' diye haykırıyordu kafamın içinde. Bu da bana ve aileme bunları yaşatanlara olan nefretimi her an tazeliyordu.

DRAGON'S TEETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin