BÖLÜM 11 ɸ aşk kaçamağı

123 8 0
                                    

Bölüm 11 ɸ aşk kaçamağı

            "Son görüşmeleri Viyana'da oldu. Hakan'ı o yılın ekim ayında kaybettik. Bu torunumu çok sarstı. Severek yaptığı tüm tutkularını paramparça etti. Baleyi bıraktı, benim kuzum etrafına koca koca duvarlar geçirdi. Bunu asla demedi ama onun gözlerinde görebilirsin bunu Okyanus, hayatından biri daha ondan kopup gidecek diye kimseye sevgisini gösteremez oldu. Eskiden sadece hareketli bir çocuktu, Hakan'ın gidişi onu tahammülsüz, kavgacı bir huysuza çevirdi. Sanki kalbinde kara bir nokta oluştu ve birini sevmeye her kalkıştığında büyüyerek onu kilit altında tuttu."

            Biliyordum. Sancak her zaman bu kadar gıcık değildi.

Minerva'nın anlattıkları kızın küçük Sancak'ı merak etmesine sebep olurken o silik anı canlandı zihninde. Neredeyse boyu kadar bir sırt çantasını sırtına takıp gözlerini silen ve onu annesine götüreceğini söyleyen çocuğun silik anısını anımsadı. Birlikte gidişleri Okyanus Kale'nin evden ilk kaçış macerasıydı ve bunu yaptıklarında henüz beş yaşında bile değildi. Gözleri dolmaya başlarken acaba çocukluğundan unuttuğu kaç sahipsiz anının zamana heba edildiğini düşündü. İlk değildi ki bu Sancak'la tanışması! Bir ihtimal o da hatırlıyordu. Sancak, Okyanus'tan büyüktü ve nereden baksan bir beş yaş fark vardı aralarında.

"Onun için ne yapabileceksem yapmak istiyorum, anneanne. Hayatının yarısını bu acıyla geçirmiş bile, sadece söyle bana. Ne yapacağım ben?"

            Minerva, yüzündeki minnet ifadesiyle gülümsediğinde o kadının gözlerinde bile parlayan yaşlar olduğu bir gerçekti. Konuşmak için davrandığındaysa çardağın sürgülü kapısı çekildi ve iki kadın da Sancak'ın gelmesiyle kendilerine çeki düzen verdiler. Okyanus etrafına bakındığında havanın kararmaya başladığını gördü, güneş batmış ve alacakaranlıktı.

            Sancak, hoşnut olmayan bir tavırla yüzlerine baktıktan sonra anneannesinin yanına, Okyanus'un karşısına oturdu. "Ne oldu?"

            "Hiiiç! Sadece anneannemle biraz lafladık." diye şakıyan kızla en az bir duvar kadar duygu barındıran yüzünü anneannesine çevirdiğinde Minerva, kızın masanın üstündeki elini sıkıp ona gülümsedi. "Sen de Sancak! Ne varmış torunumla muhabbet etmişsem?"

            Sancak, inanmayan gözlerini ikisinin üstünde gezdirse de uzatmadı. Uzun zamandır aynı yerde sabit oturmaktan uyuşan poposuyla kıpırdanan kız cebinden etine batan şeyle ayaklanıverdi. Anneanne-torunun bakışlarını üstüne çektiğinde yüzündeki tuhaf ifadeyi samimi bir gülüşe çevirmeye çalıştı. "Sancak, gelir misin? Sana bir şey demem gerekiyordu."

Başını sallayıp ayağa kalkmadan önce Minerva'nın yanağını öperken Okyanus da ağzında bir şeyler geveledi. Hızlı adımlarla önden önden gidip üst kata çıkan merdivenleri tırmandı –ilk defa gördüğü bir şekilde ev dıştan merdivenliydi- ve üst katın kapısından girdikten sonra arkasını dönmesiyle onunla burun buruna geldi. Aralarında en fazla iki kafa boyu fark vardı ve gözlerinin loş ışıkta kara deliğe benzediğini düşünüyordu ki Sancak ışıkları açtı. "Evet?"

Okyanus zaman kaybetmeden elini cebine atıp yüzüğü çıkardı. "İşte! Kendi yüzüğümü bana verdiğine göre buna gerek olmadığını düşündüm." Sancak, kaşlarını çatarak yüzüğe baktıktan sonra başını kaldırıp gözlerini kapadı. Kendi kendine bir şeyler mırıldanırken elleri belindeydi. "Konuşmak istediğin şey bu muydu?"

"Bir tanesi buydu." Genç adam uzanıp işlemeli halkayı eline aldıktan sonra onu aldığı eli bırakmadı ve bir an için Okyanus'a sağ elinin dördüncü parmağına yüzük takan bu adamla ona takması için bir yüzük verip tuvalette bir başına bırakan pisliğin hiçbir alakası yok gibi geldi.  "İkisi de senin Okyanus. Yoksa ayrım yapamıyor musun?" Merhaba bay gıcık! Ben de yollarını gözlüyordum. Neyse ki Minerva'ya bir vaatte bulunmuştu ve onu daha saati dolmadan bozmak istemiyordu da onun kendisini öfkelendirmesine izin vermemeye çalışabildi. "Diğer konuya gelirsek," kız öfkeyle dişlerinin arasından konuşurken yüzünde ciddi ciddi eğlendiğini gösteren bir ifade ortaya çıktı. Okyanus diğer isteğini söylediğinde ise misillemesini en güzel haliyle yapıp onu kızgın bir boğaya çevirerek turu aldı. "Sarhoş olmak istiyorum."

ISIRIK SERİSİ ||EMANET||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin