BÖLÜM 3 ɸ durdur beni ya da durma

396 23 6
                                    

BÖLÜM 3 ɸ durdur beni ya da durma

Durukan Kar Tanesi'nin önünde durduğunda güneş gözlüklerimi takıp arabadan indim. Üzerimde rahat hardal renginde bir eşofman ve canlı yeşil bir hoodie vardı. Saçlarımı gelişi güzel fırçalasam da bir önceki gece kuruttuktan sonra yağlamadığım için kabarmışlardı. Dahası gözlerim uykusuzluktan kum varmış gibi batarken taktığım lenslerden dolayı gözlerim kan çanağına dönmüştü. Üstelik huysuzluğum hat safhadaydı.

Eski çalışanlardan biri beni tanıyıp yanıma geldiğinde onunla selamlaştım. Beni Mehtap yengenin özel locasında bekledikleri aşikardı, adımlarımı direkt oraya yönlendirdim.

Son birkaç ayda bir iki sefer gelsem de bu locaya en son gelişimin üzerinden epey zaman geçmişti. Aklıma o gece geldiğinde dudaklarım kıvrıldı. İçten içe Berfu'nun hala bunun kinini gütmediğini umup kapıyı çaldım ve cevap beklemeden içeri girdim.

"Günaydın sultanlarım!" Sesimin neşesinin aksine ruhum yıkıktı. Mehtap yenge, Buğra amcanın coşkusunu aratmayacak bir şekilde ayaklanıp bana sarılırken onların ne kadar da uyumlu bir çift olduklarını düşünmeden edemedim.

Mehtap yenge gözlüğümü başımın üzerine kaydırdı. "Ay, kuzum yormuşsun kendini! Ay ay Sare, şuna bak! Ellerine ne oldu böyle?"

Mehtap yengemin yanağına bol sulu bir öpücük bıraktım. "Bir şeyim yok kız, valla yok!" diye temin ettim ayaklanan Sare yengeye giderken. Beni iki yanağımdan öptü. Gözleri dikkatli bir şekilde avuçlarımı incelerken Sancak'ın eşi olan gözlerini görmek omurgamdan aşağı bir ürperti saldı. "Sancak iyice temizledi, inanmıyorsanız bana onu arayın."

Berfu'ya da sarıldım yerime geçmeden önce. "Taze anne, yeğenim nasıl bakalım? Düğün telaşı nasıl? Buğra amcadan öğrendim programınız yoğun geçiyormuş."

"Ellerini Sancak mı temizledi? Ne zaman?"

Sare yengeyi sevsem de normal zamanda da aramızda biraz mesafe hep vardı. Bu durum küçüklüğümden bu yana beni tabiri caizse Avrupalı bir leydiye çevirme isteği duyup aktif olarak kolları sıvamasıyla baş göstermişti. Güzel sanatlara geçişim dışında aldığım hiçbir kararı onayladığını sanmıyordum. Kim bilir, buna oğluyla evlenecek olmam da dahil olabilirdi. Ancak onu severdim, kötü gün dostuydu.

"Dün gece birlikteydik," dedim masadaki salatalıklardan birkaçını ağzıma atmadan önce. Ne kadar aç olduğumu ilk ısırıktan sonra daha iyi anladım. "Öyle mi? Dün oğlumla konuştum, hiç bahsetmedi." Buna diyecek cevabım yoktu, ona gecenin bir yarısı oğlunun kapısına dayandığımı söyleyecek değildim.

"Ondan mı geliyorsun, Hatun evde olduğunu söylemişti."

O porselen fincanındaki çaydan bir yudumu keyifle içerken yutmaya çalıştığım salatalık boğazımda kaldı. Birkaç kere öksürürken Mehtap yenge panikle uzanıp sırtıma vurdu. "Ay Sare, o nasıl soru öyle?"

"Ne bileyim, dün akşam Sancak'la konuştuğumda Okyanus'tan bahsetmedi. Sahi, dün moda evine de gelmedin Okyanus. Atölyeye geçeceğim diye hazırlatmışsın ama oraya da gitmemişsin. Neredeydin?" Bu kontrol saplantısı şaka mıydı? Bir anda tüm tadımın kaçması işten bile değildi. Bunun ilk olmaması bir şeyi değiştirmiyordu neticede, sadece yüzümü sabit tutabildim. "Evet, Bulut'a gittim. Gecenin büyük bir kısmını birlikte geçirdik."

Yüzünün adım adım düşüşünü izledim. Duygularını saklamakta benim kadar iyi değildi çünkü onları saklamaya benim kadar ihtiyacı olmamıştı. Yalpalamasını izlerken kaçan iştahıma rağmen bir parça daha bir şeyler yedim rastgele.

ISIRIK SERİSİ ||EMANET||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin